KALAFATÇILIK Harflerini İçeren 6 Harfli Kelimeler

KALAFATÇILIK harflerini içeren 6 harfli 28 kelime bulunuyor. 6 harfli KALAFATÇILIK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

FAÇALI16, KAFALI13, FALAKA12, AÇKILI11, ALÇILI11, ÇITLIK11, ÇAKILI11, ÇALILI11, ÇATILI11, ILIKÇA11, KILÇIK11, ALIKÇA10, ALAÇIK10, KAÇLIK10, ÇALKAK9, ÇATLAK9, ATKILI8, ALTILI8, AKILLI8, KITLIK8, TIKALI8, TAKILI8, ATALIK7, ALTLIK7, LATALI7, KALTAK6, LAAKAL6, LAKLAK6

KALTAK

[isim]

  • Üzeri meşin, halı vb. şeylerle kaplanmamış olan eyerin tahta bölümü
  • Kuskunsuz eyer

[kaba konuşmada]

  • İffetsiz, namussuz kadın

Birleşik Kelimeler: eyer kaltağı

LAAKAL (Kelime Kökeni: Arapça lāaḳall)

[zarf]

[eskimiş]

  • En azından, hiç olmazsa

    Büyük hanın altında sıra kahveler vardır ya; her birinde laakal iki, üç dava vekiline tesadüf edilir. - Reşat Nuri Güntekin

LAKLAK (Kelime Kökeni: Arapça laḳlāḳ)

[isim]

  • Leyleğin gagasıyla çıkardığı ses

[mecaz]

  • Ara vermeden söylenilen saçma sapan söz dizisi, gevezelik

Ata Sözleri ve Deyimler

  • laklak etmek

ATALIK

[isim]

  • Ataya yakışır davranış, babalık

ALTLIK

[isim]

  • Tabak, bardak vb. nesnelerin altına konulan şey

    Bardak altlığı.

[halk ağzında]

  • Hayvanların altına yayılan ot veya saman

[halk ağzında]

  • Arabaya koşulan atların yolları kirletmemesi için kuyruğunun altına yerleştirilen torba

Birleşik Kelimeler: ütü altlığı

LATALI

[sıfat]

  • Latası olan

ATKILI

[sıfat]

  • Atkısı olan

ALTILI

[sıfat]

  • Altı parçadan oluşan, kendinde herhangi bir şeyden altı tane bulunan

    Altılı şamdan.

[isim]

  • İskambil, domino vb. oyunlarda üzerinde altı işareti bulunan kâğıt veya pul

[isim]

  • Divan edebiyatında her bendi altı dizeden oluşan nazım biçimi

[isim]

  • Altılı ganyan

Birleşik Kelimeler: altılı ganyan

AKILLI

[sıfat]

  • Gerçeği iyi gören ve ona göre davranan, akil

    İkisi de zeki adamdı, akıllı adamdı, yapıcı adamdı. - Yusuf Ziya Ortaç

[ünlem]

  • Karşısındakini küçümseme amacıyla söylenen bir söz

[alay yollu]

  • Uyanık geçinen

    Akıllıya bak, bu işten kendisine bir pay çıkarmak istiyor.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • akıllı düşününceye kadar deli çocuğunu (veya oğlunu) everir
  • akıllı geçinmek
  • akıllı köprü arayıncaya dek deli suyu geçer
  • akıllım
  • akıllı olmak

Birleşik Kelimeler: akıllı başlı, akıllı uslu, adamakıllı, horoz akıllı, sivri akıllı, uslu akıllı, yarım akıllı

KITLIK

[isim]

  • Kıt olma durumu, ihtiyaca yetmeyecek kadar azlık, az ve zor bulunma

    Toprak darlığı, ham madde kıtlığı ve nüfus artışı... - Falih Rıfkı Atay

  • Kuraklık, savaş vb. nedenlerle ürünün yetişmemesi ve bundan doğan açlık

    Memleketi kavuran kıtlık buranın semtine uğramamıştır. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

  • Yiyecek maddelerinde görülen darlık

[mecaz]

  • Duygu, söz vb.nde azlık

    Espri, kıtlıkta bolluk arz eden bir cevherdir. - Necip Fazıl Kısakürek

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kıtlıktan çıkmış
  • kıtlıktan çıkmış gibi yemek

Birleşik Kelimeler: adam kıtlığında

TIKALI

[sıfat]

  • Kapanmış, herhangi bir şeyin geçmesine imkân vermeyen, tıkanmış

Birleşik Kelimeler: kulağı tıkalı

TAKILI

[sıfat]

  • Takılmış, tutturulmuş, asılmış

Ata Sözleri ve Deyimler

  • takılı kalmak

ÇALKAK

[isim]

[halk ağzında]

  • Çalkar

ÇATLAK

[sıfat]

  • Çatlamış olan

    Çatlak bardak.

[mecaz]

  • Deli

    Çatlaksam çatlağım. Çatlak olmasam bunca adama, gözün görmediğini göstermeye kalkar mıydım? - Oktay Rifat

[isim]

  • Herhangi bir yerde uzunluğuna olan açıklık

    Bu testinin çatlağı hiçbir sızıntı göstermemişti. - Aka Gündüz

[isim]

  • Ara, aralık

    İki denizci kara bulutlar çatlağından güneş ışığının güldüğünü sandılar. - Halikarnas Balıkçısı

[isim]

[mecaz]

  • Değişimin başlangıcı

    Yaşantımda çatlaklar oluşmaya başlamıştı. - Emine Işınsu

[isim]

[jeoloji]

  • Yer altındaki taş kütlelerinin basınç ve gerilim dolayısıyla yer değiştirmeden çatlayıp yarılması, diyaklaz

    Esmer toprağın yüzünü saran çatlaklar sanki yerin dibine kadar iniyordu. - Tarık Buğra

[isim]

[tıp]

  • Deri, mukoza, kemik veya herhangi bir organ üzerinde uzunluğuna olan açıklık, yarık, fissür

Birleşik Kelimeler: çatlak ses, çatlak zurna, kafası çatlak, kasık çatlağı

ALIKÇA

[sıfat]

  • Alık benzeri

    Yüzünde hayli alıkça denebilecek bön bir mutluluk ifadesi vardı. - Murathan Mungan

[zarf]

  • (alı'kça) Alık olana yaraşır bir biçimde

    O andaki hayretimi hatırladıkça / Rejisöre bakakaldım öyle alıkça. - Enis Behiç Koryürek