KADASTRO Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

KADASTRO harflerini içeren 5 harfli 26 kelime bulunuyor. 5 harfli KADASTRO kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Kadastro ile başlayan 5 harfli kelimeler. İçinde Kadastro olan 5 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

KADRO8, ORADA8, SADAK8, ARDAK7, DAKAR7, KADAR7, SOKRA7, ASKAT6, ASTAR6, AKORT6, KOTRA6, KARST6, ORTAK6, RASAT6, SARAT6, SARAK6, SAKAT6, SAKAR6, TORAK6, TASAR6, TAKSA6, TAKAS6, AKTAR5, KARAT5, KATAR5, TARAK5

AKTAR (Kelime Kökeni: Arapça ʿaṭṭār)

[isim]

  • Baharat veya güzel kokular satan kimse veya dükkân
  • İğne, iplik, baharat, zarf, kâğıt, tütün vb. satılan dükkân

KATAR (Kelime Kökeni: Arapça ḳiṭār)

[isim]

  • Tren

    Kendisini getiren metro katarı yoluna devam edip karanlık tünelde kaybolmuştu. - Osman Aysu

  • Taşıt dizisi

    Otomobil katarı. Yük katarı.

  • Bir arada giden veya uçan hayvan dizisi

Birleşik Kelimeler: sürat katarı, turna katarı, yük katarı

TARAK

[isim]

  • Saçların, sakalın, hayvan tüylerinin karışıklığını gidermeye veya kadınların saçlarını tutturmaya yarayan dişli araç

    Bir ay boyunca, kırlaşan saçlarına tarak sürmedi. - Lâtife Tekin

  • Bahçıvanlıkta toprağın taşını ayıklamak için kullanılan, ucu bu biçimde olan araç, tırmık
  • Dokuma tezgâhlarında, dişleri arasından arış ipliklerinin geçtiği tarak biçiminde araç
  • Bazı kuşların başında bulunan yelpaze biçiminde tepelik

[anatomi]

  • İnsanda ayağın yüksek olan üst bölümü

[hayvan bilimi]

  • Suda yaşayan hayvanlarda solungaç

[hayvan bilimi]

  • Yassı solungaçlılardan, kabukları yuvarlak, yelpaze biçiminde bir yumuşakça (Pecten)

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tarak vurmak

Birleşik Kelimeler: tarak dubası, tarak işi, tarak kemiği, tarak otu, tas tarak, ayak tarağı, çobantarağı, deniztarağı, taşçı tarağı

ASKAT

[isim]

[matematik]

  • Herhangi bir ölçü biriminin bölündüğü eşit parçalardan her biri

    Metrenin askatları desimetre, santimetre ve milimetredir.

ASTAR (Kelime Kökeni: Farsça āster)

[isim]

  • Giyecek, perde, çanta, ayakkabı vb. şeylerde, kumaşın veya derinin iç tarafına geçirilen ince kat
  • Sıvanacak, boyanacak yerlere boyadan önce sürülen kat

    Siz hiç eski tahtalara yağlı boya yaptınız mı? / Bütün iş ilk çekilen boyadadır, astarda - Behçet Necatigil

  • Gemicilikte bir şeyi sağlamlaştırmak için kullanılan bez, halat, ağaç vb

Ata Sözleri ve Deyimler

  • astar bol olmayınca yüze gelmez
  • astarı yüzünden pahalı olmak (veya pahalıya gelmek)
  • astar sürmek (veya vurmak veya çekmek)

Birleşik Kelimeler: astar boyası, astar kaplama, aslı astarı

AKORT (Kelime Kökeni: Fransızca accord)

[isim]

[müzik]

  • Bir çalgıda doğru ses vermesi için yapılan ayar, düzen

[müzik]

  • Armoniyi sağlayan seslerin birleşmesi

[mecaz]

  • Uyum, uyumluluk

Ata Sözleri ve Deyimler

  • akort etmek

Birleşik Kelimeler: akordu bozuk

KOTRA (Kelime Kökeni: Fransızca cotre)

[isim]

[denizcilik]

  • Çoğunlukla bir direkli, randası olan, ince gövdeli yelkenli

    Açıkta demir atmış kotrayı görüyor musun? - Falih Rıfkı Atay

[isim]

  • Irmak ve göl ağızlarında kurulan ve ince kazıklarla kamışlardan yapılma dalyan

KARST (Kelime Kökeni: Almanca Karst)

[isim]

[jeoloji]

  • Kayaçların erimesiyle yer altı akıntıları olan, kireç taşı ve dolomit bölgesi

ORTAK

[isim]

  • Birlikte iş yapan, ortaklaşa yararlarla birbirlerine bağlı kimselerden her biri, şerik, hissedar, partner

    Bırakın, ortağıma bir telefon edeyim. - Haldun Taner

[sıfat]

  • Birden çok kimse veya nesneyi ilgilendiren, onlara özgü olan, onların katılmasıyla oluşan, müşterek

    Edebiyata şiirle başlamak, büyük küçük bütün yazarlarda görülen ortak bir yöndür. - Necati Cumalı

  • Kuma

    Kendi üstüne bir ortağın getirilmesi Emeti'nin pek ziyade gücüne gitmişti. - Ercüment Ekrem Talu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ortak (veya kuma) gemisi yürümüş, elti gemisi yürümemiş
  • ortak etmek
  • ortak olmak

Birleşik Kelimeler: ortak bölen, ortak çarpan, ortak dil, ortak fark, ortak gider, ortak hesap, ortak kat, ortak mülkiyet, ortak nesne, ortak ölçülmez sayılar, ortak özne, ortak payda, ortak tam bölen, ortak tümleç, ortak yapım, ortak yaşama, ortakyaşar, ortak yönetim, ortak yüklem, dert ortağı, çok ortaklı

RASAT (Kelime Kökeni: Arapça raṣad)

[isim]

[gök bilimi]

  • Gözlem

    Türkler Belgrat'a yaklaştıkları zaman evvelki keşif ve rasat merkezi olmak üzere Havale kalesini inşa etmişlerdi. - Falih Rıfkı Atay

Birleşik Kelimeler: rasathane

SARAT

[isim]

[halk ağzında]

  • Büyük delikli kalbur

SARAK

[isim]

[mimarlık]

  • Yapı yüzeylerinde yatay, enli, az çıkıntılı, süslü veya düz silme

SAKAT (Kelime Kökeni: Arapça saḳaṭ)

[sıfat]

  • Vücudunda hasta veya eksik bir yanı olan, engelli, özürlü

    Ben gördüğünüz gibi bir sakat askerim, malul. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

[mecaz]

  • Bozuk veya eksik

    Sakat bir anlatım.

    Sakat bir iş.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • sakata gelmek
  • sakat olmak

SAKAR

[isim]

  • Bazı hayvanların, özellikle atların alınlarında bulunan beyaz leke, küçük akıtma

[sıfat]

  • Sık sık küçük, önemsiz kazalar yapan (kimse)

    Orada ne babamın sakar hareketlerinden ne annemin çehresindeki hüznünden haberim olurdu. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

Birleşik Kelimeler: sakar meke, sakar otu

TORAK

[isim]

  • Kömürleştirilecek ağaç veya pişirilecek tuğlalarla dolu olan ve dışı çamur ile sıvanan kümbet

[halk ağzında]

  • Çökelek