KADINDÜĞMESİ Harflerini İçeren 6 Harfli Kelimeler

KADINDÜĞMESİ harflerini içeren 6 harfli 27 kelime bulunuyor. 6 harfli KADINDÜĞMESİ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

DÜĞMEK18, SIĞMAK16, MÜDDEİ13, MÜDDEA13, MISDAK11, MÜNADİ11, DANDİK10, NADİDE10, SÜNMEK10, SANDIK10, DİNMEK9, DASNİK9, DİKMEN9, İNDEKS9, KISMEN9, KASİDE9, MADENİ9, SINMAK9, SENDİK9, MENİSK8, SİNMEK8, SİNEMA8, ANEMİK7, AKSİNE7, KEMANİ7, MAKİNE7, NEKAİS7

ANEMİK (Kelime Kökeni: Fransızca anémique)

[sıfat]

[tıp]

  • Kansız

    Kafa işlerimizin anemik bir soluklukta oluşunda yemeğe düşkünlüğümüzün rolü sanıldığından daha fazladır. - Haldun Taner

AKSİNE

[zarf]

  • Tersine

    Dikkatle dinlemiyordu bu haberleri. Aksine gittikçe artan bir güvensizlik duyuyordu söylenen sözlere. - Necati Cumalı

KEMANİ (Kelime Kökeni: Farsça kemān + Arapça -ī)

[isim]

[eskimiş]

  • Alaturka müzikte keman çalan kimse

MAKİNE (Kelime Kökeni: İtalyanca macchina)

[isim]

[teknik]

  • Herhangi bir enerji türünü başka bir enerjiye dönüştürmek, belli bir güçten yararlanarak bir işi yapmak veya etki oluşturmak için çarklar, dişliler ve çeşitli parçalardan oluşan düzenekler bütünü

    Tıraş makineleri ile usturalar çekmecelerde dururdu. - Necati Cumalı

  • Bir alet veya taşıtın hareket etmesini sağlayan mekanizması

    Saatin makinesi. Gramofonun makinesi.

[halk ağzında]

  • Araba, otomobil

Ata Sözleri ve Deyimler

  • makine çekmek
  • makine gibi
  • makine gibi adam
  • makineyi bozmak

Birleşik Kelimeler: makine dolabı, makine gücü, makine odası, makine parkı, makine yağı, buharlı makine, adres makinesi, alev makinesi, balya makinesi, buhar makinesi, bulaşık makinesi, çamaşır makinesi, çay makinesi, çekiç makinesi, çıpır makinesi, çoğaltma makinesi, daktilo makinesi, dikiş makinesi, diyaliz makinesi, fotoğraf makinesi, hava boşaltma makinesi, hesap makinesi, indükleme makinesi, kahve makinesi, kalandır makinesi, kambura makinesi, kaynak makinesi, kuluçka makinesi, kurutma makinesi, külhan makinesi, nakış makinesi, pastav makinesi, püskürtme makinesi, reşme makinesi, sağım makinesi, sıra makinesi, silme makinesi, silindir makinesi, sürfile makinesi, teksir makinesi, tınaz makinesi, tıraş makinesi, tost makinesi, ücretlendirme makinesi, ütü makinesi, yalan makinesi, yaprak makinesi, yayık makinesi, yazı makinesi, zikzak makinesi

NEKAİS (Kelime Kökeni: Arapça neḳāʾiṣ)

[eskimiş]

  • Eksiklikler, noksanlıklar

MENİSK (Kelime Kökeni: Fransızca ménisque)

[isim]

[fizik]

  • Bir yüzü içbükey, öbür yüzü dışbükey olan mercek

[anatomi]

  • Bazı eklemlerde kemik arasında bulunan kıkırdak bölüm

SİNMEK

[-e]

[nesnesiz]

  • Kendini göstermemek için büzülmek, saklanmak, pusmak
  • Korku, yılgınlık vb. sebeplerle konuşmamak, hareket etmemek veya tepki göstermemek

    Artık Emine'nin takdirine, maskaralıklarına mukabele etmiyor, bir köşeye siniyor, düşünüyordu. - Halide Edip Adıvar

[-e]

  • Hiç çıkmayacak veya güç çıkacak biçimde işlemek, nüfuz etmek
  • Huy, alışkanlık vb. iyice yerleşmek

    Doktorun bütün ömrüne sinecek bir çirkin dedikodu başlayacak. - Memduh Şevket Esendal

SİNEMA (Kelime Kökeni: Fransızca cinéma)

[isim]

  • Herhangi bir hareketi düzenli aralıklarla parçalara bölerek bunların resimlerini belirleme ve sonra bunları gösterici yardımıyla karanlık bir yerde, bir ekran veya perde üzerinde yansıtarak hareketi yeniden oluşturma işi
  • Film göstermeye yarayan özel bir makineyle görüntülerin beyaz perdeye yansıtıldığı salon veya yapı

    Bir haber bırakıp mahallenin sinemasına girdi. - Sait Faik Abasıyanık

  • Güzel sanatların dalı olarak yansıtılmaya uygun olan filmleri gerçekleştirme ve yaratma sanatı, beyaz perde, yedinci sanat

    Sinemanın zevkimizi dışarıdan idare ettiği devirde yaşıyoruz. - Hasan Âli Yücel

Birleşik Kelimeler: sinema endüstrisi, sinema perdesi, sinema salonu, sinema sanatçısı, sinema sanayisi, sinemasever, sinema tekniği, açık hava sineması

DİNMEK

[nesnesiz]

  • Sona ermek, bitmek, durmak

    Gözyaşlarım dindi, ferahladım, eski hayatıma kavuştum. - Yahya Kemal Beyatlı

  • Kar ve yağmurun yağması, rüzgârın esmesi kesilmek veya durmak

    Dinmiş lodosların uğultusu içinde / İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı - Orhan Veli Kanık

[mecaz]

  • İyileşmek

    Biraz sevinmek için bekledim dinsin yaram / Anladım, bana gülmek değil yaşamak haram - Faruk Nafiz Çamlıbel

DASNİK (Kelime Kökeni: Ermenice)

[isim]

[kaba konuşmada]

  • Pezevenk

DİKMEN

[isim]

[halk ağzında]

  • Koni biçiminde tepe

[isim]

  • Sinop iline bağlı ilçelerden biri

İNDEKS (Kelime Kökeni: Fransızca index)

[isim]

  • Dizin

[ekonomi]

  • Gösterge

    Fiyat indeksi. Geçim indeksi.

KISMEN (Kelime Kökeni: Arapça ḳismen)

[zarf]

  • Bazı bakımdan, bazı yönden

    Kısmen haklısınız.

  • Bütün değil, bir bölüm olarak

    Eşyayı kısmen gönderdim.

KASİDE (Kelime Kökeni: Arapça ḳaṣīde)

[isim]

[edebiyat]

  • On beş beyitten az olmayan, bütün beyitlerin ikinci dizeleri en baştaki beyit ile uyaklı olan ve çoğu kez büyükleri övmek için yazılan divan edebiyatı şiir türü

MADENÎ (Kelime Kökeni: Arapça maʿdenī)

[sıfat]

  • Madenle ilgili, madensel, metalik

    Adi madenî kol düğmeleri bunları yeşilimtırak bir leke ile kirletirdi. - Abdülhak Şinasi Hisar

Birleşik Kelimeler: madenî para, madenî yağ, madenî yün