Kaba ile Başlayan Kelimeler
KABA ile başlayan 60 kelime bulunuyor. Başında KABA olan kelimeler ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Kaba kelimesinin anlamı nedir? İçinde kaba olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.
14 Harfli Kelimeler
KABADAYILAŞMAK25,
13 Harfli Kelimeler
KABADAYILAŞMA24, KABAHATSİZLİK23, KABADAYILANMA21, KABALAŞTIRMAK20
12 Harfli Kelimeler
KABALAŞTIRMA19, KABAHATLİLİK18
11 Harfli Kelimeler
KABADAYILIK19, KABALACILIK18, KABAKLAŞMAK17, KABAKGİLLER17, KABARECİLİK16
10 Harfli Kelimeler
KABADAYICA20, KABAHATSİZ20, KABARCIKLI17, KABAKLAŞMA16, KABALAŞMAK16, KABARIKLIK14, KABARTMALI14, KABAKLAMAK13, KABALLAMAK13, KABATASLAK13
9 Harfli Kelimeler
KABARTICI16, KABABURUN15, KABAHATLİ15, KABALAŞMA15, KABARTILI13, KABAKLAMA12, KABAKULAK12, KABALLAMA12, KABARTMAK12
8 Harfli Kelimeler
KABADAYI15, KABALACI14,
7 Harfli Kelimeler
KABADÜZ16, KABAŞİŞ15, KABAHAT13, KABAKÇI13, KABARIŞ13, KABATAŞ12, KABALIK10, KABARIK10, KABARMA10, KABARTI10, KABALAK9
6 Harfli Kelimeler
KABACA11, KABALA8, KABANA8, KABARA8, KABARE8
5 Harfli Kelimeler
KABAK7, KABAN7
4 Harfli Kelimeler
KABA6
KABA
-
Özensiz, gelişigüzel yapılmış, zevksiz, sakil, ince karşıtı
Cebinden kaba fil dişi saplı bir de çakı çıkardı. - Ömer Seyfettin
-
Taneleri iri
Kaba çakıl.
-
Terbiyesiz, görgüsü kıt, nezaketsiz (kimse)
Kaba, hantal, şivesiz bir sürü adamlar kafesinin önüne toplanırlar. - Refik Halit Karay
-
Hafif olduğu hâlde kalın veya hacimli
Kaba bir yün döşekle temiz bir şilte, yastık yorgan buldum. - Hüseyin Rahmi Gürpınar
- Kuyruk sokumunun her iki yanındaki şişkin yer
-
Terbiyeye, inceliğe aykırı, çirkin, kötü
Çocuklardan biri ağzından çok fena, çok kaba bir şey kaçırdı. - Osman Cemal Kaygılı
Ata Sözleri ve Deyimler
- kabasını almak
Birleşik Kelimeler: kababurun, kaba but, kabadayı, kaba düzen, kaba et, kaba kâğıt, kabakulak, kaba kurgu, kaba kuşluk, kaba kuvvet, kaba saba, kaba sakal, kaba sıva, kaba sofu, kaba su, kabaşiş, kabataslak, kaba tekne, kaba yapı, kaba yel
KABAK
- Kabakgillerden, sürüngen gövdeli, sarı çiçekli, birçok türü olan bir bitki (Cucurbita)
- Bu bitkinin türlerine göre yemeği ve tatlısı yapılan ürünü
- Esrarkeşlerin kullandığı bir tür nargile
-
Kabak kemane
Siperin içinde birkaç nefer ayakta ileriye bakıyor, öbürleri aşağı oturmuş konuşuyorlar, gülüyorlar, türkü söylüyorlar, kabak çalıyorlar. - Ömer Seyfettin
- Ham, tatsız (kavun, karpuz)
-
Tüysüz, dazlak
Kaba kabak gibi tıraşlı! - Halide Edip Adıvar
- Dişleri aşınarak yüzeyi düzleşmiş olan (taşıt lastiği)
- Bilgisiz, görgüsüz, kaba
- Kısa boynuzlu hayvan
Ata Sözleri ve Deyimler
- kabak (birinin) başına (veya başında) patlamak
- kabak çıkmak
- kabak gibi
Birleşik Kelimeler: kabak çekirdeği, kabak çiçeği, kabak dolması, kabak elması, kabak kafalı, kabak kemane, kabak tadı, kabak tatlısı, başı kabak, armut kabağı, asma kabağı, bal kabağı, barut kabağı, boru kabağı, helvacı kabağı, kantar kabağı, kestane kabağı, sakız kabağı, su kabağı, testi kabağı, yan kabağı
KABAN (Kelime Kökeni: Ermenice)
- Dik yokuş
-
Tepe
Seher vakti keklik çıkar kabana / Sallandıkça püskül değer tabana - Halk türküsü
- Çeşitli kumaşlardan yapılmış, kalçaya kadar inen ve paltoya benzeyen üst giysisi
KABALA (Kelime Kökeni: İngilizce cabala)
- Doğaüstü varlıklarla ilişki kurma sanatı
- Yahudilerde, yazılı olarak konulmuş olan Tanrı kanunlarının yanında, ağızdan ağıza geçen din buyruklarının, İbrani felsefesinin ve efsane yazılarının tamamı
- Bu öğretinin yandaşlarının tamamı
- Götürü, toptan
KABANA (Kelime Kökeni: Fransızca cabane)
- Genellikle otelin ana binasının dışında, plaj veya havuz kıyısında bir oda
KABARA
- Dayanıklılık sağlamak amacıyla, ayakkabıların altına çakılan, yassı ve iri başlı demir çivi
- Süs olarak odaların ahşap bölümlerine, türlü biçimler yapmak için çakılan iri başlı, sarı çivi
- Kumaş kaplı mobilyanın kenarındaki şeridin üzerine çakılan süslü çivi
KABARE (Kelime Kökeni: Fransızca cabaret)
- Çeşitli gösterilerin yapıldığı eğlence yeri
- Meyhane
Birleşik Kelimeler: kabare tiyatrosu
KABALAK
-
Birinci Dünya Savaşı'nda Osmanlı ordusunda kullanılmış olan, şapkaya benzeyen bir başlık türü
Kendisi, ayağında postallar, sırtında kaput, başında kabalak, Çanakkale cehenneminde askerliğini yaparken... - Yusuf Ziya Ortaç
- Kabak yaprakları biçiminde etli ve tüylü yaprakları olan, kırlarda ve su kenarlarında yetişen bir bitki
KABALIK
- Kaba olma durumu
-
Kaba davranış, nezaketsizlik, huşunet
Bu kabalığımı şimdiki vaziyetime bağışlayınız. - Peyami Safa
Ata Sözleri ve Deyimler
- kabalık etmek
KABARIK
-
Kabarmış olan
Kabarık göğsündeki parlak kıvılcımlı tüyleri, altından bir zırh gibiydi. - Ömer Seyfettin
- Çıkıntısı olan, tümsekli
Birleşik Kelimeler: kabarık deniz
KABARMA
-
Kabarmak işi
Böyle birdenbire kabarmayı, sonra yine birdenbire sönüvermeyi anlıyorum. - Nazım Hikmet
-
Duygulanma
Bir de mektuplar okunurken ve selamlar söylenirken içinde tuhaf bir kabarma beliriyordu. - Halide Edip Adıvar
- Kendini üstün görme, büyüklük taslama
- Ay ve Güneş'in çekim etkisiyle büyük denizlerde suların yükselmesi, met(I)
KABARTI
-
Tümsek, çıkıntı, kabarmış yer
Bunlar biraz eğildikleri zaman cübbelerin arkasında tabanca kabzalarının kabartısı görülür. - Falih Rıfkı Atay
KABAKLIK
- Karpuz veya kavunun ham olma durumu
- Başın tüysüz veya dazlak olma durumu
- Bilgisizlik, görgüsüzlük
KABALİST (Kelime Kökeni: Fransızca cabaliste)
-
Kabalacı (I)
Şair, âlim, mütefennin, feylesof, mutasavvıf ve kabalist olduğu kadar hayalperverdi. - Ömer Seyfettin
KABARALI
-
Kabara çakılmış olan
Erkekler kabaralı ayakkabılarıyla birer ikişer evlerine döndüler. - Necati Cumalı