KAPTIRMAK Harflerini İçeren 6 Harfli Kelimeler
KAPTIRMAK harflerini içeren 6 harfli 26 kelime bulunuyor. 6 harfli KAPTIRMAK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
KIRPMA12,
KATRAK
- Marangozlukta tomrukları biçmeye yarayan ve birden çok testeresi olan biçme makinesi
ARTMAK
- Büyük heybe
-
Çoğalmak
O zaman bedava binme olasılığı artardı. - Ayla Kutlu
-
Harcandıktan sonra bir miktar geri kalmak
Kumaş arttı. Yemek arttı.
- Değeri yükselmek, fazlalaşmak
KARMAK
- Karıştırmak, birbirine katmak
-
Toz durumundaki bir şeyi sıvı ile karıştırarak çamur veya hamur durumuna getirmek
Yapı için harç karmak. Boya karmak.
Birleşik Kelimeler: betonkarar
KIRAAT (Kelime Kökeni: Arapça ḳirāʾat)
-
Okuma
Orada da bu gece kıraatleri devam ediyordu. - Hüseyin Cahit Yalçın
- Kur'an'ı belli kural ve işaretlere göre okuma
Ata Sözleri ve Deyimler
- kıraat etmek
Birleşik Kelimeler: kıraathane
KATMAK
-
Bir şeyin içine, üstüne veya yanına, niteliğini değiştirmek veya niceliğini artırmak için başka bir şey eklemek, karıştırmak
Sirkeye su katmak.
-
Bir araya getirmek
Fadime, bu yavru bolluğu arasında kuzuları çocuklara ve çocukları kuzulara katarak en olgun bir saadet içinde yaşamış. - Halide Edip Adıvar
-
Birlikte göndermek
Kafileye muhafız katmak.
- Döllenmeyi sağlamak için erkek hayvanı dişinin yanına salmak
MARKKA (Kelime Kökeni: Fince)
- Finlandiya para birimi, mark
MATRAK (Kelime Kökeni: Arapça miṭrāḳ)
- Savaşmayı öğretmek için kullanılan, ucu giderek yuvarlaklaşan kalın sopa, değnek
-
Eğlenceli, gülünç, hoş
Cavcav gibi matrak oğlan var mı yahu? - Attila İlhan
Ata Sözleri ve Deyimler
- matrağa almak
- matrak geçmek
TAKMAK
-
Bir şeyi başka bir yere uygun bir biçimde tutturmak, iliştirmek, geçirmek
Gözlüğünü takıp masaya eğildi. - Refik Halit Karay
-
Düğün vb. törenlerde takı armağan etmek
Geline pırlanta yüzük takmışlar.
-
Ad, lakap koymak
Ona bu adı kim takmıştır, ne zaman takmıştır, bilemiyor. - Haldun Taner
-
Kuşanmak
Kılıç takmak.
-
Kendisiyle birlikte götürmek, yanına almak veya arkasından izletmek
Arabaya hafiye kıyafetinde polis memurları da takıyorlar. - Yusuf Ziya Ortaç
-
Biriyle olumsuz olarak uğraşmak
Matematik öğretmeni ona taktığı için dersten kaldı.
-
Borç bırakmak
Bu eve asilzadelerin biri girip öteki giderdi. Giden kirayı takar, gelen ortalığı kasıp kavururdu. - Peyami Safa
-
Önemsemek, önem vermek, tınmak
Dün koskoca bir mebus kızıyken, bir zamanların Şalvarlı Nuriyesi'ni takar mıyım? - Adalet Ağaoğlu
-
Sınavını başaramamak
Bütün derslerden takarak sınıfta kaldı.
Ata Sözleri ve Deyimler
- takıp takıştırmak
Birleşik Kelimeler: asım takım, bultak
ARITMA
- Arıtmak işi
Birleşik Kelimeler: arıtma ünitesi
AKITMA
-
Akıtmak işi, isale
Oğlunun o eciş bücüş burnunun dikine gitmeye başladığı günlerde, tüm ilgisini ve sevgisini büyük kızına akıtmaya başlamıştı. - Elif Şafak
- Hayvanların, özellikle atların alınlarında bulunan ve burunlarına doğru uzanan beyaz leke
- Un, süt, yağ, yumurta, şeker veya pekmezle yoğrularak cıvık bir duruma getirilen hamurun kızgın sac üzerinde pişirilmesiyle yapılan bir tatlı türü
- Enli bilezik
IRAMAK
-
Uzaklaşmak, uzamak, ara açılmak
Gide gide ben yolumdan ıradım / Iradım da dost köyüne uğradım - Halk türküsü
KIRMAK
-
Sert şeyleri vurarak veya ezerek parçalamak
Taşları kırmak. Bardağı kırmak.
- İri parçalara ayırmak
-
Belirli bir biçimde katlamak
Forma kırmak.
-
Öldürmek, yok olmasına neden olmak
Bu yıl soğuk, hayvanları kırdı.
-
Bir şeyin fiyatını azaltmak, indirmek
Firma verdiği teklif fiyatını son dakikada bir yüzde yirmi daha kırıyordu. - Haldun Taner
- Tavlada karşı oyuncunun pulunu oyun dışında bırakmak
-
Vücut kemiklerinden birini parçalamak
Ayol, yapma, gel, düşüp bir yerini kıracaksın! - Osman Cemal Kaygılı
- Tahılı iri ve kaba öğütmek
-
Hareket durumundaki canlının veya taşıtın yönünü değiştirmek, çevirmek, döndürmek
Ne tarafa doğru meyil varsa gidonu o tarafa doğru kıracaksınız ki bisiklet doğrulsun. - Burhan Felek
-
Dileğini kabul etmeyerek veya beklenmeyen bir davranış karşısında bırakarak gücendirmek, incitmek
Bazen bir kelimenin, bir ses tonunun sevdiğimiz bir insanı kırdığını görürüz. - Mehmet Kaplan
-
Yok etmek
Bir gündüz olsa belki bu derdi kıracağım / Yoksa bu sensizlikten artık çıldıracağım - Enis Behiç Koryürek
-
Gücünü, etkisini azaltmak
Birkaç gün evvel yağan yağmur sıcağı kırmamış. - Burhan Felek
- Kaçmak, uzaklaşmak
-
Değerinden düşük fiyata almak
Bono kırmak. Çek kırmak.
Ata Sözleri ve Deyimler
- kırdığı koz (veya ceviz) kırkı (veya bini) aşmak
- kırıp dökmek
- kırıp geçirmek
- kırıp sarmak
Birleşik Kelimeler: bakterikıran, Kervankıran, sabankıran, saçkıran, sahipkıran, zararlıkıran
KIRKMA
- Kırkmak işi
- Ucu kesilip alnın üstüne bırakılan saç
KARMIK
- Çay ağzında yapılan balıkçı büğeti
- Mersin balıklarının üremek için denizden nehirlere geçişleri sırasında avlanmalarında kullanılan ve nehir ağızlarına kurulan çok iğneli bir olta takımı
KARIMA
- Karımak işi