KANUNLAŞTIRMAK Harflerini İçeren 8 Harfli Kelimeler

KANUNLAŞTIRMAK harflerini içeren 8 harfli 122 kelime bulunuyor. 8 harfli KANUNLAŞTIRMAK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

ARILAŞMA13, ANILAŞMA13, AŞILAMAK13, AŞILANMA13, AŞILATMA13, AŞTIRMAK13, AŞIRTMAK13, ALTMIŞAR13, AKŞAMLIK13, KIRLAŞMA13, KIŞLAMAK13, KIŞLATMA13, KITLAŞMA13, KUŞANMAK13, KUŞATMAK13, KUTLANIŞ13, KALKIŞMA13, KARIŞMAK13, KARKAMIŞ13, KAŞINMAK13, KATIŞMAK13, KARMAŞIK13, MAŞATLIK13, MATRUŞKA13, NURLANIŞ13, ŞIRLAMAK13, ŞUTLAMAK13, ŞAMANLIK13, ŞAMATALI13, TUŞLAMAK13, TANIŞMAK13, TAKIŞMAK13, TAŞINMAK13, TAŞIRMAK13, URLAŞMAK13, ANLAŞMAK12, ANTLAŞMA12, AKLAŞMAK12, KAŞANMAK12, KAŞLAMAK12, KATLANIŞ12, ŞAKLATMA12, ŞAKRAMAK12, ŞAKLAMAK12, ŞARTLAMA12, ŞARLAMAK12, TAŞKIRAN12, TAŞLAMAK12, TAŞLANMA12, NUMARALI11, ŞARLATAN11, ARILANMA10, ARILAMAK10, ARIKLAMA10, ARATILMA10, ARANILMA10, ANIRTMAK10, ANIKLAMA10, ATKILAMA10, IRALAMAK10, KIRKLAMA10, KIRTLAMA10, KINALAMA10, KINANMAK10, KINLAMAK10, KITLAMAK10, KUTLAMAK10, KUTLANMA10, KANAMALI10, KANIRMAK10, KANIRTMA10, KARILMAK10, KARINMAK10, KALKINMA10, KALINMAK10, KATILMAK10, KARMALIK10, KATMANLI10, MANTARLI10, MAKARALI10, MALKIRAN10, NURLANMA10, TINLAMAK10, TIKLANMA10, TIKANMAK10, TIKLAMAK10, TURLAMAK10, TURALAMA10, TANINMAK10, TANILMAK10, TANILAMA10, TAKILMAK10, TAKINMAK10, UNLANMAK10, ARALIKTA9, ARLANMAK9, ANKARALI9, ANLATMAK9, ATLANMAK9, AKTARMAK9, AKTARLIK9, AKRANLIK9, AKMANTAR9, AKLANMAK9, ALATURKA9, KURTALAN9, KULAKTAN9, KANTARLI9, KANTARMA9, KANATMAK9, KANLAMAK9, KANLANMA9, KARANLIK9, KARLAMAK9, KARLANMA9, KARTALMA9, KATLAMAK9, KATLANMA9, KATRANLI9, TANLAMAK9, TAMLANAN9, TARANMAK9

ARALIKTA

[zarf]

  • Öbür şeyler arasında, bu arada

ARLANMAK

[nesnesiz]

  • Utanmak

    Ramazan günü alenen meyveli gazoz içmeye arlanmıyor musun? - Haldun Taner

ANKARALI

[isim]

  • Ankara ilinden olan kimse

    Ankaralılarla münasebetlerinde her zaman sıkı bir ahlak ve seviye kontrolüne tabi tutuldu. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

ANLATMAK

[-e]

[-i]

  • Bilgi vermek, izah etmek

    Gece sabaha kadar düşündüğü şeyleri babasına da anlatmak isterdi. - Peyami Safa

  • Bir konu üzerinde açıklama yapmak, açıklamada bulunmak

[nesnesiz]

  • Nakletmek

    Sonra bir hikâye anlattı. - Abdülhak Şinasi Hisar

Ata Sözleri ve Deyimler

  • anlata anlata bitirememek

ATLANMAK

[nesnesiz]

  • Ata binmek

    Az sonra ulaklar oba beylerine haber ulaştırmak için atlanmışlardı. - Nezihe Araz

  • At edinmek

[nesnesiz]

  • Atlama işi yapılmak

    Burası atlanacak yer değil! Bu yazıda birkaç satır atlanmış.

AKTARMAK

[-e]

[-i]

  • Bir şeyi bir yerden, bir kaptan başka bir yere veya kaba geçirmek

[-i]

  • Bir şeyin yolunu, yönünü değiştirmek
  • Bir lehçeyi başka bir lehçeye uyarlamak
  • Toprağı altı üstüne gelecek bir biçimde iyice bellemek
  • İletmek, bildirmek

    Derdini size aktarıp arınmış, sizi zehirleyip bırakmıştır. - Haldun Taner

  • Bir kitabı başından sonuna kadar okumak
  • Birinin başka biriyle telefonla konuşmasını sağlamak

[-i]

  • Çatı kiremitlerinin kırık ve bozuk olanlarının yerlerine sağlamlarını koymak

[-i]

[edebiyat]

  • Alıntılamak

    Onun yerine Salâh Birsel'in bir şiirini aktaracağız. - Salâh Birsel

[edebiyat]

  • Kaynak kişiden derlenen herhangi bir parçayı kitlelere duyurmak ve yaymak

[edebiyat]

  • Tür değişikliği yapmak

    Romanı dizi filme aktarmak.

[bilişim]

  • Bir tekniğe göre biçimlendirmek, uyarlamak

[teknik]

  • Üretilmiş olan bir enerjiyi, başka organlara iletmek

AKTARLIK

[isim]

  • Aktarın yaptığı iş

AKRANLIK

[isim]

  • Akran olma durumu

AKMANTAR

[isim]

[bitki bilimi]

  • Tadı güzel ve besleyici bir tür mantar, keçi mantarı (Agaricus campestris)

AKLANMAK

[nesnesiz]

  • Ak olmak, temizlenmek

    Bu çamaşır ne aklanır ne paklanır.

[hukuk]

  • Hakkında dava açılan sanık, yargılama sonunda suçsuz bulunmak, temize çıkmak, beraat etmek

    Yasak oyunum bu rejimde aklandı, Ulvi Uraz onu ramp ışığına çıkardı. - Haldun Taner

[hukuk]

  • Kooperatif, şirket, dernek vb. kuruluşların faaliyetleri ve harcamaları genel kurulca uygun bulunmak

ALATURKA (Kelime Kökeni: İtalyanca alla turca)

[sıfat]

  • Eski Türk gelenek, görenek, töre ve hayatına uygun, Doğuluca, alafranga karşıtı

    Alaturka, eski tahta kapısının dışarıdan da içeriden de çengelleri var. - Ayla Kutlu

  • Bu töre ve hayatı benimsemiş (kimse)

[isim]

  • Alaturka saat

    Biz alaturka 10 sularında mektepten çıkardık. - Falih Rıfkı Atay

[mecaz]

  • Düzensiz, yöntemsiz

    Alaturka çalışma.

Birleşik Kelimeler: alaturka müzik, alaturka saat, alaturka tuvalet

KURTALAN

[isim]

  • Siirt iline bağlı ilçelerden biri

KULAKTAN

[zarf]

  • Yalnızca duyarak, dinleyerek

    Fırat Sultan bu okçu şehzadeye kulaktan âşık olmuş. - Refik Halit Karay

Birleşik Kelimeler: kulaktan dolma, kulaktan kulağa

KANTARLI

[sıfat]

[argo]

  • Çok ağır

    Yapabilse, bir an evvel kurtulmak isterdi bu kantarlı külfetten. - Elif Şafak

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kantarlıyı savurmak

Birleşik Kelimeler: kantarlı küfür

KANTARMA

[isim]

  • Azılı atları zapt etmek için dillerini bastıracak biçimde yapılmış demir araç

    Gururu okşanılan bir erkek ise ağzına kantarma geçirilmiş bir küheylan kadar âcizdir, elinizde esirdir. - Hüseyin Cahit Yalçın