KAHVERENGİMSİ Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler

KAHVERENGİMSİ harflerini içeren 4 harfli 178 kelime bulunuyor. 4 harfli KAHVERENGİMSİ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

GREV14, HAVİ14, İVGİ14, VAHİ14, GAHİ12, İVME11, MAVİ11, SEVİ11, SEVK11, VAKS11, VASİ11, ENVA10, EVRE10, EVİN10, KİVİ10, KAVİ10, KİEV10, MESH10, NEVA10, REVA10, VENA10, VERE10, VERİ10, VİRA10, VAKİ10, EHEM9, GRAM9, GRES9, GEMİ9, HARS9, HAMİ9, İMHA9, İMGE9, İHAM9, MİHR9, SAHİ9, SAHN9, AHİR8, ERGİ8, GREK8, GİNE8, GREN8, GARK8, GANİ8, GERİ8, GENE8, HERK8, HAİN8, HAKİ8, HANE8, HANİ8, HARE8, İNHA8, KERH8, NARH8, RİNG8, RİGA8, REHA8, ESME6, ESMA6, ESİM6, İSİM6, MİSK6, MARS6, MASK6, SİMA6, SAMİ6, SEMA6, SEME6, ASRİ5, AMİR5, AMİN5, AKİM5, AKİS5, AKSE5, AKSİ5, ESKİ5, ESİR5, ESİN5, ESİK5, ESER5, ESEN5, ESNA5, ERME5, ERİM5, ESRE5, ENSE5, EKİM5, EKME5, EKSİ5, ENAM5, EMİR5, EMİN5, EMİK5, EMEN5, EMEK5, EMAN5, İNME5, İNAM5, İMAR5, İRİS5, İRSİ5, İMAN5, KREM5, KARS5, KASE5, KAME5, KAİM5, KİMİ5, KESE5, KEME5, MİRİ5, MİRA5, MİNK5, MİNİ5, MİNE5, MİKA5, MARN5, MARK5, MANİ5, MAKİ5, MAİN5, MERİ5, MERA5, MENİ5, MEKE5, NESİ5, NİSA5, NEMA5, NAME5, RİSK5, RAKS5, RAMİ5, REİS5, REMİ5, SİNE5, SİNİ5, SİRK5, SARİ5, SAKİ5, SAKE5, SAİK5, SAİR5, SERİ5, SERE5, SERA5, SEKİ5, SENA5, SENE5, AKNE4, ERİN4, ERİK4, EREN4, EREK4, ERKE4, ENİK4, EKİN4, ENEK4, ENİR4, İNİK4, İRİN4, İNEK4, İNAK4, İARE4, İANE4, İKNA4, İKEN4, KİRA4, KANİ4, KARE4, KARİ4, KAİN4, KERE4, KENE4, NERE4, RİNA4, RİKA4, RENK4

AKNE (Kelime Kökeni: Fransızca acné)

[isim]

[tıp]

  • Yağ bezlerinin deri üzerinde oluşturduğu iltihaplı sivilce

ERİN

[sıfat]

  • Ergen

ERİK

[isim]

[bitki bilimi]

  • Gülgillerden, beyaz çiçekli bir ağaç (Prunus domestica)
  • Bu ağacın kabuğu ince, çeşitli renklerde, mayhoş veya tatlı, eti sulu, tek ve sert çekirdekli yemişi

Birleşik Kelimeler: erik hoşafı, erik kompostosu, erik marmeladı, erik pestili, erik rakısı, erik reçeli, kuru erik, sarıerik, bardacık eriği, bardak eriği, can eriği, çakal eriği, dağ eriği, gövem eriği, Japon eriği, Malta eriği, mürdüm eriği, türbe eriği, üryani eriği, yaban eriği

EREN

[isim]

[din bilgisi]

  • Ermiş

    Bu adam vaktinin en büyük erenlerindendi. - Ömer Seyfettin

  • Olağanüstü sezgileriyle birtakım gerçekleri gördüğüne inanılan kimse

Ata Sözleri ve Deyimler

  • erenlerin sağı solu (belli) olmaz

Birleşik Kelimeler: alperen

EREK

[isim]

  • Gerçekleştirmek için tasarlanan ve erişmek istenilen şey, amaç, gaye, maksat, hedef

    Onun metodunu uygulamakla araştırıcının varamayacağı erek yoktur. - Azra Erhat

Birleşik Kelimeler: erek bilimi

ERKE

[isim]

[fizik]

  • Enerji

[felsefe]

  • Pozitif bilimlerde iş başarma gücü, bir direnmeyi yenme gücü

ENİK

[isim]

  • Kedi, köpek vb. çok memeli hayvanların yavrusu

    Köyün mezbelesinde, köpek enikleriyle insan yavruları birbirine karışmış, oynaşıyorlar. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

[argo]

  • Çocuk

    Evliyim ya, üç de enik var arkamda. - Necati Cumalı

EKİN

[isim]

  • Tahılın tarlaya atıldığı andan harman oluncaya kadar aldığı durum

    Yağmur, vaktinde ve yeterince yağmalı; ekinlere kına, pancarlara kurt düşmemeli. - Tarık Buğra

  • Kültür, hars

Birleşik Kelimeler: ekin biti, ekin iti, ekin kargası

ENEK

[sıfat]

[halk ağzında]

  • Enenmiş, burulmuş, erkekliği giderilmiş

ENİR

[isim]

[bitki bilimi]

  • Bir tür yaban mersini

İNİK

[sıfat]

  • İnmiş, indirilmiş

    Pencere perdeleri hep inikti. - Aka Gündüz

Birleşik Kelimeler: inik deniz

İRİN

[isim]

  • Organizmanın herhangi bir yerinde iltihaplanma sonunda ölmüş hücre artıklarından ve bozulmuş akyuvarlardan oluşan, mikroplu veya mikropsuz, genellikle sarımtırak renkte koyuca sıvı, cerahat

İNEK

[isim]

  • Dişi sığır

[argo]

  • Çok çalışan öğrenci

[kaba konuşmada]

  • İbne

[sıfat]

[mecaz]

  • Aptal, bön

Birleşik Kelimeler: inekhane, inek yağı, sağmal inek, denizineği, Macar ineği, süt ineği

İNAK

[isim]

[felsefe]

  • Dogma

İARE (Kelime Kökeni: Arapça iʿāre)

[isim]

[eskimiş]

  • Eğreti, ödünç

    Bu iare tuvaletiyle kendi güzelliğinin gururunu da feda ederek bahçeye çıktı. - Peyami Safa

  • Eğreti verme, ödünç verme