KAFEŞANTAN Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler
KAFEŞANTAN harflerini içeren 4 harfli 26 kelime bulunuyor. 4 harfli KAFEŞANTAN kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
ŞAFT13,
ANKA (Kelime Kökeni: Arapça ʿanḳā)
- Masallarda adı geçen ve gerçekte var olmayan büyük bir kuş, Simurg, Zümrüdüanka
Birleşik Kelimeler: Zümrüdüanka
ANNE
- Çocuğu olan kadın, ana, valide, kocakarı, mader, nene, aba
- Yavrusu olan dişi hayvan
Ata Sözleri ve Deyimler
- anne olmak
Birleşik Kelimeler: anneanne, babaanne, büyükanne, cicianne, hanımanne, sütanne, üvey anne
ATAK
-
Düşüncesizce her işe atılan, cüretkâr
Bütün çocuklar gibi onlar da haşarı, atak ve güreşçi idiler. - Reşat Nuri Güntekin
- Çevik, hareketli
- Geveze
- Aniden başlayan hastalık nöbeti
- Atılım
- Saldırı, saldırış, hücum, hamle, akın
- Gol atmak veya sayı kazanmak amacıyla yapılan akın, ofans
Ata Sözleri ve Deyimler
- atak yapmak
Birleşik Kelimeler: kontratak, panikatak
AKNE (Kelime Kökeni: Fransızca acné)
- Yağ bezlerinin deri üzerinde oluşturduğu iltihaplı sivilce
KANT (Kelime Kökeni: Arapça ḳand)
- Şeker ve limonla içilen sıcak su
KANA (Kelime Kökeni: İtalyanca canna)
- Geminin çektiği suyu göstermek için baş ve kıç bodoslamaları üzerine konulan işaretler
KENT (Kelime Kökeni: Soğdca)
-
Şehir
Paris gibi bir kentte, bu hatırlamalar, karamsarlığa sürükler insanı. - Necati Cumalı
- Site
Birleşik Kelimeler: kent efsanesi, kent soylu, kentler arası, ana kent, başkent, çadır kent, mantar kent, megakent, yörekent, uydu kent
NAAT (Kelime Kökeni: Arapça naʿt)
- Bir şeyin niteliklerini övme
- Hz. Muhammed'in niteliklerini övmek, ondan şefaat dilemek amacıyla yazılan kaside
NANE (Kelime Kökeni: Arapça naʿnaʿ)
- Ballıbabagillerden, yaprakları sapsız, çiçekleri beyaz veya menekşe renginde, güzel kokulu, yaprakları baharat olarak kullanılan, çok yıllık ve otsu bir kültür bitkisi (Mentha piperita)
- Bu bitkinin kurutulmuş yapraklarından elde edilen baharat
Ata Sözleri ve Deyimler
- nane yemek
Birleşik Kelimeler: nanemolla, nane ruhu, nane suyu, nane şekeri, bahçe nanesi, dağ nanesi, kedi nanesi, su nanesi, taş nanesi, yaban nanesi
TANK (Kelime Kökeni: Fransızca tank)
- Zırhlı ve silahlı, tekerlekleri paletli, motorlu savaş taşıtı
-
Su, yakıt vb. sıvıları depolamaya yarayan araç
Akaryakıt tankı.
Birleşik Kelimeler: tanksavar, safra tankı
TANE (Kelime Kökeni: Farsça dāne)
- Herhangi bir sayıda olan şey, adet
-
Bazı bitkilerin tohumu
İşçiler buğdayı savurmakta ve taneyi samandan ayırmaktadır. - Necip Fazıl Kısakürek
-
Çekirdekli küçük meyve
Üzüm tanesi. Nar tanesi.
Ata Sözleri ve Deyimler
- tane bağlamak
Birleşik Kelimeler: tane tane, bir tane, buğdaysı tane
TAKA
-
Doğu Karadeniz bölgesine özgü yelkenli bir tür kıyı teknesi
Taka ile deniz yolculuğunun nasıl geçtiğini anlatmayacağım. - Ercüment Ekrem Talu
- Bozuk, zor çalışan veya eski kara taşıtları için kullanılan bir söz
ATAŞ (Kelime Kökeni: Fransızca attache)
- Tutturgaç
ATEŞ (Kelime Kökeni: Farsça āteş)
-
Yanıcı cisimlerin tutuşmasıyla beliren ısı ve ışık, od, nâr
Bu eller, vücuda getireceği tesirle duman ve ateş içinde, bütün bir memleketin son feryadını uyandırarak soğuyup donabilirdi. - Hamdullah Suphi Tanrıöver
- Tutuşmuş olan cisim
-
Isıtmak, pişirmek için kullanılan yer veya araç
Yemeği ateşten indirdim.
-
Patlayıcı silahların atılması
Top ateşi geceye kadar sürdü.
-
Genellikle hastalık etkisiyle artan vücut sıcaklığı, kızdırma
Ateşi kırktan aşağıya düşmezdi. - Sait Faik Abasıyanık
-
Öfke, hırs, hınç
Fırlayıp ayağa kalkmış, bir duvara yaslanarak ateş fışkıran gözlerle onu seyre başlamıştı. - Tarık Buğra
-
Coşkunluk
Nejat Efendi'nin çalışında Peregrini'nin ihtirası, ateşi yoktu. - Halide Edip Adıvar
-
Tehlike, felaket
Kendinizi ateşe atıyorsunuz.
-
Büyük üzüntü, acı
İçimin ateşi hiç küllenmedi. Seneler geçtikçe daha alevleniyor. Evlat acısı bu. - Hüseyin Rahmi Gürpınar
Ata Sözleri ve Deyimler
- ateş!
- ateş açmak
- ateş almak
- ateş almaya mı geldin?
- ateş bacayı (veya saçağı) sarmak
- ateş basmak
- ateş çıkmak
- ateş demekle ağız yanmaz
- ateş düştüğü yeri yakar
- ateş etmek
- ateşe tutmak
- ateşe vermek
- ateşe vurmak
- ateşe vursa duman vermez
- ateş gibi
- ateş gibi kesilmek
- ateş gibi yanmak
- ateşi başına vurmak
- ateşi çıkmak (veya yükselmek)
- ateşi düşmek
- ateşine yanmak
- ateşini almak
- ateşi uyandırmak
- ateş kesilmek
- ateş kesmek
- ateşle barut bir yerde durmaz
- ateşle oynamak
- ateşler içinde yanmak
- ateş olmayan yerden duman çıkmaz
- ateş olsa cirmi kadar yer yakar
- ateş püskürmek
- ateş saçmak
- ateş vermek
- ateş yağdırmak
Birleşik Kelimeler: ateş balığı, ateş böceği, ateş çiçeği, ateş düşürücü, ateş gecesi, ateş gemisi, ateş hattı, ateş kayığı, ateşkes, ateş kırmızısı, ateş küre, ateş pahası, ateş parçası, ateş tuğlası, ateşten gömlek, alabanda ateş, çapraz ateş, bar ateşi, baraj ateşi, batarya ateşi, fındık ateşi, imha ateşi, Rum ateşi, taciz ateşi, yaylım ateşi
KAŞE (Kelime Kökeni: Fransızca cachet)
- Damga, mühür
- Belirlenmiş sürelerde çalışanlara ödenen ücret
-
Toz ilaçların içine konulduğu, yutulmaya uygun, güllaçtan küçük kap
Cebinden bir hap kutusu çıkarıp iki kaşeyi bir arada yuttu. - Haldun Taner
- Kalın, kışlık bir tür yün kumaş