KANAATSİZLİK Harflerini İçeren 6 Harfli Kelimeler

KANAATSİZLİK harflerini içeren 6 harfli 35 kelime bulunuyor. 6 harfli KANAATSİZLİK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

KİNSİZ10, ANALİZ9, İKTİZA9, LAKTAZ9, TAKAZA9, ZANAAT9, ASALAK7, ASİLİK7, AKSATA7, ASTANA7, İNİKAS7, İSTİKA7, İSTİLA7, KLASİK7, KALSİT7, KASNAK7, LİSANİ7, LASTİK7, NAKİSA7, SİNLİK7, SAATLİ7, SALATA7, TASLAK7, ANTİKA6, İNİKAT6, İTALİK6, İTİKAL6, KLİNİK6, KAİNAT6, KANAAT6, KANATA6, KALTAK6, KALKAN6, KATANA6, TALİKA6

ANTİKA (Kelime Kökeni: İtalyanca antico)

[sıfat]

  • Tarihsel bir döneme ait olan

    Sofadaki antika yerli saat, ihtiyar göğsü hırlaya hırlaya ağır ölçülü vuruşlarla gece yarısını çaldı. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

[tarih]

  • Antik

[isim]

  • Eski çağlardan kalma eser

[isim]

  • Mendil, örtü, yatak çarşafı vb. bezlerin kenarlarına paralel ipliklerden bir bölümü çekilip dikey olanların ikisi, üçü bir arada tire ile sarılarak yapılan diş diş süs, sıçandişi

[mecaz]

  • Genele, olağana, geleneğe aykırı, acayip, tuhaf, çarliston marka

    Hasılı antika bir herif. - Ömer Seyfettin

Ata Sözleri ve Deyimler

  • antikasını bilmek

İNİKAT (Kelime Kökeni: Arapça inʿiḳād)

[isim]

[eskimiş]

  • Toplanma, birleşim
  • Anlaşma, kararlaştırma

İTALİK (Kelime Kökeni: Fransızca italique)

[isim]

  • Eğik yazı

İTİKÂL (Kelime Kökeni: Arapça iʿtikāl)

[isim]

[eskimiş]

[jeoloji]

  • Erozyon

KLİNİK (Kelime Kökeni: Fransızca clinique)

[isim]

[tıp]

  • Hastanın bakıldığı, muayene edildiği yer

    Onu, anlamını yitiren kliniğe ayaklarının alışkanlığı götürüyordu. - Tarık Buğra

  • Hekim olacak öğrencilerin hasta başında uygulamalı olarak ders gördükleri hasta koğuşu

[sıfat]

  • Vücut muayenesinde görülen (hastalık belirtisi)

    Klinik belirtiler çoğu kez bir hastalığın teşhisi için yetmeyebilir.

Birleşik Kelimeler: klinik araştırma, klinik vaka

KÂİNAT (Kelime Kökeni: Arapça kāʾināt)

[isim]

[gök bilimi]

  • Evren

    Bizim için ölüm yani kendi dünyamızın ölümü kâinatın en mühim hadisesidir. - Abdülhak Şinasi Hisar

  • Dünya

    Varlığımı kaplayan, haşmetle uğuldayan / O büyük yeisim için kâinatı dar gördüm - Enis Behiç Koryürek

[zamir]

[mecaz]

  • Herkes

KANAAT (Kelime Kökeni: Arapça ḳanāʿat)

[isim]

  • Elindekinden hoşnut olma durumu, kanıklık, yeter bulma, yetinme, fazlasını istememe, doyum
  • Kanma, inanma

    Sınıfını geçeceğine kanaatim yok.

  • Kanış, kanı, inanç, düşünce

    Biz kanaatlerimizi açık söyleriz. - Etem İzzet Benice

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kanaat etmek
  • kanaat getirmek
  • kanaat gibi devlet olmaz

Birleşik Kelimeler: kıt kanaat

KANATA (Kelime Kökeni: İtalyanca canetta)

[isim]

  • Ağzı geniş, tek kulplu su kabı

KALTAK

[isim]

  • Üzeri meşin, halı vb. şeylerle kaplanmamış olan eyerin tahta bölümü
  • Kuskunsuz eyer

[kaba konuşmada]

  • İffetsiz, namussuz kadın

Birleşik Kelimeler: eyer kaltağı

KALKAN

[isim]

  • Ok, kılıç vb.nden korunmak için savaşçıların kullandığı korunmalık
  • Toplum olaylarında güvenlik görevlilerinin çeşitli saldırı araçlarından kendilerini ve başkalarını korumak için kullandıkları, özel olarak yapılmış korumalık

[mecaz]

  • Koruyucu

    Akbabanın kanatlarından başka kalkanı yoktu galiba. - Yusuf Ziya Ortaç

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kalkan etmek
  • kalkan olmak

Birleşik Kelimeler: kalkan bezi, kılıçkalkan

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Yan yüzergillerden, büyük, yassı, derisi düğme veya çivi denilen birtakım sivri kemiklerle örtülü, beyaz etli balık, kalkan balığı (Scophtalmus maximus)

Birleşik Kelimeler: kalkan balığı, kalkan böcekleri, çivisiz kalkan

KATANA (Kelime Kökeni: Macarca katona)

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Bir cins iri at

    Atları Rus katanalarını andırır, arabası çangıl çungul etmez. - Sermet Muhtar Alus

Ata Sözleri ve Deyimler

  • katana gibi

TALİKA (Kelime Kökeni: Rusça)

[isim]

[eskimiş]

  • Dört tekerlekli, üstü kapalı, yaylı bir tür at arabası

ASALAK

[isim]

[biyoloji]

  • Bir canlıda sürekli veya geçici yaşayarak ona zarar veren başka canlı, parazit

[sıfat]

[mecaz]

  • Başkalarının sırtından geçinen (kimse), abacı, ekti, otlakçı, parazit, tufeyli

Birleşik Kelimeler: asalak bilimci, asalak bilimi, asalak bilimsel, asalaksavar, dış asalak, iç asalak, tam asalak, yarı asalak, yarım asalak, ağrıma asalakları

ASİLİK

[isim]

  • Başkaldırıcılık

Ata Sözleri ve Deyimler

  • asilik etmek

AKSATA (Kelime Kökeni: Arapça aḫẕ + iʿṭāʾ)

[isim]

  • Alışveriş

    Şarap satacağım, ben aksatama bakarım. - Hüseyin Rahmi Gürpınar