KANTİYANE Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler
KANTİYANE harflerini içeren 5 harfli 31 kelime bulunuyor. 5 harfli KANTİYANE kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
AYNEN7,
ANKET (Kelime Kökeni: Fransızca enquête)
-
Sormaca
Öteden beri zaman zaman yapılagelen bu anketler ne güzel anketlerdir! - Behçet Necatigil
Ata Sözleri ve Deyimler
- anket yapmak
ANTEN (Kelime Kökeni: Fransızca antenne.)
- Boşlukta yayılan elektromanyetik dalgaları toplayarak bu dalgaların transmisyon hatları içerisinde yayılmasını sağlayan cihaz
- Duyarga
- Olta şamandırasının alt ve üst kısmında bulunan ince uçlar
Birleşik Kelimeler: anten yükselteci, çanak anten
ANTİK (Kelime Kökeni: Fransızca antique)
- İlk Çağdaki uygarlıklarla, özellikle eski Yunan ve Roma uygarlıkları ile ilgili olan, antika
Birleşik Kelimeler: Antik Çağ
ANANE (Kelime Kökeni: Arapça ʿanʿane)
-
Gelenek
Böyle ufak kasabalarda öteden beri aristokratik bir anane vardı. - Ercüment Ekrem Talu
AKAİT (Kelime Kökeni: Arapça ʿaḳāʾid)
- Bir dinin öğrenilmesi gereken inançlarının ve tapınma kurallarının tümü
- Bu kuralları toplayan kitap
AT
- Atgillerden, binme, yük çekme, taşıma vb. hizmetlerde kullanılan, tek tırnaklı hayvan, beygir, düldül
- Satrançta, her yönde siyahtan beyaza ve beyazdan siyaha bir hane atlayarak L biçiminde hareket eden taş
Ata Sözleri ve Deyimler
- ata arpa yiğide pilav
- ata binen nalını, mıhını arar
- ata binersen Allah'ı, attan inersen atı unutma
- ata da soy gerek, ite de
- at, adımına göre değil adamına göre yürür
- ata dost gibi bakmalı, düşman gibi binmeli
- ata et, ite ot vermek
- ata eyer gerek, eyere er gerek
- at at oluncaya kadar sahibi mat olur
- at beslenirken kız istenirken
- at binenin, kılıç kuşananın
- at binicisine göre kişner
- at bulunur meydan bulunmaz, meydan bulunur at bulunmaz
- at çalındıktan sonra ahırın kapısını kapamak
- at gibi
- atı alan Üsküdar'ı geçti
- atı atasıyla, katırı anasıyla
- atım tepmez, itim kapmaz deme
- atına bakan ardına bakmaz
- atın bahtsızı arabaya düşer
- atın dorusu, yiğidin delisi
- atını sağlam kazığa bağlamak
- atın ölümü arpadan olsun
- atın ürkeği, yiğidin korkağı
- atın varken yol tanı, ağan varken el tanı
- at ile avrat yiğidin bahtına
- at izi it izine karışmak
- at koşturacak kadar
- at koşturmak
- atla arpayı dövüştürmek (veya dalaştırmak)
- atla deve değil
- atlarını itlerini nallamak
- atlar nallanırken kurbağalar ayak uzatmaz
- atlar tepişir, arada eşekler ezilir
- at nalı kadar
- at olur, meydan olmaz (veya bulunmaz), meydan olur (veya bulunur), at olmaz (veya bulunmaz)
- at oynatmak
- at ölür, itlere bayram olur
- at ölür meydan kalır, yiğit ölür şan kalır
- at pazarında eşek osurtmuyoruz!
- atta, avratta uğur vardır
- attan düşene yorgan döşek, eşekten düşene kazma kürek
- attan inip eşeğe binmek
- at var, meydan yok
- at yedi günde, it yediği günde
- at yiğidin yoldaşıdır
Birleşik Kelimeler: at arabası, at bakıcısı, atbalığı, atbaşı, at cambazı, at donu, at gözlüğü, at gözlüklü, at hırsızı, at kestanesi, atkuyruğu, at meydanı, at sineği, banko at, çıplak at, binek atı, denizatı, Flaman atı, koşu atı, koşum atı, yarış atı
- Astatin elementinin simgesi
ETKİN
- Hareketli, işleyen, çalışan, faal, aktif, dinamik
- Fiilde bulunan, etkinlik gösteren, edilgin karşıtı
- Kimyasal tepkimelere katılma yatkınlığı gösteren (molekül, atom)
Birleşik Kelimeler: etkin okul, etkin öğretim, aşırı etkin, ışın etkin
ETNİK (Kelime Kökeni: Fransızca ethnique)
- Kavimle ilgili, budunsal, kavmî
İNTAK (Kelime Kökeni: Arapça inṭāḳ)
- Konuşturma söyletme
- Kişileştirilen varlıklara, hayalî yaratıklara söz söyletme sanatı, dillendirme
Birleşik Kelimeler: teşhis ve intak
İNTAN (Kelime Kökeni: Arapça intān)
-
Mikrop
Yaranın intan ile karışması sizi fazla zayıf düşürmüş. - Reşat Nuri Güntekin
- Kokuşma, kötü kokma
KANAT
-
Kuşlarda ve böceklerde uçmayı sağlayan organ
Bir daldan hızla geçip gitti bir kuş kanadı / Sessizlik bir tüy gibi bir dakika sallandı / Pırıldadı bir ateş böceği sarmaşıkta - Halit Fahri Ozansoy
- Balıklarda yüzgeç
- Bir uçağın havada durmasını sağlayan taşıyıcı aerodinamik güçlerin etkilediği yatay yüzey
-
Kapı, pencere, dolap gibi dikine açılıp kapanan şeylerin kapağı
Bir müddet kapı kanatlarının kenarlarını okşarcasına yokladı. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu
-
Yan, taraf
Perde kanadı.
-
Meclis, parti vb. topluluklarda düşünce yönünden özellik gösteren taraflardan her biri
Partinin sol kanadı.
-
Fırıldak biçiminde olan şeylerde kol
Yel değirmeni kanadı.
Pervane kanadı.
- Angıç
-
Savaş düzenindeki ordunun iki yanından her biri, cenah
Ordunun sağ kanadı.
- Futbol, hentbol vb. takım oyunlarında hücum hattının sağ ve sol bölümü
Ata Sözleri ve Deyimler
- kanadı altına almak
- kanat açmak
- kanat alıştırmak
- kanat çırpmak
- kanat germek
Birleşik Kelimeler: çakırkanat, kın kanat, kızılkanat, sağ kanat, sarıkanat, yelkenkanat, burun kanadı, kazkanadı, kuşkanadı, pencere kanadı
NAKİT (Kelime Kökeni: Arapça naḳd)
- Para, akçe
- Kullanılması hemen mümkün olan para, peşin para, likit
Birleşik Kelimeler: nakit kartı, nakit para
NANİK
- Başparmağı burna değdirip öteki parmakları açarak ve sallayarak yapılan alay işareti
Ata Sözleri ve Deyimler
- nanik yapmak
TANİN (Kelime Kökeni: Arapça ṭanīn)
- Tınlama
TANEN (Kelime Kökeni: Fransızca tanin)
- Birçok bitkisel maddede bulunan, deri tabaklamada, hekimlikte kullanılan, tadı buruk bir madde