KADAVRALAŞMAK Harflerini İçeren 8 Harfli Kelimeler

KADAVRALAŞMAK harflerini içeren 8 harfli 22 kelime bulunuyor. 8 harfli KADAVRALAŞMAK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

KAVLAŞMA18, KAŞKAVAL17, KAVRAMAK15, KAVLAMAK15, VAKLAMAK15, ADLAŞMAK14, DARLAŞMA14, DALAŞMAK14, AKLAŞMAK12, KAŞLAMAK12, ŞAKRAMAK12, ŞAKLAMAK12, ŞARLAMAK12, ADAKLAMA11, DARALMAK11, ALAKADAR10, ARKALAMA9, ARALAMAK9, ARAKLAMA9, KARALAMA9, KAKALAMA9, KARLAMAK9

ARKALAMA

[isim]

  • Arkalamak işi, müzaheret

ARALAMAK

[-i]

  • İki şey arasında açıklık oluşturmak, az açmak

    Kapısını hafifçe araladı. - Falih Rıfkı Atay

  • Aralıklı duruma getirmek, seyrekleştirmek

    Şu sandalyeleri biraz aralayınız.

[halk ağzında]

  • Bitkilerin fazla dal ve çubuklarını kesmek, seyrekleştirmek

ARAKLAMA

[isim]

  • Araklamak işi, çalma, aşırma

KARALAMA

[isim]

  • Karalamak işi
  • El alıştırmak için çok tekrarlanarak yazılan yazı
  • Üstünde düzeltmeler yapılan, temize çekilmemiş yazı taslağı, müsvedde

    İlk şiirim olan bir türkü güftesini, Üsküp türkülerinde gördüğüm vezinle karalamaya başladım. - Yahya Kemal Beyatlı

[mecaz]

  • Leke sürme, kötülük yükleme

Birleşik Kelimeler: karalama beyti, karalama defteri

KAKALAMA

[isim]

  • Kakalamak işi

KARLAMAK

[nesnesiz]

  • Kar yağmak

    Grip salgınının, göğse bir taş gibi oturan bronşitin bütün sebebi havanın bir türlü karlayamamasında, karın yağmamasındaymış. - Nazım Hikmet

ALAKADAR (Kelime Kökeni: Arapça ʿalāḳa + Farsça -dār)

[sıfat]

  • İlgili

Ata Sözleri ve Deyimler

  • alakadar etmek
  • alakadar olmak

ADAKLAMA

[isim]

  • Adaklamak işi

DARALMAK

[nesnesiz]

  • Dar duruma gelmek, küçülmek

    İleride yolun daraldığını göre göre gaza yüklendi. - Elif Şafak

  • Azalmak

    Yıllar geçer, bir gün bakarsınız vakitler daralmış. - Reşat Nuri Güntekin

  • Zayıflamak

    Hafızası o kadar daralmış, bir sene evvelini hatırlamıyor gibi. - Sait Faik Abasıyanık

[mecaz]

  • Güçleşmek, zorlaşmak

    Geçimi daraldı.

[mecaz]

  • Sıkışmak

    Daralan soluğu ile çıkamayacağı merdivenleri oğlunun da çıkmasını yasaklıyordu. - Necati Cumalı

[mecaz]

  • Başı dara gelmek, bunalmak

AKLAŞMAK

[nesnesiz]

  • Ak duruma gelmek, ağarmak, beyazlaşmak

KAŞLAMAK

[-i]

  • Yüzüğün taşını kaşa oturtmak

ŞAKRAMAK

[nesnesiz]

  • Şakımak

ŞAKLAMAK

[nesnesiz]

  • `Şak` diye ses çıkarmak

    Yağız atlar kişnedi, meşin kırbaç şakladı / Bir dakika araba yerinde durakladı - Faruk Nafiz Çamlıbel

ŞARLAMAK

[nesnesiz]

  • Şarıldamak
  • Bağırıp çağırmak, hakaret etmek

    Haznedar çiftliğinin oraya yaklaşınca ela gözlüm birden şarladı. - Osman Cemal Kaygılı

ADLAŞMAK

[nesnesiz]

  • Ad durumuna gelmek, isimleşmek