KANATIŞ ile Oluşan Kelimeler (KANATIŞ Kelime Türetme)

KANATIŞ harflerinden oluşan 68 kelime bulunuyor. KANATIŞ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Kanatış kelimesinin anlamı nedir?" içeriklerine bakabilirsiniz.

7 Harfli Kelimeler

KANATIŞ11

6 Harfli Kelimeler

ATANIŞ10, TAŞKIN10, NATIKA7

5 Harfli Kelimeler

AŞKIN9, AKŞIN9, KANIŞ9, NAKIŞ9, TANIŞ9, AKTAŞ8, KAŞAN8, TAŞAK8, KANIT6, TANIK6, KANAT5

4 Harfli Kelimeler

AŞIK8, AŞIT8, ATIŞ8, AKIŞ8, ATAŞ7, NAAŞ7, ŞAKA7, ANIK5, ANIT5, ATIK5, ATKI5, AKIN5, KANI5, KINA5, KITA5, KATI5, TANI5, TAKI5, ANKA4, ATAK4
Tümünü Gör

3 Harfli Kelimeler

AŞI7, KIŞ7, ŞIK7, AŞK6, KAŞ6, ŞAT6, ŞAN6, ŞAK6, TAŞ6, ANI4, AKI4, KIT4, KIN4, TIK4, TIN4, ANT3, ATA3, ANA3, AKA3, KAN3
Tümünü Gör

2 Harfli Kelimeler

5, AT2, AN2, AK2, TA2

AT

[isim]

  • Atgillerden, binme, yük çekme, taşıma vb. hizmetlerde kullanılan, tek tırnaklı hayvan, beygir, düldül
  • Satrançta, her yönde siyahtan beyaza ve beyazdan siyaha bir hane atlayarak L biçiminde hareket eden taş

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ata arpa yiğide pilav
  • ata binen nalını, mıhını arar
  • ata binersen Allah'ı, attan inersen atı unutma
  • ata da soy gerek, ite de
  • at, adımına göre değil adamına göre yürür
  • ata dost gibi bakmalı, düşman gibi binmeli
  • ata et, ite ot vermek
  • ata eyer gerek, eyere er gerek
  • at at oluncaya kadar sahibi mat olur
  • at beslenirken kız istenirken
  • at binenin, kılıç kuşananın
  • at binicisine göre kişner
  • at bulunur meydan bulunmaz, meydan bulunur at bulunmaz
  • at çalındıktan sonra ahırın kapısını kapamak
  • at gibi
  • atı alan Üsküdar'ı geçti
  • atı atasıyla, katırı anasıyla
  • atım tepmez, itim kapmaz deme
  • atına bakan ardına bakmaz
  • atın bahtsızı arabaya düşer
  • atın dorusu, yiğidin delisi
  • atını sağlam kazığa bağlamak
  • atın ölümü arpadan olsun
  • atın ürkeği, yiğidin korkağı
  • atın varken yol tanı, ağan varken el tanı
  • at ile avrat yiğidin bahtına
  • at izi it izine karışmak
  • at koşturacak kadar
  • at koşturmak
  • atla arpayı dövüştürmek (veya dalaştırmak)
  • atla deve değil
  • atlarını itlerini nallamak
  • atlar nallanırken kurbağalar ayak uzatmaz
  • atlar tepişir, arada eşekler ezilir
  • at nalı kadar
  • at olur, meydan olmaz (veya bulunmaz), meydan olur (veya bulunur), at olmaz (veya bulunmaz)
  • at oynatmak
  • at ölür, itlere bayram olur
  • at ölür meydan kalır, yiğit ölür şan kalır
  • at pazarında eşek osurtmuyoruz!
  • atta, avratta uğur vardır
  • attan düşene yorgan döşek, eşekten düşene kazma kürek
  • attan inip eşeğe binmek
  • at var, meydan yok
  • at yedi günde, it yediği günde
  • at yiğidin yoldaşıdır

Birleşik Kelimeler: at arabası, at bakıcısı, atbalığı, atbaşı, at cambazı, at donu, at gözlüğü, at gözlüklü, at hırsızı, at kestanesi, atkuyruğu, at meydanı, at sineği, banko at, çıplak at, binek atı, denizatı, Flaman atı, koşu atı, koşum atı, yarış atı

[kimya]

  • Astatin elementinin simgesi

AN (Kelime Kökeni: Arapça ān)

[isim]

  • Zamanın bölünemeyecek kadar kısa olan parçası, lahza, dakika

    Zira göçebelerin hayatı her an yardımlaşmalarını gerektirir. - Cemil Meriç

Ata Sözleri ve Deyimler

  • anı anına uymamak
  • an meselesi

Birleşik Kelimeler: anbean, bir an, eş anlı

[isim]

[halk ağzında]

  • İki tarla arasındaki sınır

[isim]

  • Zihin

    An bulanıklığı. An yorgunluğu.

AK

[isim]

  • Kar, süt vb.nin rengi, beyaz, kara ve siyah karşıtı

[sıfat]

  • Bu renkte olan
  • Beyaz leke

    Bir gözünde akı var.

[sıfat]

[mecaz]

  • Temiz

[sıfat]

[mecaz]

  • Dürüst

[sıfat]

[mecaz]

  • Sıkıntısız, rahat

    Ak günler göresin.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ak akçe kara gün içindir
  • ak dediğine kara demek
  • ak don kara don geçitte belli olur
  • ak gün ağartır, kara gün karartır
  • akı ak karası kara
  • akı karası geçitte belli olur
  • akım derken bokum demek
  • ak koyun kara koyun geçit başında belli olur
  • ak koyunu gören içi dolu yağ sanır
  • ak koyunun kara kuzusu da olur
  • ak köpeğin pamuk pazarına zararı vardır
  • akla karayı seçmek
  • ak sakaldan yok sakala gelmek

Birleşik Kelimeler: ak ağa, akağaç, akamber, akasma, akbaba, akbakla, akbalık, akbalıkçıl, akbasma, akbaş, ak benek, akbuğday, akburçak, akciğer, akçöpleme, akdarı, ak demir, akdiken, akdoğan, akdut, ak gözlü, akgünlük, akhardal, ak kan, akkaraman, akkarınca, akkavak, akkefal, akkelebek, akkor, akkuş, akkuyruk, aklevrek, ak madde, akmantar, ak pak, akpas, akpelin, ak saçlı, aksakal, ak sakallı, aksedir, aksoğan, aksöğüt, aksu, aksuna, aksungur, ak sülümen, aktaş, aktavşan, aktöre, aktutma, ak yazı, ak yel, ak yem, Ak Yıldız, akyuvar, akzambak, yüzü ak, göz akı, yumurta akı, yüz akı

TA (Kelime Kökeni: Farsça tā)

[zarf]

  • Dek, değin, kadar, beri vb. edatlarla birlikte kullanılarak bir fiilin, bir hareketin, bir yerin, bir şeyin başladığı veya sona erdiği noktayı, zaman ve uzaklık bakımından abartmalı bir biçimde anlatan bir söz

    Ta karşıda büyükannenin evine kadar götürdüler. - Yahya Kemal Beyatlı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ta kendisi
  • ta ki

[kimya]

  • Tantal elementinin simgesi

ANT

[isim]

  • Tanrı'yı veya kutsal bilinen bir kişiyi, bir şeyi tanık göstererek bir olayı doğrulama, yemin, kasem
  • Kendi kendine söz verme, ahit

    Andım var, bu işi yapacağım.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • andını bozmak
  • ant içmek
  • ant olsun
  • ant verdirmek
  • ant vermek

Birleşik Kelimeler: ant kardeşi

ATA

[isim]

  • Baba
  • Dedelerden ve büyükbabalardan her biri

    Ey kız gözüme huri görünürsün / Atan sevmez seni benden ziyade - Karacaoğlan

  • Kişinin geçmişte yaşamış olan büyükleri

Ata Sözleri ve Deyimler

  • atadan babadan görmek
  • ata dostu oğla mirastır
  • atalar çıkarayım der tahta, döner dolaşır gelir bahta
  • atalar sözünü tutmayanı yabana atarlar
  • ata malı mal olmaz, kendin kazanmak gerek
  • atasını tanımayan Allah'ını tanımaz

Birleşik Kelimeler: atabey, ataerki, ata lira, atasarısı, atasözü

ANA

[isim]

  • Anne

    Anası mutfakta bir tabağa marul doğruyor. - Yusuf Atılgan

  • Yavrusu olan dişi hayvan
  • Dinî bakımdan aziz tanınan bazı kadınlara verilen saygı unvanı

    Fatma Anamız. Meryem Ana.

[ünlem]

  • Yaşlı kadınlara saygılı bir seslenme sözü

[mecaz]

  • Velinimet

    Yoksullar anası.

  • Alacağın veya borcun, faizin dışında olan bölümü

[sıfat]

  • Temel, asıl, esas

    Ana bina aradan geçen elli beş yıla karşın değişmemiş. - Ayla Kutlu

[matematik]

  • Çizgilerden herhangi birini anlatan kelimeye sıfat olarak geldiğinde o çizginin, belirli bir kural altında hareket ederek bir yüzey oluşturmaya yaradığını anlatan bir söz

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ana avrat küfretmek (veya düz veya dümdüz gitmek)
  • ana bir, baba ayrı
  • anadan doğmuşa dönmek (veya anadan yeni doğmuş gibi olmak)
  • ana gibi yâr olmaz, Bağdat gibi diyar olmaz
  • ana ile kız, helva ile koz
  • ana kızına taht kurar, kız bahtı kocadan arar (veya ana kızına taht kurmuş, baht kuramamış)
  • anam!
  • anam avradım olsun
  • anam babam
  • anamın (veya anasının) ak sütü gibi (helal olsun)
  • anamın öleceğini bilseydim kulağı dolu darıya satardım
  • anan güzel idi hani yeri, baban zengin idi hani evi?
  • ananın bahtı kızına
  • ananın bastığı yavru incinmez
  • anan yahşi, baban yahşi
  • anası ağlamak
  • anasına avradına sövmek
  • anasına bak kızını al, kenarına bak bezini al
  • anasından doğduğuna bin pişman
  • anasından doğduğuna pişman etmek
  • anasından doğduğuna pişman olmak
  • anasından emdiği süt burnundan (fitil fitil) gelmek
  • anasından emdiği sütü burnundan getirmek
  • anasını ağlatmak
  • anasını bellemek
  • anasını eşek kovalasın!
  • anasının gözü
  • anasının ipini satmış (veya pazara çıkarmış)
  • anasının kızı
  • anasının körpe kuzusu
  • anasının nikâhını istemek
  • anasının oğlu
  • anasını sat! (veya satayım!)
  • anası turp (veya sarımsak), babası şalgam (veya soğan)
  • anası yerinde

Birleşik Kelimeler: ana arı, ana atardamar, ana baba, ana besleme hattı, ana bilim dalı, ana cadde, ana çizgi, ana dal, ana defter, ana deniz, ana dil, ana dili, ana direk, ana doğrusu, ana duvar, ana düşünce, anaerki, ana fikir, ana haber sunucusu, ana hat, ana kadın, ana kapı, ana kara, ana kent, ana kitap, ana kolon hattı, ana konu, ana kök, ana kraliçe, ana kubbe, ana kucağı, ana kuyu, ana kuzusu, anamal, ana mektebi, ana menü, ana motif, ana muhalefet, anaokulu, ana ortaklık, anapara, ana rahmi, ana saat, ana sanlı, ana sav, ana sayaç, ana sınıfı, ana sözleşme, ana şehir, ana toplardamar, ana vatan, ana yapı, ana yarısı, anayasa, ana yemek, ana yol, ana yön, ana yurt, ana yüreği, anadan doğma, anadan görme, anadan üryan, anası danası, anası kılıklı, büyükana, Havva Ana, havvaanaeli, kadınana, kaynana, meryemana asması, meryemana dikeni, meryemanaeldiveni, meryemanakandili, meryemanakuşağı, sperma ana hücresi, sütana, üvey ana, dağ anası, dağlar anası, denizanası, dev anası, hamam anası, kuyu anası, öksüz anası

AKA

[isim]

[halk ağzında]

  • Ağabey

KAN

[isim]

  • Atardamar ve toplardamarların içinde dolaşarak hücrelerde özümleme, yadımlama görevlerini sağlayan plazma ve yuvarlardan oluşmuş kırmızı renkli sıvı

    Cebinden çıkardığı mendille ellerine bulaşan kanları silerek haykırdı. - Ömer Seyfettin

[mecaz]

  • Soy

    O da benim kanımdan.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kan (veya kanı) başına çıkmak (veya sıçramak veya toplanmak)
  • kana boyamak (veya bulamak veya bulatmak)
  • kan ağlamak
  • kan akıtmak
  • kan akmak
  • kan alacak damarı bilmek
  • kan almak
  • kana susamak
  • kan beynine sıçramak (veya çıkmak)
  • kan boğmak
  • kan çanağı gibi
  • kan çekmek
  • kan çıkmak
  • kan dere gibi akmak
  • kan dökmek
  • kan gelmek
  • kan gitmek
  • kan gövdeyi götürmek
  • kan gütmek
  • kanı donmak (veya çekilmek)
  • kanı ısınmak
  • kanı içine akmak
  • kanı kanla yumazlar, kanı suyla yurlar
  • kanı kaynamak
  • kanı kaynamak
  • kanı kurumak
  • kanına dokunmak
  • kanına ekmek doğramak
  • kanına girmek
  • kanına işlemek
  • kanına susamak
  • kanını emmek
  • kanını içine akıtmak
  • kanını kaynatmak
  • kanını kurutmak
  • kanını yerde koymak
  • kanı sulanmak
  • kanı temizlenmek
  • kanıyla ödemek
  • kan istemek
  • kan kaybetmek
  • kan kusturmak
  • kan kusup kızılcık şerbeti içtim demek
  • kan olmak
  • kan olmak
  • kan oturmak
  • kan revan içinde
  • kan revan içinde kalmak
  • kan tere batmak
  • kan ter içinde
  • kan ter içinde kalmak
  • kan tutmak
  • kan vermek
  • kan yürümek

Birleşik Kelimeler: kan akçesi, kan aktarımı, kan ayaklı, kan bağı, kan bankası, kan basıncı, kan bilimi, kan çıbanı, kandamlası, kan davası, kan doku, kan dolaşımı, kan gazı, kan grubu, kan kanseri, kan kardeşi, kankırmızı, kan kırmızı, kankızıl, kankurutan, kan nakli, kan otu, kan pahası, kan parası, kan plazması, kan portakalı, kan pulcuğu, kan serumu, kan şekeri, kan taşı, kan unu, kan uyuşmazlığı, kan zehirlenmesi, kana kan, kanı ayaklı, kanı bozuk, kanı sıcak, ak kan, kirli kan, safkan, tazekan, temiz kan, kardeşkanı, tavşankanı

ANKA (Kelime Kökeni: Arapça ʿanḳā)

[isim]

  • Masallarda adı geçen ve gerçekte var olmayan büyük bir kuş, Simurg, Zümrüdüanka

Birleşik Kelimeler: Zümrüdüanka

ATAK

[sıfat]

  • Düşüncesizce her işe atılan, cüretkâr

    Bütün çocuklar gibi onlar da haşarı, atak ve güreşçi idiler. - Reşat Nuri Güntekin

  • Çevik, hareketli

[halk ağzında]

  • Geveze

[isim]

[tıp]

  • Aniden başlayan hastalık nöbeti

[isim]

  • Atılım
  • Saldırı, saldırış, hücum, hamle, akın

[spor]

  • Gol atmak veya sayı kazanmak amacıyla yapılan akın, ofans

Ata Sözleri ve Deyimler

  • atak yapmak

Birleşik Kelimeler: kontratak, panikatak

ANI

[isim]

  • Geçmişte yaşanmış çeşitli olaylardan belleğin sakladığı her türlü iz, hatıra

    Fakültemizin sütunlu salonu binlerce gencin yoğun duygularının, önemli anılarının mekânıdır. - Ayla Kutlu

[edebiyat]

  • Yaşanmış olayların anlatıldığı yazı türü, hatıra

    Halit Ziya Uşaklıgil'in anılarını topladığı 'Kırk Yıl'ın son ciltleri şiire başladığım yıllarda çıkıyordu. - Necati Cumalı

AKI

[isim]

[fizik]

  • Herhangi bir kuvvet alanında, belli bir düzlemin belli bir bölümünden geçtiği varsayılan güç çizgileri, seyelan

Birleşik Kelimeler: ışık akısı, ışınım akısı

KIT (Kelime Kökeni: Arapça ḳaḥṭ)

[sıfat]

  • İhtiyaca yetmeyecek kadar az, bol(II) karşıtı

    O devirde bizim gibi henüz askere gitmemiş şoförler çok kıttı. - Aka Gündüz

  • Az, yetersiz (duygu, söz vb.)

    Sözü kıt bir adamdı. - Halikarnas Balıkçısı

Birleşik Kelimeler: kıt kanaat, kıtı kıtına, aklı kıt

KIN

[isim]

  • Bıçak, kılıç vb. kesici araçların kabı

[bitki bilimi]

  • Buğdaygillerde olduğu gibi yapraklarda sapın bir bölümünü uzunlamasına saran, geniş dış bölüm

Birleşik Kelimeler: kın kanat, kın kanatlılar, yaprak kını