Kalıp ile Başlayan Kelimeler

KALIP ile başlayan 16 kelime bulunuyor. Başında KALIP olan kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Kalıp kelimesinin anlamı nedir? Kalıp ile biten kelimeler. İçinde kalıp olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

14 Harfli Kelimeler

KALIPLAŞMIŞLIK28

11 Harfli Kelimeler

KALIPLAŞMIŞ24, KALIPLAŞMAK20, KALIPLATMAK17, KALIPLANMAK17

10 Harfli Kelimeler

KALIPÇILIK20, KALIPLAŞMA19, KALIPLAMAK16, KALIPLANMA16, KALIPLATMA16

9 Harfli Kelimeler

KALIPLAMA15

8 Harfli Kelimeler

KALIPSIZ18, KALIPLIK14

7 Harfli Kelimeler

KALIPÇI16, KALIPLI13

5 Harfli Kelimeler

KALIP10

KALIP (Kelime Kökeni: Arapça ḳālib)

[isim]

  • Bir şeye biçim vermeye veya eski biçimini korumaya yarayan araç

    İstenilen kalıplarda ve istenilen nüanslarda heykeller yapılabilir. - Peyami Safa

  • Biçki modeli, patron

[sıfat]

  • Genellikle küp biçiminde yapılan

    Bir kalıp peynir.

    İki kalıp sabun.

[mecaz]

  • Gösterişli görünüş

    Kalıbına bakarsan aslan gibi.

[mecaz]

  • Biçim, durum

    Muayyen bir kalıba girecek insana benzemiyordu. - Halide Edip Adıvar

[mecaz]

  • Yenilikten uzak, özgün olmayan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kalıba dökmek
  • kalıba vurmak
  • kalıbı değiştirmek (veya dinlendirmek)
  • kalıbından utanmamak
  • kalıbını basmak
  • kalıbının adamı olmamak
  • kalıp gibi oturmak
  • kalıp gibi serilmek
  • kalıp gibi uyumak
  • kalıp kesilmek
  • kalıptan kalıba girmek

Birleşik Kelimeler: kalıp kıyafet, kalıp sigarası, alçı kalıp, basmakalıp, baskı kalıbı, basma kalıbı, buz kalıbı, pasta kalıbı, silme kalıbı, yüz kalıbı

KALIPLI

[sıfat]

  • Kalıplanmış olan

[mecaz]

  • Düzgün, biçimli

    Hüseyin Efendi ütülü pantolonu, kalıplı fesi, yeni kravatı, temiz gömleği ve olgun konuşması ile sahiden efendiydi. - Yusuf Ziya Ortaç

[mecaz]

  • İri yapılı, heybetli

    Bu, eski külhanbeyi biçiminde yürüyen kalıplı bir katildi. - Kerim Korcan

Birleşik Kelimeler: kalıplı kıyafetli

KALIPLIK

[isim]

  • Kalıp yapmaya veya koymaya yarayan şey

Birleşik Kelimeler: basmakalıplık

KALIPLAMA

[isim]

  • Kalıplamak işi

Birleşik Kelimeler: silindir kalıplama

KALIPLAMAK

[-i]

  • Biçimi bozulmuş bir şeyi düzeltmek için kalıba geçirmek, kalıba vurmak

KALIPLANMA

[isim]

  • Kalıplanmak işi

KALIPLATMA

[isim]

  • Kalıplatmak işi

KALIPÇI

[isim]

  • Kalıp yapan veya satan kimse
  • Görevi herhangi bir şeyi kalıba vurmak olan kimse
  • Beton kalıplarını yapan kimse

KALIPLATMAK

[-e]

[-i]

  • Kalıba vurdurmak

KALIPLANMAK

[nesnesiz]

  • Belli bir kalıp verilmek, kalıba vurulmak

KALIPSIZ

[sıfat]

  • Kalıba dökülmemiş

[mecaz]

  • Biçimsiz, düzgün olmayan

    Kalıpsız kırmızı büyük fesi, tıpkı bir ibik gibi duruyordu. - Ömer Seyfettin

Birleşik Kelimeler: kalıpsız kıyafetsiz

KALIPLAŞMA

[isim]

  • Kalıplaşmak işi

    Yurt ve özgürlük için ses yükseltmiş, her türlü kalıplaşmanın dışına çıkmaya çalışmıştır. - Selim İleri

Birleşik Kelimeler: basmakalıplaşma

KALIPLAŞMAK

[nesnesiz]

  • Belli bir biçim almak, klişeleşmek
  • Görevini yitirmek

    `Birisi, kimisi` kelimelerindeki -i iyelik eki kalıplaşmıştır.

  • Durumunu sürdürmek, belli bir durumun dışına çıkmamak

Birleşik Kelimeler: basmakalıplaşmak

KALIPÇILIK

[isim]

  • Kalıpçının yaptığı iş

KALIPLAŞMIŞ

[sıfat]

  • Durumunu sürdüren, belli bir durumun dışına çıkmayan