KARAARDIÇ Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

KARAARDIÇ harflerini içeren 5 harfli 21 kelime bulunuyor. 5 harfli KARAARDIÇ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

ARDIÇ11, ÇADIR11, DARAÇ10, ÇIKAR9, ÇIKRA9, ÇIRAK9, ÇARIK9, ÇAKIR9, KIRAÇ9, ARKAÇ8, ÇARKA8, ÇAKAR8, ÇAKRA8, KRAÇA8, KAÇAR8, ARDAK7, DAKAR7, KADAR7, RADAR7, ARAKA5, KARAR5

ARAKA (Kelime Kökeni: Rumca)

[isim]

[bitki bilimi]

  • İri taneli bezelye

KARAR (Kelime Kökeni: Arapça ḳarār)

[isim]

  • Bir iş veya sorun hakkında düşünülerek verilen kesin yargı

    Bu kararı söyleyen sesin tesiri gözlerimizi yaşla doldurdu. - Hamdullah Suphi Tanrıöver

[hukuk]

  • Herhangi bir durum için tartışılarak verilen kesin yargı, hüküm

    Yargıç kararı.

  • Bu yargıyı bildiren belge

    Mahkeme kararını aldı.

  • Değişmeyen, düzenli durum, düzenlilik, yöntemlilik
  • Değişmez olma

    Havanın hiç kararı yok.

  • Tam ölçüsünde, ne az ne çok

    Yemeğin tuzu karar.

[müzik]

  • Türk müziğinde, taksim yaparken ana makama dönüş

Ata Sözleri ve Deyimler

  • karara bağlamak
  • karara kalmak
  • karar almak
  • karar altına almak
  • karara varmak
  • karar bulmak
  • kararında bırakmak
  • karar kılmak
  • karar vermek

Birleşik Kelimeler: kararname, bir karar, kavlükarar, nihai karar, orta karar, tashihikarar, ara kararı, arama kararı, gıyap kararı, görevsizlik kararı, göz kararı, hakem kararı, mahkeme kararı, takipsizlik kararı

ARDAK

[isim]

[bitki bilimi]

  • İçten çürümeye yüz tutmuş ağaç

KADAR (Kelime Kökeni: Arapça ḳadar)

[edat]

  • Ölçüsünde, derecesinde

    Balıkçılıkta para vardır ama dalgıçlık kadar da genç işidir. - Sait Faik Abasıyanık

  • Büyüklüğünde, genişliğinde

    Bacak kadar çocuk.

    Avuç içi kadar yer.

  • Dek

    Saat ona kadar sokaklarda gezdi. - Peyami Safa

  • Gibi

    İstanbul'un balıkları kadar balıkçıları da hoştur. - Sait Faik Abasıyanık

  • Denli

    Bu merdivenleri yapıldığı günden beri bu kadar telaşla çıkmamışımdır. - Yusuf Ziya Ortaç

  • Süre belirten bir söz

    Bu minval üzere yedi ay kadar geçti, geçmedi. - Refik Halit Karay

[zarf]

  • Miktarda, derecede

    İçinde biriken hayat bazen taşacak kadar çok oluyor. - Halide Edip Adıvar

  • Bir sayıdan sonra geldiğinde kesinlikle belli olmayan bir niceliği belirten söz

    Kantara'nın önünde yüz kadar düşman çadırı kurulmuştu. - Falih Rıfkı Atay

RADAR (Kelime Kökeni: İngilizce radar)

[isim]

  • Radyo dalgalarının yankısını alarak cisimlerin yerini ve uzaklığını bulabilen, genellikle uçak ve gemilerde kullanılan cihaz
  • Trafik polisleri tarafından kullanılan, taşıtların hızını saptamaya yarayan aygıt

[mecaz]

  • İçgüdü, seziş

    Büyük yurt sevgisinin yüce boyutlarını analık radarı ile pek iyi sezebilmektedir. - Haldun Taner

ARKAÇ

[isim]

[halk ağzında]

  • Ağıl
  • Dağ sırtlarında davarların yatırıldığı düz, rüzgâr almayan kuytu yer

ÇARKA

[isim]

[tarih]

  • Osmanlı ordusunda öncü görevi

ÇAKAR

[isim]

[denizcilik]

  • Denizde, açığa veya kıyılara yerleştirilen, düzenli aralıklarla ve sürekli belirli aralıklarla yanıp sönen küçük fener, şimşekli fener
  • Genişliği on, uzunluğu yaklaşık iki yüz elli kulaç olan balık ağı

    Kolyoz çakarı. Uskumru çakarı.

ÇAKRA (Kelime Kökeni: Sanskrit)

[isim]

  • İnsan bedeninde bulunan enerjiyi tüm vücuda dağıtan enerji noktaları

KRAÇA

[isim]

[hayvan bilimi]

  • İstavrit balığının küçüğü

KAÇAR

[sıfat]

  • Kaç soru sıfatının üleştirme biçimi

    Bu evler kaçar odalı?

    Her birinden kaçar tane aldınız?

ÇIKAR

[isim]

  • Dolaylı bir biçimde elde edilen kazanç, menfaat, yarar

Ata Sözleri ve Deyimler

  • çıkar gözetmek
  • çıkarına bakmak
  • çıkarını tepmek

Birleşik Kelimeler: çıkar budak, çıkar yol

ÇIKRA

[isim]

[halk ağzında]

  • Sık çalı

ÇIRAK (Kelime Kökeni: Farsça çerāġ)

[isim]

  • Zanaat öğrenmek için bir ustanın yanında çalışan kimse
  • Dükkânda ayak işlerine bakan kimse

    Ekseriya bahçıvan, uşak, bakkal çırağı ile karşılaşırdım. - Refik Halit Karay

[eskimiş]

  • Saray, daire vb. büyük yerlerde yıllarca hizmet ettikten sonra geçimi sağlanarak başka yerde yaşamasına izin verilen kimse

Ata Sözleri ve Deyimler

  • çırak almak
  • çırak çıkarmak
  • çırak vermek

ÇARIK

[isim]

  • İşlenmemiş sığır derisinden yapılan ve deliklerine geçirilen şeritle sıkıca bağlanan ayakkabı

    Tozla örtülmüş çarıklarının eskiliği belli olmuyor. - Ömer Seyfettin

  • Araba yokuş aşağı giderken tekerleği frenlemek için altına sürülen demir levha

[denizcilik]

  • Çene

[argo]

  • Para cüzdanı

    Kızı bu çarık sözünün para cüzdanı manasına geldiğini bilmeden dinler. - Refik Halit Karay

Birleşik Kelimeler: çürük çarık, venüsçarığı