KAMYONCU Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

KAMYONCU harflerini içeren 5 harfli 21 kelime bulunuyor. 5 harfli KAMYONCU kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Kamyoncu ile başlayan 5 harfli kelimeler. İçinde Kamyoncu olan 5 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

MAOCU11, OCUMA11, YONCA11, MACUN10, YOKUM10, KOYMA9, KOYUN9, OYMAK9, UYMAK9, YUNMA9, YONMA9, YUMAK9, YAMUK9, KONUM8, KONYA8, OYNAK8, OKUMA8, YUNAK8, KONMA7, KUMAN7, ONMAK7

KONMA

[isim]

  • Konmak işi

    Şiirde biçim, gerekli parçaların yerli yerine konmasıdır. - Behçet Necatigil

KUMAN

[isim]

[tarih]

  • Kıpçak

ONMAK

[nesnesiz]

  • Daha iyi bir duruma girmek, salah bulmak

    Sakın kesme, yaş ağaca balta vuran el onmaz. - Mehmet Emin Yurdakul

  • Eksiği kalmayıp gönül ferahlığına ermek, mutlu olmak, mesut olmak
  • Hastalıktan, dertten kurtulmak, şifa bulmak, felah bulmak, iflah olmak

KONUM

[isim]

  • Bir kimsenin veya bir şeyin bir yerdeki durumu veya duruş biçimi, pozisyon

    İnsanın tabii konumunu en uygun biçim içinde devam ettirme tavrı medeni bir yaşayış tuzağına düşmeden de gösterilebilir. - İsmet Özel

[coğrafya]

  • Yeryüzünde bir noktanın, enlem ve boylamların yardımıyla bulunan yeri, konuş

[coğrafya]

  • Bir şehrin uzak ve yakın çevresiyle her türlü ilişkisini sağlayan ve şehrin gelişmesini etkileyen coğrafi şartlarının bütünü

Birleşik Kelimeler: sosyal konum

KONYA

[isim]

  • Türkiye'nin İç Anadolu Bölgesi'nde yer alan illerinden biri

OYNAK

[sıfat]

  • Kımıldayan, yerinde sağlam durmayan, hareketli

    Boğaz'ın oynak ve çırpıntılı sularına açıldı mı korkuya benzer bir ürperti geçirilir. - Samiha Ayverdi

  • Hareket, canlılık veren

    Zeybek oynak bir müziktir.

  • Değişken, kararsız

    Altın fiyatları oynak.

  • Davranışları ağırbaşlı olmayan (kadın veya kız)

    Bu, otuz yaşlarında çenebaz ve oynak bir duldu. - Reşat Nuri Güntekin

[anatomi]

  • Bükülüp doğrulmaya elverişli olan (eklem)

    Bütün vücudunda, damarlarında, kemiklerinin oynak yerlerinde, etlerinde bir sızı, bir gevşeklik... - Peyami Safa

Birleşik Kelimeler: oynak kemiği

OKUMA

[isim]

  • Okumak işi, kıraat

    Okuması vardı, yazması azdı. - Burhan Felek

Ata Sözleri ve Deyimler

  • okumayı sökmek

Birleşik Kelimeler: okuma bayramı, okuma günü, okuma kitabı, okuma saati, okuma vakti, okuma yazma, okuma yitimi, sesli okuma, sessiz okuma, dikiş okuması

YUNAK

[isim]

[halk ağzında]

  • Hamam

[isim]

  • Konya iline bağlı ilçelerden biri

KOYMA

[isim]

  • Koymak işi

Birleşik Kelimeler: koyma akıl

KOYUN

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Geviş getirenlerden, eti, sütü, yapağısı ve derisi için yetiştirilen evcil hayvan (Ovis aries)

[mecaz]

  • Verilen buyruklara uyan, kendi kişiliğini gösteremeyen kimse

Ata Sözleri ve Deyimler

  • koyun can derdinde, kasap yağ derdinde
  • koyun gibi
  • koyun kaval dinler gibi dinlemek
  • koyunun bulunmadığı yerde keçiye Abdurrahman Çelebi derler

Birleşik Kelimeler: koyun bakışlı, koyun baklası, koyun dede, koyun eti, koyungöbeği, koyungözü, koyun mantarı, koyunyünü, kıvırcık koyun, Asya koyunu, bozkır koyunu, merinos koyunu, yaban koyunu

[isim]

  • Kollar arası, kucak

    Ninem bizde bulunduğu zamanlar onun koynundan başka bir yerde yattığımı hiç bilmem. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

  • Göğüsle giysi arası

    Kesesini koynunda taşır.

[mecaz]

  • Koruyucu, şefkatli çevre

    Hepimiz bu yurdun koynunda yetiştik.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • koynuna almak
  • koynuna girmek
  • koynunda yılan beslemek

Birleşik Kelimeler: koyun koyuna, koyun otu, yüzükoyun

OYMAK

[isim]

  • Aşiret
  • İzcilikte küçük birlik

    Oymak beyi.

Birleşik Kelimeler: oymakbaşı

[isim]

[gök bilimi]

  • Hemen hemen benzer veya aynı tür yıldızlardan oluşmuş, Samanyolu'nun seyrek yapılı genç kümelerinden her biri

[-i]

  • Keskin, sivri uçlu bir cisimle bir şeyi yontarak veya delerek çukur oluşturmak

    Bir ağaç kütüğünü keser, oyar, nakışlayıp bezerdi. - Samiha Ayverdi

  • Kumaş vb.ni girintili bir biçimde kesmek

    Gömleğin yakasını ve koltuğunu biraz oydu.

[argo]

  • Bıçaklayarak yaralamak

[argo]

  • Kazıklamak

UYMAK

[-e]

  • Ölçüleri birbirini tutmak

    Ayakkabı ayağına iyi uydu.

  • Renk, biçim vb. yönünden birbirini tutmak, uygun düşmek

    Kravat ceketine uymuş.

  • Zevke, anlayışa uygun düşmek

    Sizin tutumunuz bizim görev anlayışımıza uyuyor.

  • Bir inanca, bir anlayışa, bir duruma veya egemen bir güce uygun davranışta bulunmak, riayet etmek

    Şu acayip sevdaları bırak, muhite uy, zamana uy, hayatını mükemmel kazanırsın. - Peyami Safa

  • Bağlı kalmak, tabi olmak

    Birtakım kayıt ve şartlara uymalıydı.

  • Uygun düşmek, münasip olmak

    Her cihette birbirine uyacak kadın erkek bulmak dünyada kabil değildir. - Hüseyin Cahit Yalçın

Birleşik Kelimeler: uyaroğlu

YUNMA

[isim]

  • Yunmak işi

YONMA

[isim]

  • Yonmak işi

YUMAK

[isim]

  • Yuvarlak biçimde sarılmış iplik, yün vb. şey

    Yün yumağı.

[sıfat]

  • Yuvarlak biçimde sarılmış olan

    Bir yumak yün.

Birleşik Kelimeler: yumak yumak, kıl yumağı

[-i]

[halk ağzında]

  • Yıkamak

    Evlerinin önü susam / Bir su bulsam yüzüm yusam - Halk türküsü