[nesnesiz]

• Etkiye uğramak, müteessir olmak

  Bu duygusal atmosferden etkileniyorum. - Ahmet Ümit

[sıfat]

• Kereste yapılmaya elverişli (ağaç)

[isim]

• Kertiklemek işi

[isim]

• Kestane ağaçları çok olan yer

  Kestanelikte ağaçlardan düşen yapraklar üstünde koşar, yerlerden kestane toplardık. - Abdülhak Şinasi Hisar

[nesnesiz]

• Aksileşmek, huysuzlanmak

  E, hadi yürü yahu. Seninle mi uğraşacağız diye aksilendi. - Haldun Taner

[isim]

• Eksiklenmek durumu

  Hakkı'nın eksiklenmesini alçak gönüllülüğüne, sessizliğini kibarlığına verdiler. - Attila İlhan

[isim]

• İsteklenmek işi

[isim]

• Sirkelenmek işi

[nesnesiz]

• Sakinleşmek

[nesnesiz]

• Hava serin bir duruma gelmek, hafifçe soğumak, serinleşmek

  Havanın üşütecek kadar serinlemiş olmasına göre sabah yakın. - Reşat Nuri Güntekin

• Hafif soğukluk duymak

  Gülleri koklardın, kuşları dinlerdin / Rüzgâr esmezse terasta serinlerdin - Halit Fahri Ozansoy

[mecaz]

• Biraz avunarak ferahlamak

  Canım şurada bir tek atalım, serinleriz, konuşuruz, dediler. - Refik Halit Karay

[isim]

• Serinletmek işi

[nesnesiz]

• Sert bir tavır almak, sertleşmek

  Mahalleliden biri sana sataşırsa öyle bize yaptığın gibi sertlenip bıçkınlaşma. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

[nesnesiz]

• Seki durumuna getirilmek, teraslanmak

[nesnesiz]

• Tersleme işine konu olmak

  Çocuğu ihmal ettiği için ona kızmaya kalktığında fena hâlde terslenmişti adam, karısı tarafından. - Elif Şafak

• Aksilik etmek, terslik göstermek

[isim]

• Bir sinema filmini televizyonda göstermeye yarayan cihaz

• Televizyonda filmleri iletme ve yansıtma işi ile uğraşan bölüm