KADEMHANE Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

KADEMHANE harflerini içeren 5 harfli 30 kelime bulunuyor. 5 harfli KADEMHANE kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

HANDE11, KADEH11, AHMAK10, AHKAM10, HEMEN10, HAMAK10, HAKEM10, KEMAH10, KEMHA10, AHENK9, HANAK9, HANEK9, HAKAN9, NAHAK9, AMADE8, DEMEK8, DAMAK8, DENME8, ENDAM8, KADEM8, MANDA8, MADEN8, DEKAN7, DENEK7, ANMAK6, AKMAN6, KANMA6, KAMAN6, KEMAN6, MEKAN6

ANMAK

[-i]

  • Birini veya bir şeyi akla getirerek sözünü etmek veya onu düşünmek, zikretmek, hatırlamak

    Onun bu fedakârlığını her yerde, her zaman minnetle anacağım. - Peyami Safa

[-i]

[-le]

  • Bir armağanla birinin gönlünü almak
  • Adlandırmak

    Onu, başka Tahirlerden ayırt etmek için `Temiz Tahir` diye anarlardı.

AKMAN

[sıfat]

  • Bozulmamış, saf, temiz

KANMA

[isim]

  • Kanmak işi

KAMAN

[isim]

  • Kırşehir iline bağlı ilçelerden biri

KEMAN (Kelime Kökeni: Farsça kemān)

[isim]

[müzik]

  • Dört teli olan, çenenin altına dayayarak çalınan yaylı saz

    Açık sarı saçlı, zayıf bir kadın keman çalıyordu. - Ömer Seyfettin

[eskimiş]

  • Yay

Ata Sözleri ve Deyimler

  • keman gibi

Birleşik Kelimeler: keman yayı

MEKÂN (Kelime Kökeni: Arapça mekān)

[isim]

  • Yer, bulunulan yer
  • Ev, yurt

[eskimiş]

[gök bilimi]

  • Uzay

Ata Sözleri ve Deyimler

  • mekân tutmak

Birleşik Kelimeler: mekân akustiği, mekân grupları, mekân zarfı, başmekân, cennetmekân, tebdilimekân

DEKAN (Kelime Kökeni: Almanca Dekan)

[isim]

  • Üniversitelerde bir fakültenin yönetiminden sorumlu profesör

Birleşik Kelimeler: dekan yardımcısı

DENEK

[isim]

  • Üzerinde deney yapılan canlı veya şey

    Yeni denek adaylarıyla uğraşmak onun göreviydi. - Osman Aysu

Birleşik Kelimeler: denek taşı

AMADE (Kelime Kökeni: Farsça āmāde)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Hazır

DEMEK

[nesnesiz]

  • Söylemek, söz söylemek

    Eskilerin dediği gibi beşer, şaşar. - Burhan Felek

[-e]

  • Ad vermek

    Muşmulaya döngel de derler.

  • Bir dilde karşılığı olmak

    Kamer `ay` demektir.

  • Herhangi bir ses çıkarmak

    Küt dedi, düştü.

[-e]

  • Herhangi bir kanıya, yargıya varmak

    Bu işe herkes ne der?

  • Düşünmek
  • Oranlamak

    Güzellik desen onda, zenginlik desen onda.

  • Ummak

    Bundan sonra gelir mi dersin?

  • Erişmek

    Saat yedi dedi mi uyanırım.

  • Bir işe kalkışmak, yeltenmek

    Kımıldanayım deme, kurşunu yersin. Ağzını açayım deme, çok fena olursun.

  • Saymak, kabul etmek

    Yarım milyon dediğin nedir? - Memduh Şevket Esendal

Ata Sözleri ve Deyimler

  • dediği çıkmak
  • dediğinden (dışarı) çıkmak
  • dediğine gelmek
  • dedi mi
  • deme!
  • demediğini bırakmamak (veya koymamak)
  • deme gitsin
  • demek istemek
  • demek ki (veya demek oluyor ki)
  • demek olmak
  • dememek
  • der oğlu der
  • deyip de geçmemek
  • diyecek yok

Birleşik Kelimeler: dedikodu, dediği dedik, dediğim dedikçi

  • bir şey anlamına gelmek

    Okuryazar olmak adam olmak demek değildir.

  • öyle mi

    Vay! Beni kovuyorsun demek, pekâlâ! - Sait Faik Abasıyanık

  • yani, anlaşılan

    Demek gideceksin.

  • inanılmayan, beklenmeyen durumlarda kullanılan pekiştirme veya şaşma sözü

Ata Sözleri ve Deyimler

  • dediği çıkmak
  • dediğinden (dışarı) çıkmak
  • dediğine gelmek
  • dedi mi
  • deme!
  • demediğini bırakmamak (veya koymamak)
  • deme gitsin
  • demek istemek
  • demek ki (veya demek oluyor ki)
  • demek olmak
  • dememek
  • der oğlu der
  • deyip de geçmemek
  • diyecek yok

DAMAK

[isim]

[anatomi]

  • Ağız boşluğunun tavanı

Birleşik Kelimeler: damak eteği, damak tadı, damak ünsüzü, art damak, diş-damak ünsüzü, diş eti-damak ünsüzü, ön damak, sert damak, yumuşak damak

DENME

[isim]

  • Denmek işi

ENDAM (Kelime Kökeni: Farsça endām)

[isim]

  • Vücut, beden, boy bos

    Yıldız'a sezdirmeden genç kızın endamına bakakaldı. - Aka Gündüz

Birleşik Kelimeler: endam aynası, arzıendam

KADEM (Kelime Kökeni: Arapça ḳadem)

[isim]

[eskimiş]

  • Ayak

[mecaz]

  • Uğur (I)

Birleşik Kelimeler: kademhane, sabitkadem

MANDA

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Geviş getirenlerden, derisinin rengi siyaha yakın, uzun seyrek kıllı bir hayvan, su sığırı, camız, kömüş (Buffelus)

Ata Sözleri ve Deyimler

  • manda gibi
  • manda gibi yayılmak
  • manda gibi yemek

Birleşik Kelimeler: manda gözü, haymana mandası, Hint mandası

[isim]

[hukuk]

  • Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra bazı az gelişmiş ülkeleri, kendi kendilerini yönetecek düzeye eriştirip bağımsızlığa kavuşturuncaya kadar Birleşmiş Milletler Cemiyeti adına yönetmek için bazı büyük devletlere verilen vekillik