KABLOCULUK Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler

KABLOCULUK harflerini içeren 4 harfli 22 kelime bulunuyor. 4 harfli KABLOCULUK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

BOCA10, BUCA10, ACUL8, BOLU8, KOCA8, LOCA8, OBUA8, OCAK8, ABUK7, BLOK7, BULA7, BALO7, KOKU6, KULU6, OKUL6, OLUK6, KOKA5, KOLA5, KUKA5, KULA5, OKKA5, ULAK5

KOKA (Kelime Kökeni: İspanyolca coca)

[isim]

[bitki bilimi]

  • İki çeneklilerden, çiçekleri küçük ve sarımtırak, zeytine benzer meyvesi kırmızı renkte olan, yapraklarından kokain çıkarılan, en çok Peru'da yetişen bir bitki (Erytrroxylon coca)
  • Bu bitkinin yapraklarından çıkarılan madde

KOLA (Kelime Kökeni: İtalyanca colla)

[isim]

  • Gömlek, örtü vb. şeyleri kolalamakta kullanılan özel nişasta
  • Kâğıt veya bez yapıştırmakta kullanılan kaynatılmış nişasta bulamacı
  • Kolalama

    Zaten bu devirde kola, ütü bir evin baş işlerindendir. - Refik Halit Karay

[isim]

[bitki bilimi]

  • Kolagillerden, Afrika'nın sıcak bölgelerinde yetişen ve kola cevizi adıyla anılan, çekirdekleri kahveden daha uyarıcı olan bazı içeceklerde ve hekimlikte kullanılan bir bitki (Cola acuminata)
  • Bu bitkinin yaprağından çıkarılan kokulu bir maddeyle kokulandırılan ve içine şeker, karbonat katılarak yapılan içecek

Birleşik Kelimeler: kola cevizi

KUKA (Kelime Kökeni: Rumca)

[isim]

  • Dantel veya nakış ipliği yumağı
  • Taş, konserve kutusuna benzer nesnelerle oynanan bir çocuk oyunu

[isim]

  • Tespih, sigara ağızlığı vb.nin yapımında kullanılan, siyah veya sütlü kahve renginde Hindistan cevizi kökü

[sıfat]

  • Bu kökten yapılan

    Pek kıymetli olan ve hemen daima ellediği siyah kuka bir tespihle dolaşırdı. - Abdülhak Şinasi Hisar

KULA

[isim]

  • Gövdenin sarı veya kirli sarı renkte, yele, kuyruk ve bacağın alt kısmındaki kılların koyu renkte olduğu at donu

[sıfat]

  • Bu renkte olan (at)

    Yanında dizgini boynuna bırakılmış bir kula at vardı. - Reşat Nuri Güntekin

[isim]

  • Manisa iline bağlı ilçelerden biri

OKKA (Kelime Kökeni: Arapça vuḳiyye)

[isim]

[eskimiş]

  • 1,282 kilogram veya 400 dirhemlik ağırlık ölçüsü birimi, kıyye

    Beş okka şekeri tam on gün idare ettik. - Aka Gündüz

Ata Sözleri ve Deyimler

  • okka çekmek
  • okka her yerde dört yüz dirhem
  • okkanın altına gitmek

ULAK

[isim]

  • Haberci

    Az sonra ulaklar oba beylerine haber ulaştırmak için atlanmışlardı. - Nezihe Araz

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ulak çıkarmak

Birleşik Kelimeler: özel ulak, el ulağı

KOKU

[isim]

  • Nesnelerden yayılan küçücük zerrelerin burun zarı üzerindeki özel sinirlerde uyandırdığı duygu

    Çöp kokusuyla beraber mutsuzluğu da artıyordu günbegün. - Elif Şafak

  • Güzel kokmak için sürülen esans

    Koku sürünmek.

[mecaz]

  • Belirti, işaret

    Ortalıkta bir savaş kokusu var.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kokusu çıkmak
  • kokusunu (veya koku) almak (veya duymak)
  • kokusu sinmek

Birleşik Kelimeler: koku alma duyusu, koku alma organı, koku tedavisi, hoş koku, ağız kokusu, küf kokusu

KULU

[isim]

  • Konya iline bağlı ilçelerden biri

OKUL

[isim]

  • Her türlü eğitim ve öğretimin toplu olarak yapıldığı yer, mektep

    Ayça okulla ilgili bir şeyler anlatıyor, yarım yamalak duyuyorum. - Ahmet Ümit

  • Bir okuldaki öğrenci ve görevlilerin bütünü

    Okul dağıldı.

  • Ekol

Ata Sözleri ve Deyimler

  • okuldan ayrılmak
  • okulu asmak (veya kırmak)

Birleşik Kelimeler: okul çocuğu, okul kaçağı, okul kooperatifi, okul öncesi, okul sonrası, okullar arası, etkin okul, ilkokul, kardeş okul, karma okul, ortaokul, özel okul, teknik okul, yüksekokul, anaokulu, halk okulu, harp okulu, hayat okulu, sanat okulu, şoför okulu, yatılı bölge okulu, yaz okulu

OLUK

[isim]

  • Bir şeyin akmasına yarayan üst yanı açık boru

    Değirmen oluğu.

  • Yağmur sularını damların kenarlarına toplayıp akıtan yatay konumlu, genellikle çinko boru

    Oluklardan kol gibi buzlar sarkıyordu. - Tarık Buğra

  • Bir şeyin üzerinde oyulmuş yol

Ata Sözleri ve Deyimler

  • oluk gibi akmak

Birleşik Kelimeler: oluk oluk

ABUK

[sıfat]

  • Saçma (söz, kişi, davranış)

BLOK (Kelime Kökeni: Fransızca bloc)

[isim]

  • Kocaman ve ağır kitle

[sıfat]

  • Birden çok bölümü bir araya getirilmiş olan, bir bütün oluşturan

    Blok ders.

  • Politik çıkarları sebebiyle birlik kuran devletler topluluğu

    Batı Bloku. Doğu Bloku.

  • İçine resim veya yazı kâğıtları konulan karton kap

[mimarlık]

  • Yapı adası

    Yıkıntıların ortasında blok hâlinde yükselen yeni apartmanlara uzun uzun baktı. - Haldun Taner

[spor]

  • Voleybolda, file üstünde karşı oyuncunun topu sert vururken önünde iki veya üç kişinin elleri ile oluşturdukları perde

Ata Sözleri ve Deyimler

  • blok yapmak

Birleşik Kelimeler: blok flüt, blok inşaat, bloknot, Batı Bloku, Doğu Bloku

BULA

[isim]

[halk ağzında]

  • Yenge, amca veya dayı karısı

BALO (Kelime Kökeni: İtalyanca ballo)

[isim]

  • Danslı ve özel giysili gece eğlencesi

    Artık çok durmamış, yanındaki hanımla birlikte balodan çıkmış. - Mahmut Yesari

Ata Sözleri ve Deyimler

  • balo vermek

Birleşik Kelimeler: maskeli balo, kıyafet balosu

ACUL (Kelime Kökeni: Arapça ʿacūl)

[sıfat]

  • Aceleci

    Acul bir adam.

  • Hızlı, çabuk

    Geç vakit dönen zengin ve ecnebi kumarcıların acul arabalarını duymuyor. - Ömer Seyfettin