Kalmak ile Biten Kelimeler

KALMAK ile biten 6 kelime bulunuyor. Sonu KALMAK olan kelime listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Kalmak kelimesinin anlamı nedir? İçinde kalmak olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

10 Harfli Kelimeler

ŞAŞAKALMAK17, DONAKALMAK14, BAKAKALMAK13, ARTAKALMAK11, KALAKALMAK11

6 Harfli Kelimeler

KALMAK7

KALMAK

[nesnesiz]

  • Olduğu yeri ve durumu korumak, sürdürmek

    Sıkı sıkı kucakladı ve öylece kaldı. - Tarık Buğra

  • Zaman, uzaklık veya nicelik belirtilen miktarda bulunmak

    Arabada yalnız dört çocuk kalmıştı. - Osman Cemal Kaygılı

[-de]

  • Konaklamak, konmak

    Hemen karargâha yerleşmezsem ne geri dönebilir ne de otelde kalabilirdim. - Falih Rıfkı Atay

[-le]

  • Oturmak, yaşamak

    Tam beş sene benimle beraber kaldı. - Sait Faik Abasıyanık

  • Eğleşmek
  • Hayatını sürdürmek, yaşamak

    O aileden bir bu çocuk kaldı.

  • Varlığını korumak, sürdürmek

    Eniştemizin iptidai kalmış huyları da vardı. - Abdülhak Şinasi Hisar

[-de]

  • Oyalanmak, vakit geçirmek

    Kısa bir süre tezgâhın önünde kaldı. - Necati Cumalı

  • Sınıf geçmemek

    Çocukların içinde kalanlar da var geçenler de.

[-de]

  • İşlemez, yürümez duruma gelmek

    Araba yarı yolda kaldı.

[-e]

  • İleriye atılmak, ertelenmek

    Mahkeme ayın on sekizine kaldı. - Sait Faik Abasıyanık

[-de]

  • Bir şeyle kaplanmak, bir şeye bulanmak

    Oda duman içinde kaldı.

[-de]

  • Bir işi belli bir noktada bırakmak, ara vermek

    Bugün iş maddesinde kaldık.

[-den]

  • Miras olarak geçmek

    Çiftlik ana babasından kalmış.

[-den]

  • Yapamamak

    Misafir geldi, gezmeden kaldık.

  • Belli bir gelirle geçinmek zorunda bulunmak

    Refika, valide, iki kerime kaldık mı biz iki bin kuruş tekaüt maaşına. - Haldun Taner

[-le]

  • Yetinmek

    Yalnız dayak atmakla kalmadı, onu işinden de çıkardı.

[-le]

  • Sınırlanmak

    Amasya'da iken karşılaştığımız vaziyet yalnız Şeyh Recep Vakası ile kalmadı. - Atatürk

  • Herhangi bir durumu sürdürmek

[yardımcı fiil]

  • Olmak, herhangi bir durumda bulunmak

    Fatma'nın yemek çantası olmasaydı dün aç kalmıştık. - Falih Rıfkı Atay

[yardımcı fiil]

  • Kök veya gövdeleri sonuna -a (-e), -ıp (-ip) zarf-fiil eki almış fiillere gelerek süreklilik bildiren birleşik fiiller oluşturur

    Bakakalmak.

    Şaşakalmak.

    Donakalmak. Şaşırıp kalmak. Donup kalmak.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ... den kalır yeri yok
  • ... ye kalsa (veya kalırsa)
  • kaldı ki

Birleşik Kelimeler: kala kala, geri kalmış

ARTAKALMAK

[-den]

  • Artmak, geriye kalmak, fazla bulunmak

    Artakalan para ile çocuk pek güç geçiniyordu. - Halit Fahri Ozansoy

KALAKALMAK

[nesnesiz]

  • Bir şey veya durum karşısında şaşırmak

    Baktılar ve ani bir komutla dondurulmuşçasına öylece kalakaldılar. - Elif Şafak

  • Güç durumda kalmak

    Arka tekerler alıp başını geçti gitti. Kırk yolcu yolun ortasında kalakaldık. - Bedri Rahmi Eyuboğlu

BAKAKALMAK

[-e]

[nesnesiz]

  • Şaşkınlığa uğrayıp ne yapacağını bilmez durumda kalmak

    Bakakalırım giden geminin ardından / Atamam kendimi denize, dünya güzel / Serde erkeklik var, ağlayamam - Orhan Veli Kanık

DONAKALMAK

[nesnesiz]

  • Şaşırıp bir süre ne yapacağını, ne diyeceğini bilememek

    Kaşlarını kaldırarak kafasını salladığı saniye donakalmıştım. - Sermet Muhtar Alus

ŞAŞAKALMAK

[-e]

  • Çok şaşırmak, şaşkınlıktan ne yapacağını bilememek

    Fırtınadan sonra şaşakalır insan, anlayamaz o azgın denizin ne kerametle, nasıl durulduğunu. - Azra Erhat