KADIŞEHRİ Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler
KADIŞEHRİ harflerini içeren 5 harfli 36 kelime bulunuyor. 5 harfli KADIŞEHRİ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
HAŞİR12,
ERİKA
- Süpürge otu
AKİDE (Kelime Kökeni: Arapça ʿaḳīde)
-
İnanç
Ahmet Bey, dedi, kim olduğunuzu, akidenizi, kasabada, köylerde ne gibi faaliyet gösterdiğinizi biliyorum. - Nazım Hikmet
Ata Sözleri ve Deyimler
- akideyi bozmak (veya akidesi bozulmak)
Birleşik Kelimeler: akidesi bozuk
-
Şekerin kaynatılarak katılaşması yolu ile yapılan, renkli ve kokulu, ağızda güç eriyen şeker, akide şekeri
Ağızları ve elleri yaladıkları akideden kıpkırmızı bir hâlde geçiyorlardı. - Yahya Kemal Beyatlı
Birleşik Kelimeler: akide şekeri
DEKAR (Kelime Kökeni: Fransızca décare)
-
1000 m² değerinde yüzey ölçü birimi
Dekar, hektarın onda biri değerindedir.
DAİRE (Kelime Kökeni: Arapça dāʾire)
-
Konut olarak kullanılan bir yapının bölümlerinden her biri, kat
Bu koskoca binanın, pasajın arka tarafında bir kısım daireleri ayrıca kiraya verilmiş. - Halit Fahri Ozansoy
-
Belirli devlet işlerini çevirmekle görevli kuruluşlardan her biri
Eskiden hem bir dairede beraber bulunmuşlar hem de silah arkadaşlığı etmişlerdi. - Refik Halit Karay
- Bu kuruluşların içinde çalıştıkları yapı
-
Bir yapı veya gemide belli bir işe ayrılmış bölüm
Yemeği, selamlık dairesinin üst katındaki yemek salonunda yediler. - Memduh Şevket Esendal
-
Soyut kavramlarda belli sınır, ölçü
Serkeşliklerden vazgeçerek edep ve itaat dairesine dönünüz! - Necip Fazıl Kısakürek
- Bir çemberin içinde kalan düzlem parçası
- Saz takımında usul vurmaya yarayan tef
Birleşik Kelimeler: daire kesmesi, daire parçası, dubleks daire, fasit daire, uçan daire, yarım daire, arz dairesi, askerlik dairesi, enlem dairesi, hareket dairesi, harp dairesi, istihbarat dairesi, kalorifer dairesi, kaza dairesi, kazan dairesi, lojistik dairesi, saat dairesi, vergi dairesi
DİREK
-
Ağaçtan veya demirden yapılan uzun ve kalın destek
Kayıkçı yelkeni açmak için ilkin direği yerine oturtmalıdır. - Salâh Birsel
- Sütun
-
Değerli, saygın, önde gelen kimse
Evin direği babamdır.
Ata Sözleri ve Deyimler
- direk gibi
Birleşik Kelimeler: ana direk, mum direk, orta direk, temel direk, bayrak direği, burun direği, can direği, çadır direği, elektrik direği, korner direği, telefon direği, telgraf direği, temel direği
DERİK
- Mardin iline bağlı ilçelerden biri
İRADE (Kelime Kökeni: Arapça irāde)
-
Bir şeyi yapıp yapmamaya karar verme gücü, istenç
Korkunç bir irade kuvveti sarfıyla baş ucundaki lambayı yaktı. - Sait Faik Abasıyanık
- İstenç
-
Buyruk
Görülünce vurulması için irade bile var. - Sermet Muhtar Alus
-
İstek, dilek
Ölüme, yaşama irademizin bir çeşit tükenişi diye bakıyoruz. - Ahmet Muhip Dranas
Birleşik Kelimeler: irade beyanı, irade dışı, irade kaybı, irade yitimi, millî irade
İDRAK (Kelime Kökeni: Arapça idrāk)
-
Anlama yeteneği, anlayış, akıl erdirme
Kişilik idraklerle doğar, diyenler de var. - Çetin Altan
- Erişme, ulaşma
- Algı
- Algılama
Ata Sözleri ve Deyimler
- idrak etmek
İDARE (Kelime Kökeni: Arapça idāre)
-
Yönetme, yönetim, çekip çevirme
Bu zat, propagandayı tertip ve idareye memur imiş. - Atatürk
- Ülke işlerinin yürütülmesi, kamuya ilişkin hizmetlerin bütünü
-
Bir kurum veya kuruluşun yönetildiği yer veya makam
Meğer Gazi Paşa gelecekmiş. İdare her sınıfa Afet Hanım'ın Yurt Bilgisi kitabından üçer nüsha dağıttı. - Haldun Taner
-
Bir kurumun işlerini yürüten kurul
Gazete idaresi tarafından zarf kazara açılmış. - Peyami Safa
-
Tutum
Birdenbire, elindeki suyu günlerce idareye mecbur bir kazazede hâline geldim. - Necip Fazıl Kısakürek
- İdare kandili veya lambası
- Hoş görme, göz yumma
-
Yetinme
Bu son hatıralarla sonuna kadar idareye çalışıyorum. - Sait Faik Abasıyanık
Ata Sözleri ve Deyimler
- idare etmek
- idaresini bilmek
Birleşik Kelimeler: idare amiri, idarehane, idare hukuku, idareimaslahat, idare kandili, idare lambası, idare mahkemesi, idare meclisi, mahallî idare, merkezî idare, mülki idare, örfi idare, sivil idare, amme idaresi, kamu idaresi
KİRDE (Kelime Kökeni: Farsça girde)
- Genellikle mısır unuyla yapılan bir pide türü
KREDİ (Kelime Kökeni: Fransızca crédit)
-
Borç ödemede güvenilir olma durumu
Piyasada kredisi var.
-
Ödünç alınan veya verilen mal, para
Kredi almada, senet ödemede, şunda bunda oldum olası kolaylık göstermişlerdir. - Attila İlhan
- Güven, saygınlık, itibar
- Belli bir öğrenimin tamamlanması için öğrencilerden istenen her türlü kuramsal ve uygulamalı çalışmalar göz önünde tutularak bir yarıyıl veya bir öğretim yılı okutulan herhangi bir dersin, okul programı bütünlüğü içindeki değerini nicelik olarak gösteren birim
Ata Sözleri ve Deyimler
- kredi açmak
- kredisi düşmek
Birleşik Kelimeler: kredi anlaşması, kredi kartı, kredi limiti, kredi mektubu, kredi sözleşmesi, açık kredi, bağlı kredi, dış kredi, emlak kredisi, kabul kredisi, konut kredisi, acil ihtiyaç kredisi
KADER (Kelime Kökeni: Arapça ḳader)
-
Yazgı
Ölmek kaderde var, bize ürküntü vermiyor / Lakin vatandan ayrılışın ızdırabı zor - Yahya Kemal Beyatlı
-
Genellikle kaçınılmaz kötü talih
Esen rüzgâr siliyor alnımdan kaderimi / Okşuyor saçlarımı, yüzümü, ellerimi - Enis Behiç Koryürek
Ata Sözleri ve Deyimler
- kadere boyun eğmek
- kader olmayınca kadir bilinmez
Birleşik Kelimeler: kader birliği, kader çizgisi, hasbelkader, karınca kaderince
KADİR (Kelime Kökeni: Arapça ḳadr)
- Değer, kıymet, itibar
-
Bir yıldızın parlaklık bakımından bulunduğu basamak
Birinci kadirde on dokuz, ikincide elli yedi, üçüncüde yüz yetmiş dört yıldız bulunur.
Ata Sözleri ve Deyimler
- kadrini anlamak
- kadrini bilmek
Birleşik Kelimeler: kadirbilir, kadirbilmez, Kadir Gecesi
-
Güçlü, gücü yeter, erkli
Binaya yakışacak mobilyayı satın almaya kadir babayiğit çıkmadı. - Reşat Nuri Güntekin
-
Her şeye gücü yeten (Tanrı)
Evlerinin önü yüksek çevirme / Kadir Mevla'm bugünlük de ayırma - Halk türküsü
Ata Sözleri ve Deyimler
- kadir olmak
KAİDE (Kelime Kökeni: Arapça ḳāʿide)
-
Kural
Onları sıkmamak için bahçeyi terk etmek zarafetin en sade kaidelerindendi. - Halit Ziya Uşaklıgil
-
Bir şeyin yere dayanan bölümü veya bir şeyin üzerine oturtulduğu nesne, ayaklık, duraç, taban, ayaklık
Güneşten yanmamış tarafı fil dişi bir sütunun kaidesine benziyor. - Halide Edip Adıvar
- Kalça
Birleşik Kelimeler: ahenk kaidesi, paralel kaidesi
ŞİKÂR (Kelime Kökeni: Farsça şikār)
- Av
- Avlanan hayvan
- Düşmandan ele geçirilen mal, ganimet