KAMBİYOCULUK Harflerini İçeren 6 Harfli Kelimeler

KAMBİYOCULUK harflerini içeren 6 harfli 26 kelime bulunuyor. 6 harfli KAMBİYOCULUK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

KOYUCU14, MAYOCU14, KOYCUK13, UCUBİK13, BOYLAM12, BUYMAK12, KOKUCU12, KUMCUL12, OCUMAK12, OYULMA11, OYUKLU11, UYULMA11, UYUMAK11, AMBOLİ10, BOKLUK10, BULMAK10, KUYMAK10, KOYMAK10, MAKBUL10, YOKLUK10, YOLMAK10, KOKULU9, KUMLUK9, OKUMAK9, ULUMAK9, KALİKO7

KALİKO (Kelime Kökeni: (Hindistan'da Kalküta şehrinin adından))

[isim]

  • Pamuk iplikleriyle yapılan ilk cilt bezi

KOKULU

[sıfat]

  • Kokusu olan

    Perilerin kızgınlığını yatıştırmak için ceplerimde birçok kokulu otlar, tohumlar, üzerlikler taşıyordum. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

Birleşik Kelimeler: kokulu çayır otu, kokulu kiraz, kokulu sabun, hoş kokulu

KUMLUK

[isim]

  • Kumsal

    Çocukların top oynadıkları kumluktan iskeleye doğru yürürken hep planlar kuruyordu. - Cahit Uçuk

[sıfat]

  • Kumu çok olan

    Kumluk arazi.

OKUMAK

[-i]

  • Bir yazıyı meydana getiren harf ve işaretlere bakıp bunları çözümlemek veya seslendirmek

    Bana umutsuz bir sesle son raporları okudu. - Falih Rıfkı Atay

[nesnesiz]

  • Yazılmış bir metnin iletmek istediği şeyleri öğrenmek

    Gazete bile okumak istemiyorum. - Burhan Felek

[nesnesiz]

  • Bir konuyu öğrenmek için okulda, bir öğretmenin yanında veya yazılı şeyler üzerinde çalışmak, öğrenim görmek

    Çabuk dil öğrenmedi, okumak istemedi. - Halide Edip Adıvar

[nesnesiz]

  • Sesli olarak söylemek

    Salon boşalmaya başladı, biz şiirler okuyup dinliyoruz. - Refik Halit Karay

[nesnesiz]

  • Bir şeyin anlamını çözmek

    Şifre okumak.

  • Hastalığı iyi edeceğini ileri sürerek okuyup üflemek, üfürükçülük etmek

[mecaz]

  • Bazı belirtilerle bir anlamı, gizli bir duyguyu anlamak, kavramak

    Yüzünü benden saklıyor. Niçin? Çehresinde, melalinde aşkının matemini okumayayım diye mi? - Ömer Seyfettin

[mecaz]

  • Değerlendirmek

[nesnesiz]

[argo]

  • Sövmek, küfretmek

[halk ağzında]

  • Bir yere çağırmak, davet etmek, okuntu göndermek

Ata Sözleri ve Deyimler

  • okuyup üflemek

ULUMAK

[nesnesiz]

  • Köpek, kurt, çakal vb. hayvanlar uzun, iniltili, ağlar gibi bir ses çıkarmak

    Geceleyin çakallar etrafta dolaşır, ulurlardı. - Sait Faik Abasıyanık

  • İnsan iniltili ses çıkararak boğuk boğuk ağlamak

    Boğazında acı bir yumru, gözleri kupkuru, yüzükoyun mutfağın taşlarına kapandı, uludu. - Halide Edip Adıvar

BOKLUK

[isim]

  • Pislik

[mecaz]

  • Kötü durum

    Bu işin sonunda bokluk çıkacak.

BULMAK

[-i]

  • Arayarak veya aramadan bir şeyle, bir kimse ile karşılaşmak

    Kafam her an bir konu bulmak için binbir çeşit şeye müracaat ediyor. - Halide Edip Adıvar

  • Bir şeyi elde etmek
  • Kaybedilen bir şeyi yeniden ele geçirmek

    Paramı buldum.

  • Varlığı bilinmeyen bir şeyi ortaya çıkarmak, keşfetmek

    Şu kuvvetin, cevherin sırrını bulmaya çalışıyorum. - Sait Faik Abasıyanık

  • İlk kez yeni bir şey yaratmak, icat etmek
  • İstenilen şeye kavuşmak, nail olmak

    Kadınlık namına düşündüğüm şeylerin hiçbirini karımda bulamadım. - Ömer Seyfettin

  • Bir yere, bir noktaya erişmek, ulaşmak

    Böylece yılın ortasını bulduk. - Refik Halit Karay

  • Herhangi bir görüşe, bir yargıya varmak

    Ben de bunu akıllıca buldum. - Memduh Şevket Esendal

  • Seçmek

    Bazen onlara yeni ve güzel kıyafetler buluyor. - Halide Edip Adıvar

  • Sağlamak, temin etmek

    Sen otur ye, ben yatarken, kendim bir şeyler bulur, yerim. - Sait Faik Abasıyanık

[nesnesiz]

  • Cezaya uğramak

    Eden bulur.

  • Hatırlamak

    Bir türlü bulamadım caminin ismini dersem inanır mısınız? - Sait Faik Abasıyanık

Ata Sözleri ve Deyimler

  • bula bula bunu (onu veya bir şeyi veya birini) bulmak
  • buldukça bunar (veya bulmuş da bunuyor)
  • buldum bilemedim, bildim bulamadım
  • bulup buluşturmak

Birleşik Kelimeler: bultak, yolbul, yönbul, ara bulmak

KUYMAK

[isim]

[halk ağzında]

  • Mısır unu, tereyağı, peynir ve su ile yapılan bir yemek

KOYMAK

[-e]

[-i]

  • Bir şeyi bir yere bırakmak, belli bir yere yerleştirmek

    Öteki elini doktorun omzuna koydu. - Sait Faik Abasıyanık

  • Bir kimseyi işe yerleştirmek, birine iş sağlamak

    Bu işe kimi koyacağız?

  • Bırakmak

    İçeri kimseyi koymuyorlar.

  • Katmak, eklemek

    Mal üstüne mal koymak için içi giden bir kişidir. - Salâh Birsel

  • İmza, tarih, adres yazmak
  • Uyulması gereken kuralları belirlemek, ortaya çıkarmak

    Orduda yaşayan manevi kuvveti de meydana koyuyor. - Ruşen Eşref Ünaydın

[nesnesiz]

  • Etkilemek, dokunmak

    Kendisinden yakışıklı ve ünlü olan bir adam için terk edilmiş olmak koyuyor olmalı ona. - İnci Aral

  • Bir şey veya kimse için kullanmayı belirlemek, ayırmak

    Giderlerini iki ay içinde yerine koydu. - Necati Cumalı

  • Bırakmak, terk etmek

Ata Sözleri ve Deyimler

  • koy avucuma, koyayım avucuna
  • koyduğum yerde otluyor
  • koydunsa bul

Birleşik Kelimeler: dedikodu

MAKBUL (Kelime Kökeni: Arapça maḳbūl)

[sıfat]

  • Kabul edilen
  • Beğenilen, hoş karşılanan

    Kahvenin dibekte dövüleni her zaman daha makbul ve içimi şöhretliydi. - Samiha Ayverdi

  • Geçer, geçerli

Ata Sözleri ve Deyimler

  • makbule geçmek
  • makbul olmak

YOKLUK

[isim]

  • Yok olma, bulunmama durumu, adem, ademiyet, fıkdan, gaybubet

    Bin bu derde, yokluğa ve tehlikeye rağmen, gönül avlayan bir Bursa baharı idi. - Tarık Buğra

[mecaz]

  • Fakirlik, yoksulluk

    Beni külfete sokma, şimdi ben yokluktayım. - Ahmet Kabaklı

[felsefe]

  • Hiçlik

Ata Sözleri ve Deyimler

  • yokluk çekmek

Birleşik Kelimeler: yokluk eki, adam yokluğunda

YOLMAK

[-i]

  • Bitki, tüy vb.ni çekerek yerinden çıkarmak, çekip koparmak

    Yoluyor mu, ne yapıyor bilmem, pişik suratlı olmuş. - Memduh Şevket Esendal

[mecaz]

  • Dolandırarak, hile ile birinin parasını almak

    Adamcağızı iyice yoldular.

OYULMA

[isim]

  • Oyulmak işi

OYUKLU

[sıfat]

  • Oyuğu olan, oyukları bulunan

UYULMA

[isim]

  • Uyulmak işi