[isim]

• Atak olanın durumu veya atak bir biçimde yapılan iş, davranış, cüret

  Kara Yusuf ve arkadaşlarındaki ataklık halkı sarıyor. - Tarık Buğra

[isim]

[mecaz]

• Köyün veya mahallenin ihtiyar heyetinde olan kimse

• Bir meslekte yaşça, kıdemce ileride ve yetenek bakımından üstün niteliğe sahip olan kimse, duayen

• Ermiş, evliya

[sıfat]

• İçinde katık bulunan

[isim]

• Katı (I) olma durumu

[mecaz]

• Acımasız, duygusuz olma durumu

  Öğretmenlik için lazım gelen metaneti ve kalp katılığını belki bu sayede kazanırım. - Reşat Nuri Güntekin

[sıfat]

• Çok katı

  Kaskatı vücudumla kalakaldım.

[zarf]

• Kıpırdamaksızın, hareketsiz veya donmuş olarak

  Evin önünde kaskatı duruyordu.

[mecaz]

• Acımasız, hoşgörüsüz

Ata Sözleri ve Deyimler

• kaskatı kesilmek
• kaskatı olmak

[sıfat]

• Kasa yapmaya uygun (tahta)

[sıfat]

• İçine yabancı madde katılmış olan, karışık, saf olmayan

[isim]

• Sakanın işi

[sıfat]

• Pulu yapıştırılmadığı veya eksik yapıştırıldığı için parası, cezasıyla birlikte kendisine gönderilen kimseden alınan (mektup)

[isim]

• Avcıların sırtlarına taktıkları askı takımı

• Vestiyer

[halk ağzında]

• Asılıp saklanacak sebze, meyve

[isim]

• Kısa olma durumu

[sıfat]

• İsteyerek, bilerek yapılan, maksatlı

  Bu yüzden İstanbul'un, perde perde sis ardına çekilmekteki ısrarını, kasıtlı bir husumet, kendisine yöneltilmiş bir hakaret gibi algıladı. - Elif Şafak

[sıfat]

• Satışa çıkarılmış olan

  Satılık ev.

Ata Sözleri ve Deyimler

• satılığa çıkarmak
• satılık ziftin olsun, Selanik'ten kel gelir

[sıfat]

• Parasal

[sıfat]

• Salağa benzer, salak gibi

  Allah selamet versin bizim Lütfiye biraz salakçadır. - Ahmet Rasim

[zarf]

• (sala'kça) Salağa benzer bir biçimde