KAMÇIKUYRUK Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

KAMÇIKUYRUK harflerini içeren 5 harfli 57 kelime bulunuyor. 5 harfli KAMÇIKUYRUK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

YAMÇI12, AYRIÇ11, ÇAYIR11, KUMUÇ11, YUKAÇ11, ÇIKMA10, ÇUKUR10, ÇUMRA10, ÇAMUR10, ÇAKIM10, KUYUM10, KAMÇI10, UYUMA10, UÇARI10, UÇKUR10, UÇMAK10, YUMUK10, YUMRU10, AYRIM9, ÇIKAK9, ÇIKAR9, ÇIKRA9, ÇIRAK9, ÇARIK9, ÇAKIR9, KIYMA9, KIYAM9, KAÇIK9, KAKIÇ9, KIRAÇ9, UYARI9, UYMAK9, UYRUK9, YIKMA9, YUMAK9, YAMUK9, YAKIM9, YARIM9, AYRIK8, KIYAK8, KURUM8, KURYA8, KUMUK8, KUMRU8, KIRAY8, KAYIR8, KAYIK8, YARIK8, IRMAK7, KURAM7, KURMA7, KUMAR7, KAKIM7, KIRMA7, RAKIM7, KURAK6, KARIK6

KURAK

[sıfat]

  • Yağışsız (hava, mevsim, yıl)

    Kurak bir yıl geçiriyoruz.

  • Nem tutmayan, çabuk kuruyuveren, çorak (toprak)

    Bulunduğu toprağın ve yerin sulak, kurak, sıcak ve soğuk olmasına göre gelişir. - Burhan Felek

Birleşik Kelimeler: yarı kurak

KARIK

[isim]

  • Kar yağmış bir alana bakma sonucu ortaya çıkan göz kamaşması

[sıfat]

  • Karlı bir alana bakma sonucu kamaşmış (göz)

[isim]

[halk ağzında]

  • Ark
  • Arklar arasında kalan toprak parçası
  • Sabanla açılan çizi

IRMAK

[isim]

  • Çoğunlukla denize dökülen, özellikle genişliği ve taşıdığı su niceliği bakımından en büyük akarsu, nehir

    Sakarya sanki adı duyulmadık hatta adı konmadık bir ırmaktı. - Tarık Buğra

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ırmağı geçerken at değiştirilmez
  • ırmak kenarına çeşme yapılmaz

Birleşik Kelimeler: ırmak roman, deli ırmak

KURAM

[isim]

  • Uygulamalardan bağımsız olarak ele alınan soyut bilgi
  • Belirli bir konudaki düşüncelerin, görüşlerin bütünü

    İnsanlar da görünen dünyanın bir parçası olarak bu kurama girerler. - Haldun Taner

  • Sistemli bir biçimde düzenlenmiş birçok olayı açıklayan ve bir bilime temel olan kurallar, yasalar bütünü, nazariye, teori

    Onun bir başka anlamı da bir düşüncenin, bir kuramın soyutça anlatılmasından doğar. - Salâh Birsel

Birleşik Kelimeler: bilgi kuramı, bilim kuramı, değer kuramı

KURMA

[isim]

  • Kurmak işi

[sıfat]

  • Prefabrik

    Kurma ev.

Birleşik Kelimeler: yeniden kurma

KUMAR (Kelime Kökeni: Arapça ḳimār)

[isim]

  • Ortaya para koyarak oynanan talih oyunu

    Ağır bir kumar borcunu ödemek zorunda kalan soylular gibiydi. - Necati Cumalı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kumar oynamak

Birleşik Kelimeler: kumar ebesi, kumarhane

KAKIM (Kelime Kökeni: Arapça ḳāḳum)

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Sansargillerden, yazın esmer kırmızı, kışın beyaz renkli kürkü değerli, etçil hayvan, as (I), ermin (Mustela erminea)

KIRMA

[isim]

  • Kırmak işi
  • Pili
  • Kırılmış veya dövülmüş tahıl

    Buğday kırması.

  • Basılı kâğıtları forma durumuna getirmek için belli yerlerinden bükme ve katlama işi
  • Ot bitmeyen bayır

    Yeşerir bayırlar, çöller, kırmalar / Nakışların bugün dört yanın dağlar. - Âşık Ali İzzet

[sıfat]

  • Ortasından kırılarak doldurulan (tüfek)

    Mustafa, kırma tüfeğe bir kurşun sürdü. - Yaşar Kemal

[sıfat]

[biyoloji]

  • Melez

    Arap kırması bir at.

[sıfat]

[mecaz]

  • Yabancı etkilerle özgün niteliğini yitirmiş olan

Birleşik Kelimeler: divani kırması, minare kırması

RAKIM (Kelime Kökeni: Arapça rāḳim)

[isim]

[coğrafya]

  • Yükselti

AYRIK

[sıfat]

  • Ayrılmış

    Yandan ayrık, tek tük gümüş pırıltılı saçları. - Yusuf Ziya Ortaç

  • Ayrı tutulan, başkalarına benzemeyen, ayrıcalı, müstesna
  • Kural dışı
  • Düzgün ve uygun olmayan, çarpık

    Apış arasına fazla tülbent ve mermerşahi tıkarak bebeği çarpık ve ayrık bacaklı, tenasüpsüz olmaktan korur. - Refik Halit Karay

[isim]

  • Ayrık otu

Birleşik Kelimeler: ayrık kümeler, ayrık otu

KIYAK

[sıfat]

[teklifsiz konuşmada]

  • Benzerlerinden üstün olan, çok güzel, mükemmel

    Kıyak bir koşu atı. Kıyak bir söz.

[isim]

  • Hoşgörü, ayrıcalık tanıma

[halk ağzında]

  • Güzel, biçimli, yakışıklı, düzgün giyimli

[halk ağzında]

  • Kıyıcı, zalim, gaddar

    Hırsızların en kıyağı, kaçakçıların en gözü karası hep burada. - Necip Fazıl Kısakürek

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kıyak geçmek (veya çekmek veya yapmak)
  • kıyak kaçmak

Birleşik Kelimeler: kafası kıyak

KURUM

[isim]

  • Bacalarda biriken kalın is

    Vapur dumanı ve baca kurumuyla kapkara olan saçlarımla yastığı kirletmek istemiyordum. - Halikarnas Balıkçısı

[isim]

[hukuk]

  • Evlilik, aile, ortaklık, mülkiyet gibi köklü bir yapıyı içeren, genellikle devletle ilişkisi olan yapı veya birlik, müessese

    Türk Dil Kurumu.

Birleşik Kelimeler: eğitim kurumu, kamu kurumu

[isim]

  • Kendini büyük ve önemli gösterme davranışı, büyüklenme, gösteriş, azamet, tekebbür

    Hikmet Bey'in kurum ve edası, her zamankinden belki yüz kat üstündü. - Sermet Muhtar Alus

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kurum (veya kurumunu) satmak
  • kurum kurum kurumlanmak (veya kurulmak)

KURYA (Kelime Kökeni: İngilizce curia)

[isim]

  • Vatikan'ı yöneten yürütme ve yargılama organlarının bütünü

KUMUK

[isim]

  • Dağıstan'da yaşayan bir Türk boyu ve bu boydan olan kimse

KUMRU (Kelime Kökeni: Farsça ḳumrī)

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Güvercinler takımından, güvercinden küçük, boz, gri renkli bir kuş (Streptopelia)
  • Özellikle Ege Bölgesi'ne özgü, sandviç ekmeğinin içine domates, peynir ve biber konularak yapılan bir yiyecek türü

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kumru gibi

Birleşik Kelimeler: kumrugöğsü, küçük kumru, çifte kumrular, arpacı kumrusu

[isim]

  • Ordu iline bağlı ilçelerden biri