KAMÇILAYIŞ Harflerini İçeren 6 Harfli Kelimeler

KAMÇILAYIŞ harflerini içeren 6 harfli 45 kelime bulunuyor. 6 harfli KAMÇILAYIŞ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

AÇILIŞ14, AYAKÇI12, AÇILIM12, ÇAYLIK12, IŞIMAK12, YAKMAÇ12, YAŞLIK12, YAŞMAK12, AŞILMA11, AŞIKLI11, AÇKILI11, AÇILMA11, ALIŞMA11, ALIŞKI11, ALIŞIK11, AMAÇLI11, AKIŞMA11, AKIŞLI11, ALAŞIM11, ÇAMLIK11, ÇAKILI11, ÇAYLAK11, IŞILAK11, ILIKÇA11, KAŞIMA11, MAAŞLI11, MAŞALI11, ŞAMALI11, ŞAKIMA11, AYILIK10, AYIKMA10, AYILMA10, ALIKÇA10, ALAÇIK10, ÇALMAK10, MAYALI10, YILMAK10, YIKAMA10, YAMALI10, AYAKLI9, ILIMAK9, YAKALI9, AMALIK8, IKLAMA8, KAMALI8

ÂMÂLIK

[isim]

  • Görme engellilik

IKLAMA

[isim]

  • Iklamak işi

KAMALI

[sıfat]

  • Kaması olan

    Kamalı top.

AYAKLI

[sıfat]

  • Ayağı olan

    Odanın ortasına üç ayaklı masayı koymuş, etrafına sandalyeleri diziyordu. - Peyami Safa

  • Bir destekle yere dayanan

    Ayaklı kadeh.

  • Ayakla işletilen

    Ayaklı dikiş makinesi.

Birleşik Kelimeler: ayaklı ansiklopedi, ayaklı canavar, ayaklı gazete, ayaklı koşma, ayaklı kütüphane, ayaklı mâni, iki ayaklı, kan ayaklı, kanı ayaklı, çift ayaklılar, çok ayaklılar, dört ayaklılar, karından ayaklılar, kolsu ayaklılar, kürek ayaklılar, on ayaklılar, perde ayaklılar, yüzgeç ayaklılar

ILIMAK

[nesnesiz]

  • Ilınmak

YAKALI

[sıfat]

  • Herhangi bir biçimde yakası olan

    Damat orta yaşlı bir zat olup kadife yakalı lacivert bir palto giymişti. - Haldun Taner

Birleşik Kelimeler: yakalı kamçılılar, altın yakalı, beyaz yakalı, çelik yakalı, mavi yakalı, pembe yakalı, yeşil yakalı

[isim]

[halk ağzında]

  • Boynu üzerinde manto yakasına benzeyen tüyleri bulunan bir tür güvercin

AYILIK

[isim]

  • Kabalık, kaba davranış

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ayılık etmek

AYIKMA

[isim]

  • Ayıkmak işi

AYILMA

[isim]

  • Ayılmak işi

ALIKÇA

[sıfat]

  • Alık benzeri

    Yüzünde hayli alıkça denebilecek bön bir mutluluk ifadesi vardı. - Murathan Mungan

[zarf]

  • (alı'kça) Alık olana yaraşır bir biçimde

    O andaki hayretimi hatırladıkça / Rejisöre bakakaldım öyle alıkça. - Enis Behiç Koryürek

ALAÇIK

[isim]

[halk ağzında]

  • Üzeri dal ve hasırla örtülmüş kulübe, çardak

    Pamuk ırgatları alaçıkların önüne oturmuşlar, koza çekiyorlardı. - Yaşar Kemal

  • Keçeden yapılan çadır

ÇALMAK

[-e]

[-i]

  • Başkasının malını gizlice almak, hırsızlık etmek, aşırmak

    İngiliz cephesinden at kaçırıp bize satan bedeviler dönüşlerinde bizim atlarımızı çalıp İngilizlere satarlardı. - Falih Rıfkı Atay

  • Vurarak veya sürterek ses çıkartmak

    Bir yandan mızıka istiklal havasını çalıyordu. - Ruşen Eşref Ünaydın

  • Bir müziği dinlemeyi sağlayan aleti çalıştırmak

    Fevkalade zekidir, iyi dans eder, piyano çalar, tenis oynar, ata biner, avcıdır, kayakçıdır. - Refik Halit Karay

[nesnesiz]

  • Ses çıkarmak, ses vermek

    Hafif hafif ıslıklar çalan sesi eski keskinliğini kaybetmiştir. - Reşat Nuri Güntekin

  • Atmak, çarpmak, vurmak
  • Üzerine sürmek

    Ekmeğin üzerine yağ çaldı.

[-i]

  • Bozmak, zarar vermek

[-i]

  • Kumaşın bir parçasını kesmek
  • Madeni oymak, kalemle işlemek

[-e]

  • Benzemek, andırmak

    Geniş alınlı, kırmızıya çalar, kahverengi saçlı, altın dişli tuhaf bir delikanlı gülümsedi. - Sait Faik Abasıyanık

[mecaz]

  • Zamanı boşa harcatmak, ziyan edilmesine yol açmak

[-i]

[halk ağzında]

  • Süpürmek, temizlemek

    Tozu çalmak.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • çalıp çırpmak
  • çalmadan oynamak
  • çalma elin kapısını, çalarlar kapını

Birleşik Kelimeler: diskçalar, kasetçalar, uzunçalar, yürürçalar

MAYALI

[sıfat]

  • İçine maya karıştırılmış
  • Maya ile ekşiyip kabarmış

[isim]

  • Daire şeklinde açılan mayalanmış hamurun, sac veya fırında pişirilmesiyle elde edilen ekmek

YILMAK

[-den]

  • Bir işten gözü korkup vazgeçmek

    Konu hasıraltı edilince yılmıyor, bir kez daha yazıyordum. - Muzaffer İzgü

  • Bıkmak, usanmak

    Güçlüğün hiçbir çeşidinden yılmamak, dil arıtıcısı olmanın vazgeçilmez bir koşuludur. - Nermi Uygur

YIKAMA

[isim]

  • Yıkamak işi

    Başını soğuk suyla yıkamaya başlamışlar. - Falih Rıfkı Atay

[kimya]

  • Bir eriticideki bir veya birkaç çözünür birleşeni ayırmak amacıyla, eriticiyi, toz durumuna getirilmiş bir maddenin içinden yavaş yavaş geçirme

[sinema]

  • Film üzerinde kalması istenmeyen kimyasal maddelerin akıtılması için arı suyla yapılan temizleme

Birleşik Kelimeler: yıkama yağlama, merkezî yıkama, ölü yıkama