Kad ile Başlayan Kelimeler

KAD ile başlayan 103 kelime bulunuyor. Başında KAD olan kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "İçinde kad olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

15 Harfli Kelimeler

KADİFELEŞTİRMEK27, KADEMELENDİRMEK21

14 Harfli Kelimeler

KADİFELEŞTİRME26, KADİRBİLMEZLİK22, KADROLANDIRMAK21, KADEMELENDİRME20, KADASTROLANMAK19

13 Harfli Kelimeler

KADAVRALAŞMAK25, KADINSILAŞMAK22, KADİRŞİNASLIK20, KADROLANDIRMA20, KADASTROLAMAK18, KADASTROLANMA18, KADİRBİLİRLİK17

12 Harfli Kelimeler

KADAYIFÇILIK28, KADINDÜĞMESİ28, KADINTUZLUĞU28, KADAVRALAŞMA24, KADİFELEŞMEK24, KADINSILAŞMA21, KADASTROLAMA17, KADEMELENMEK16

11 Harfli Kelimeler

KADINGÖBEĞİ33, KADİFELEŞME23, KADEHDAŞLIK23, KADROSUZLUK20, KADİRBİLMEZ19, KADROLAŞMAK18, KADINLAŞMAK18, KADEMSİZLİK18, KADERSİZLİK17, KADEMELENME15, KADEMELEMEK15

10 Harfli Kelimeler

KADINCAĞIZ27, KADMİYUMLU18, KADROCULUK18, KADINLAŞMA17, KADROLAŞMA17, KADINSILIK16, KADİRŞİNAS16, KADERCİLİK15, KADİRBİLİR14, KADEMELEME14

9 Harfli Kelimeler

KADAYIFÇI24, KADIŞEHRİ19, KADINBUDU18, KADİFELİK17, KADINHANI17, KADINIMSI16, KADEMESİZ16, KADEMHANE16, KADINNİNE12, KADİRİLİK11

8 Harfli Kelimeler

KADEHDAŞ19, KADINEVİ17, KADEHÇİK17, KADINSIZ16, KADROSUZ16, KADINCIL15, KADMİYUM15, KADINCIK15, KADEMSİZ15, KADÜKLÜK14, KADERSİZ14, KADINLIK12, KADINSAL12, KADİRİYE12, KADERİYE12, KADASTRO12, KADINANA11, KADEMELİ11

7 Harfli Kelimeler

KADAYIF18, KADIKÖY18, KADAVRA15, KADIRGA14, KADROCU14, KADINCA13, KADERCİ12, KADINSI12, KADILIK11, KADINLI11, KADROLU11, KADEMLİ10, KADİRLİ9

6 Harfli Kelimeler

KADRAJ17, KADİFE14, KADEME9, KADİMİ9, KADRAT8, KADRİL8, KADİRİ8, KADRAN8

5 Harfli Kelimeler

KADEH11, KADÜK9, KADEM8, KADIN8, KADİM8, KADRO8, KADAR7, KADER7, KADİR7, KADİT7

4 Harfli Kelimeler

KADI7

KADAR (Kelime Kökeni: Arapça ḳadar)

[edat]

  • Ölçüsünde, derecesinde

    Balıkçılıkta para vardır ama dalgıçlık kadar da genç işidir. - Sait Faik Abasıyanık

  • Büyüklüğünde, genişliğinde

    Bacak kadar çocuk.

    Avuç içi kadar yer.

  • Dek

    Saat ona kadar sokaklarda gezdi. - Peyami Safa

  • Gibi

    İstanbul'un balıkları kadar balıkçıları da hoştur. - Sait Faik Abasıyanık

  • Denli

    Bu merdivenleri yapıldığı günden beri bu kadar telaşla çıkmamışımdır. - Yusuf Ziya Ortaç

  • Süre belirten bir söz

    Bu minval üzere yedi ay kadar geçti, geçmedi. - Refik Halit Karay

[zarf]

  • Miktarda, derecede

    İçinde biriken hayat bazen taşacak kadar çok oluyor. - Halide Edip Adıvar

  • Bir sayıdan sonra geldiğinde kesinlikle belli olmayan bir niceliği belirten söz

    Kantara'nın önünde yüz kadar düşman çadırı kurulmuştu. - Falih Rıfkı Atay

KADER (Kelime Kökeni: Arapça ḳader)

[isim]

  • Yazgı

    Ölmek kaderde var, bize ürküntü vermiyor / Lakin vatandan ayrılışın ızdırabı zor - Yahya Kemal Beyatlı

[mecaz]

  • Genellikle kaçınılmaz kötü talih

    Esen rüzgâr siliyor alnımdan kaderimi / Okşuyor saçlarımı, yüzümü, ellerimi - Enis Behiç Koryürek

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kadere boyun eğmek
  • kader olmayınca kadir bilinmez

Birleşik Kelimeler: kader birliği, kader çizgisi, hasbelkader, karınca kaderince

KADİR (Kelime Kökeni: Arapça ḳadr)

[isim]

[eskimiş]

  • Değer, kıymet, itibar

[gök bilimi]

  • Bir yıldızın parlaklık bakımından bulunduğu basamak

    Birinci kadirde on dokuz, ikincide elli yedi, üçüncüde yüz yetmiş dört yıldız bulunur.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kadrini anlamak
  • kadrini bilmek

Birleşik Kelimeler: kadirbilir, kadirbilmez, Kadir Gecesi

[sıfat]

  • Güçlü, gücü yeter, erkli

    Binaya yakışacak mobilyayı satın almaya kadir babayiğit çıkmadı. - Reşat Nuri Güntekin

[din bilgisi]

  • Her şeye gücü yeten (Tanrı)

    Evlerinin önü yüksek çevirme / Kadir Mevla'm bugünlük de ayırma - Halk türküsü

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kadir olmak

KADİT (Kelime Kökeni: Arapça ḳadīd)

[sıfat]

  • Çok zayıf

    Gözlerini kadit elleriyle iyice ovdu. - Ömer Seyfettin

[isim]

[eskimiş]

  • Güneşte veya hafif alevde kurutulmuş et

[isim]

  • İskelet

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kadidi çıkmak

KADI (Kelime Kökeni: Arapça ḳāḍī)

[isim]

[tarih]

  • Tanzimata kadar her türlü davaya, Tanzimat ile Medeni Kanun arasındaki dönemde ise yalnız evlenme, boşanma, nafaka, miras davalarına bakan mahkemelerin başkanları

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kadı anlatışa göre fetva verir

Birleşik Kelimeler: kadıboğan, kör kadı, köşe kadısı

KADRAT (Kelime Kökeni: Fransızca cadrat)

[isim]

  • Dizgide harfler arasına konulan yazısız metal parçası
  • Dizgi işinde kullanılan bir aralık ölçüsü birimi

KADRİL (Kelime Kökeni: Fransızca quadrille)

[isim]

[eskimiş]

  • Salon danslarından biri

    Kadril için her kadına bir erkek lazımdı. - Aka Gündüz

  • Bu dansın müziği

KADİRİ (Kelime Kökeni: Arapça ḳādirī)

[isim]

  • Kadirilik'e mensup olan kimse

KADRAN (Kelime Kökeni: Fransızca cadran)

[isim]

  • Saat, pusula vb. araçlarda, üzerinde yazı, rakam veya başka işaretler bulunan düzlem

    Gün kadranında çarşamba, yerini perşembe ile değiştirdi. - Haldun Taner

[fizik]

  • Ölçek

KADEM (Kelime Kökeni: Arapça ḳadem)

[isim]

[eskimiş]

  • Ayak

[mecaz]

  • Uğur (I)

Birleşik Kelimeler: kademhane, sabitkadem

KADIN

[isim]

  • Erişkin dişi insan, hatun, hatun kişi, zen

    Yanlarında, kendileriyle ahbaplık edecek dostlar, hizmetlerine koşacak kadınlar veya erkekler görmek isterler. - Abdülhak Şinasi Hisar

[sıfat]

  • Analık veya ev yönetimi bakımından gereken erdemleri, becerileri olan

[mecaz]

  • Hizmetçi bayan

[eskimiş]

  • Bayan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kadının fendi, erkeği yendi
  • kadının yüzünün karası erkeğin elinin kınası
  • kadın olmak

Birleşik Kelimeler: kadınana, kadın avcısı, kadın başına, kadın berberi, kadınbudu, kadındüğmesi, kadınevi, kadıngöbeği, kadın hareketi, kadın hastalıkları, kadın kadına, kadın kadıncık, kadınnine, kadın terzisi, kadın ticareti, kadıntuzluğu, kadınlar hamamı, ana kadın, ayşekadın, bohçacı kadın, genel kadın, kiralık kadın, kötü kadın, temizlikçi kadın, yazıcı kadın, bilim kadını, ev kadını, hayat kadını, iş kadını, Osmanlı kadını, salon kadını, sokak kadını

KADİM (Kelime Kökeni: Arapça ḳadīm)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Başlangıcı olmayan, eski, ezelî

    İki hanım arkadaş rastlaşıyorlar, birbirinden saklısı gizlisi olmayan iki kadim arkadaş. - Aydın Boysan

Birleşik Kelimeler: kadim dost, Kelam-ı Kadim

KADRO (Kelime Kökeni: İtalyanca quadro)

[isim]

  • Bir kamu kuruluşunun, bir işletmenin, denetim veya yönlendirme işlerini gerçekleştirenler ve bunların taşıdığı ödev, yetki ve sorumlulukların hepsi

    Bir disiplin kadrosu içinde anonim kalmak Türk gençlerinin hoşuna gitmez. - Falih Rıfkı Atay

  • Bu kişi ve sorumlulukları sayı, nitelik ve aşamalarıyla gösteren çizelge
  • Bu çizelgedeki yer

    Sekizinci topçu alayı kadrosunun büyük kısmı alaylı idi. - Falih Rıfkı Atay

  • Bisiklet ve motosiklette iskeleti oluşturan metal bölüm
  • Bir işte görev alan kişi veya kişiler, ekip

Birleşik Kelimeler: torba kadro, kelime kadrosu, oyuncu kadrosu, yazı kadrosu

KADİRLİ

[isim]

  • Osmaniye iline bağlı ilçelerden biri

KADEME (Kelime Kökeni: Arapça ḳademe)

[isim]

  • Aşama, basamak, derece

[askerlik]

  • Motorlu araçların bakım ve onarım işlerinin yapıldığı birim, bakımevi

Birleşik Kelimeler: kademe ilerlemesi, kademe kademe