KANDİLLEŞMEK Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

KANDİLLEŞMEK harflerini içeren 5 harfli 126 kelime bulunuyor. 5 harfli KANDİLLEŞMEK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

DEŞME11, DEŞİK10, EŞLEM9, EŞMEK9, İŞEME9, İŞLEM9, MEŞİN9, MELEŞ9, MENŞE9, ŞİMAL9, ŞİLEM9, ŞAMİL9, DEMLİ8, DEMİN8, DEMEK8, DELME8, DENİM8, DİLME8, DİKME8, DİNME8, DENME8, EŞKAL8, EŞKİN8, EŞLEK8, EŞLİK8, ENDAM8, İŞLEK8, İŞKAL8, İDMAN8, İDAME8, İKDAM8, KLİŞE8, KANİŞ8, KADEM8, KADİM8, KEŞEN8, KEŞİK8, KEŞKE8, KEŞAN8, KEŞKİ8, KELEŞ8, MADİK8, MADEN8, NAKŞİ8, NADİM8, NEDİM8, ŞELEK8, ŞEKLİ8, ŞEKİL8, ŞEKEL8, ANİDE7, AKİDE7, DEKAN7, DENEK7, DELİL7, DELİK7, DAKİK7, DİLEK7, DİKEN7, DİNEK7, DİKEL7, DENLİ7, ELDEN7, İDEAL7, KAİDE7, KENDİ7, LADİN7, LADİK7, LADEN7, NAKDİ7, ANİME6, ANEMİ6, ALLEM6, AMELİ6, AMELE6, AKEMİ6, EKLEM6, EKMEK6, ENLEM6, ELMEK6, EMLAK6, EMLİK6, İNMEK6, İMALE6, İMKAN6, İLMEK6, İMLEK6, İKAME6, İKMAL6, KLİMA6, KAMİL6, KALEM6, KAİME6, KEMAL6, KEMAN6, KEMİK6, KELAM6, KELEM6, LİMAN6, LAMEL6, MİLEL6, MALİK6, MALEN6, MAİLE6, MELEK6, MELAL6, MEKİK6, MEKAN6, MELİK6, NEMLİ6, ANELE5, ALKİL5, ALENİ5, AKLEN5, ELLİK5, İLKEL5, KİKLA5, KELİK5, KELLE5, KELLİ5, KELEK5, LİKEN5, LAKİN5, NİKEL5, NAKLİ5, NAKİL5

ANELE (Kelime Kökeni: İtalyanca anello)

[isim]

[denizcilik]

  • Gemilerde türlü işlerde kullanılan bir tür demir halka

ALKİL (Kelime Kökeni: Fransızca alkyle)

[isim]

[kimya]

  • Alkol kökü

ALENİ (Kelime Kökeni: Arapça ʿalenī)

[sıfat]

  • Açık, ortada, meydanda, herkesin içinde yapılan

    Siz bugüne kadar zevcenizin vicdansızca ve aleni hıyanetine, edepsizliğine tahammül ettiniz. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

Birleşik Kelimeler: aleni tadat

AKLEN (Kelime Kökeni: Arapça ʿaḳlen)

[zarf]

[eskimiş]

  • Akıl gereğince, akıl yönünden

ELLİK

[isim]

[halk ağzında]

  • Eldiven
  • Ekin biçerken sol elin parmaklarına geçirilen, eldiven biçiminde, tahtadan yapılan bir araç

[denizcilik]

  • Yelken dikenlerin kullandığı, madenî yüksüğü olan meşin eldiven

İLKEL

[sıfat]

  • İlk durumunda kalmış olan, gelişmesinin başında bulunan, iptidai, primitif

    Tiyatro yönetimi ve sahne düzeni her bakımdan ilkel, çağın koşullarına uygun olarak bozuktu. - Metin And

  • Sanatta yalın bir nitelik gösteren, yapmacıksız olan, primitif
  • Basit, karmaşık olmayan

    Gayet ilkel bir dokuma tezgâhında harıl harıl çalışan iki işçi gördüm. - Fikret Otyam

[isim]

  • Özellikle XIV-XV. yüzyıllarda İtalyan ressamlarına, Orta Çağ sonlarında Avrupa ressamlarına verilen ad

[mecaz]

  • Eğitimsiz, kültürsüz, görgüsüz

[felsefe]

  • Zaman bakımından en eski olan, iptidai, primitif

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ilkel kalmak

Birleşik Kelimeler: ilkel memeliler, ilkel toplum

KİKLA

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Lapinagillerden, güzel renkli, 50 santimetre uzunluğunda bir balık (Labrus berggylta)

KELİK

[isim]

[halk ağzında]

  • Eski ayakkabı

KELLE (Kelime Kökeni: Farsça kelle)

[isim]

  • Koyun, kuzu ve keçinin pişirilmiş başı
  • Ekinlerde başak
  • Külçe biçimindeki şeker

    Şekerin kellesi yetmiş üç kuruştan satılıyor. - Attila İlhan

[teklifsiz konuşmada]

  • Baş, kafa

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kelle götürmek
  • kelle koltukta gezmek
  • kelle koparmak
  • kelle koşturmak
  • kelle kulak yerinde
  • kelle sağ olsun da külah bulunur
  • kellesinden olmak
  • kellesini koltuğuna almak
  • kellesini uçurmak
  • kellesini vurdurmak
  • kelleyi koltuğun altına almak
  • kelleyi vermek

KELLİ

[edat]

[halk ağzında]

  • `Sonra` edatı gibi, çıkma durumundaki sözlerin ardı sıra geldiğinde birbirine bağladığı iki yargıdan birincisini zorlayıcı bir sebep olarak gösteren bir söz

    Sen meram ettikten kelli, tekeden süt çıkarırım, ağam! diyordu. - Halikarnas Balıkçısı

KELEK

[isim]

[bitki bilimi]

  • Olgunlaşmamış, ham kavun
  • Irmaklarda işleyen ve şişirilmiş tulumlar üzerine kurulan bir tür sal

[sıfat]

  • Yer yer çıplaklığı veya boşluğu olan

    Kelek mısır.

[sıfat]

  • Kılsız

    Kelek tulum.

[sıfat]

[argo]

  • Aptal

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kelek atmak
  • kelek yapmak

LİKEN (Kelime Kökeni: Yunanca)

[isim]

[bitki bilimi]

  • Bir mantarla bir su yosununun ortak yaşamasıyla ortaya çıkan bitkilerin genel adı

[tıp]

  • Kaşındırıcı bir deri hastalığı

Birleşik Kelimeler: liken bilimi

LAKİN (Kelime Kökeni: Arapça lākin)

[bağlaç]

  • Ama

    Halis bir şiir fena okunabilir lakin sahte bir şiir iyi okunamaz. - Yahya Kemal Beyatlı

  • Ancak

NİKEL (Kelime Kökeni: Fransızca nickel)

[isim]

[kimya]

  • Atom numarası 28, atom ağırlığı 58,71, yoğunluğu 8,9 olan, gümüş parlaklığında, demir sertliğinde, kolay işlenebilen ve kolayca tel durumuna getirilebilen bir element (simgesi Ni)

Birleşik Kelimeler: nikel kaplama

NAKLÎ (Kelime Kökeni: Arapça naḳlī)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Taşıma ile ilgili olan
  • Nakle dayanan, anlatılan, söylenen (gerçek)

Birleşik Kelimeler: naklî mazi