[sıfat]

• Herhangi bir karakteri olan

• Karakteri sağlam olan

[-i]

• Ölçü ve tartıya dayanmaksızın, gözle oranlayarak hesaplamak, tahmin etmek

  Şöyle bir hedefi kararladı ve tetiği çekti.

[-i]

• Karalama işini yaptırmak

[nesnesiz]

• Karalama işi yapılmak

• Kara duruma gelmek

[mecaz]

• Leke sürülmek, kötülük yüklenmek

[isim]

• Kararlı olma durumu, istikrar

  Başlangıçta birbirimize benzer iki çocukken o, kararlılıkla kendini korudu. - Reha Mağden

[kimya]

• Boyanın zamanla özelliklerini değiştirmeme durumu

[isim]

• Karartılmak işi

[isim]

[hayvan bilimi]

• Leylekgillerden, gagası aşağı doğru kıvrık, tüyleri kara, uzun bacaklı bir kuş, çeltik kargası (Ciconia nigra)

[sıfat]

• Karakolla ilgili

Ata Sözleri ve Deyimler

• karakolluk olmak

[isim]

• Kartonlamak işi

[nesnesiz]

• Karık (II) açmak

[-e]

[denizcilik]

• Gemi yanını dayamak

  Gemi rıhtıma karınlamış.

[isim]

• Birtakım böceklerin çıkardıkları şekerli sıvıya yapışarak yaprak, filiz ve meyvelerin kurum karası bir renkte kaplanmasına yol açan ilkel mantar

• Bu mantarın sebep olduğu hastalık

[isim]

• Kırıkkale iline bağlı ilçelerden biri

[isim]

• Kariyerizm öğretisine bağlı olan kimse

[isim]

• Kocaeli iline bağlı ilçelerden biri