KANATSIZ Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler
KANATSIZ harflerini içeren 5 harfli 28 kelime bulunuyor. 5 harfli KANATSIZ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Kanatsız ile başlayan 5 harfli kelimeler. İçinde Kanatsız olan 5 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.
ANSIZ10,
KANAT
-
Kuşlarda ve böceklerde uçmayı sağlayan organ
Bir daldan hızla geçip gitti bir kuş kanadı / Sessizlik bir tüy gibi bir dakika sallandı / Pırıldadı bir ateş böceği sarmaşıkta - Halit Fahri Ozansoy
- Balıklarda yüzgeç
- Bir uçağın havada durmasını sağlayan taşıyıcı aerodinamik güçlerin etkilediği yatay yüzey
-
Kapı, pencere, dolap gibi dikine açılıp kapanan şeylerin kapağı
Bir müddet kapı kanatlarının kenarlarını okşarcasına yokladı. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu
-
Yan, taraf
Perde kanadı.
-
Meclis, parti vb. topluluklarda düşünce yönünden özellik gösteren taraflardan her biri
Partinin sol kanadı.
-
Fırıldak biçiminde olan şeylerde kol
Yel değirmeni kanadı.
Pervane kanadı.
- Angıç
-
Savaş düzenindeki ordunun iki yanından her biri, cenah
Ordunun sağ kanadı.
- Futbol, hentbol vb. takım oyunlarında hücum hattının sağ ve sol bölümü
Ata Sözleri ve Deyimler
- kanadı altına almak
- kanat açmak
- kanat alıştırmak
- kanat çırpmak
- kanat germek
Birleşik Kelimeler: çakırkanat, kın kanat, kızılkanat, sağ kanat, sarıkanat, yelkenkanat, burun kanadı, kazkanadı, kuşkanadı, pencere kanadı
ASKAT
-
Herhangi bir ölçü biriminin bölündüğü eşit parçalardan her biri
Metrenin askatları desimetre, santimetre ve milimetredir.
AKSAN (Kelime Kökeni: Fransızca accent)
-
Bir ülkenin insanlarına veya bir çevreye özgü söyleyiş özelliği
Sesi tok, aksanı düzgündü. - Necip Fazıl Kısakürek
- Vurgu
Birleşik Kelimeler: aksanı bozuk
KANIT
-
Bir şeyin doğruluğu, gerçekliği konusunda kanaat verici belge, delil, iz, argüman
Kanıtı gazetenin ikinci sayfasındaki damızlık haberiydi. - Çetin Altan
- Anlaşmazlık konusu olan şeyde, yargıcın kanılarını oluşturan şey, delil
- Sonurguya ulaşan bir uslamlamanın dayandığı gerçek, delil
SANAT (Kelime Kökeni: Arapça ṣanʿat)
-
Bir duygu, tasarı, güzellik vb.nin anlatımında kullanılan yöntemlerin tamamı veya bu anlatım sonucunda ortaya çıkan üstün yaratıcılık
Bir oyunun on beş gün sürmesi bir sanat hadisesi olduğunu gösterirdi. - Tarık Buğra
-
Belli bir uygarlığın veya topluluğun anlayış ve zevk ölçülerine uygun olarak yaratılmış anlatım
İtiraf edelim ki dünkü halkımız henüz sanata karşı hazırlıklı olmadığı için çok büyük müşkülata maruz kalıyordu. - Asaf Halet Çelebi
-
Bir şey yapmada gösterilen ustalık
Konuşma sanatı.
-
Bir meslekte uyulması gereken kuralların tümü
Askerlik sanatı.
- Zanaat
Birleşik Kelimeler: sanat adamı, sanat danışmanı, sanat dünyası, sanat enstitüsü, sanat eri, sanat eseri, sanatevi, sanat filmi, sanat okulu, sanatsever, abstre sanat, betili sanat, betisiz sanat, edebî sanat, figüratif sanat, Gotik sanat, güdümlü sanat, soyut sanat, tezyinî sanat, yedinci sanat, güzel yazı sanatı, tahnit sanatı, temaşa sanatı, görsel sanatlar, grafik sanatları, güzel sanatlar, plastik sanatlar, el sanatları, sahne sanatları, süsleme sanatları
SAKAT (Kelime Kökeni: Arapça saḳaṭ)
-
Vücudunda hasta veya eksik bir yanı olan, engelli, özürlü
Ben gördüğünüz gibi bir sakat askerim, malul. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu
-
Bozuk veya eksik
Sakat bir anlatım.
Sakat bir iş.
Ata Sözleri ve Deyimler
- sakata gelmek
- sakat olmak
TANIK
-
Gördüğünü ve bildiğini anlatan, bilgi veren kimse, şahit
Aksini söyleyen bir tanık da çıkmamıştı. - Tarık Buğra
- Duruşmada bilgisine, görgüsüne başvurulan kimse, şahit
Ata Sözleri ve Deyimler
- tanık olmak
Birleşik Kelimeler: tanık tepe, yalancı tanık, görgü tanığı
TAKSA (Kelime Kökeni: Latince)
- Pulu yapıştırılmadan veya eksik yapıştırılarak gönderilen mektup için alıcının cezalı olarak ödediği posta ücreti
Birleşik Kelimeler: taksa pulu
TAKAS (Kelime Kökeni: Arapça taḳāṣṣ)
- Değişim
- İki ülke arasında yapılan alışverişin karşılıklı olarak malla ödenmesi
Ata Sözleri ve Deyimler
- takas etmek
- takas tukas etmek
ISKAT (Kelime Kökeni: Arapça isḳāṭ)
- Düşürme, aşağı atma
- Düşürülme
- Ölenlerin kılınmamış namazları ve tutulmamış oruçları için verilen sadaka
KASNI
- Çadıruşağı, şeytantersi ağacı vb. bitkilerden elde edilen bir zamk
KASIT (Kelime Kökeni: Arapça ḳaṣd)
-
Amaç, istek, maksat
Benim durumumdan kasıt, günbegün artış kaydeden içki tüketimimdi. - Elif Şafak
- Öldürmeyi, yaralamayı veya zarar vermeyi isteme, kötü niyet
Ata Sözleri ve Deyimler
- kastı olmak
Birleşik Kelimeler: kastetmek, suikast
NAKIS (Kelime Kökeni: Arapça nāḳiṣ)
- Eksik, tam olmayan, bitmemiş, noksan
- Özrü, kusuru olan
- Eksi
-
Eksik, tam olmayan, bitmemiş, noksan biçimde
Nakıs kalan bilgilerimizi ikmale uğraşırlar. - Hüseyin Cahit Yalçın
SANIK
-
Suçlu olduğu sanılarak mahkemeye sevk edilmiş kimse, maznun
Reis, salonu boşalttı ve idam kararını da sanıkların gıyabında okudu. - Necip Fazıl Kısakürek
SAKIT (Kelime Kökeni: Arapça sāḳiṭ)
- Düşen, düşmüş
- Hükmü kalmamış, eski önemini yitirmiş
- Düşük
Ata Sözleri ve Deyimler
- sakıt olmak
Birleşik Kelimeler: ceninisakıt