İŞKEMBECİLİK Harflerini İçeren 7 Harfli Kelimeler

İŞKEMBECİLİK harflerini içeren 7 harfli 28 kelime bulunuyor. 7 harfli İŞKEMBECİLİK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

İŞLEMCİ14, MEŞECİK14, BİLEŞİM13, BİLEŞME13, BİLİMCİ13, BİLİŞİM13, BİLİŞME13, BİLMECE13, İŞKEMBE13, KLİŞECİ13, ŞEKİLCİ13, BİLEŞİK12, BİLEŞKE12, BİLECİK12, EŞİLMEK11, EKŞİMİK11, EKŞİMEK11, İŞLEMEK11, İLİŞMEK11, KİLİMCİ11, MEŞELİK11, BİLEMEK10, EŞEKLİK10, EKŞİLİK10, KİŞİLİK10, EKİLMEK8, İKİLEME8, KEMİKLİ8

EKİLMEK

[nesnesiz]

  • Ekme işi yapılmak

    Tarlaya mısır ekildi.

İKİLEME

[isim]

  • İkilemek işi

[dil bilgisi]

  • Anlamı güçlendirmek için aynı kelimenin tekrarlanması, anlamları birbirine yakın, karşıt olan veya sesleri birbirini andıran kelimelerin yan yana kullanılması: Yavaş yavaş, irili ufaklı, aşağı yukarı gibi

KEMİKLİ

[sıfat]

  • Kemiği olan

    Zaten uzun boylu, iri kemikli olan Meryem, her geçen gün biraz daha kilo alıp irileşirken Musa yanlış programda yıkanmış el örgüsü kazak gibi çekivermişti. - Elif Şafak

  • Kemikleri iyi gelişmiş

    Kemikli çocuk.

[mecaz]

  • Çok zayıf, sıska

    Kuru, kemikli yüzü solgun, duruşu ciddi, kara gözleri kindardı. - Kerim Korcan

Birleşik Kelimeler: kemikli balıklar

BİLEMEK

[-i]

  • Kesici aletlerin ağzını çark, zımpara, eğe, bileği taşı vb.nde keskinleştirmek, keskin duruma getirmek, kılağılamak, zağlamak

[mecaz]

  • Güçlendirmek, etkisini artırmak

EŞEKLİK

[isim]

  • Anlayışsızlık ve kaba davranış

    Cahillik devrimizin eşekliklerini saymazsak neye yaradı bu ömür? - Attila İlhan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • eşeklik etmek

EKŞİLİK

[isim]

  • Ekşi olma durumu
  • Ekşi tat

KİŞİLİK

[isim]

  • Bir kimseye özgü belirgin özellik, manevi ve ruhsal niteliklerinin bütünü, şahsiyet

    Birbirinden çok farklı kişiliklere sahip insanlar, zamanlarının büyük bölümünü bir arada geçirmek zorundaydılar. - Ahmet Ümit

  • İnsanlara yakışacak durum ve davranış

[toplum bilimi]

  • Bireyin toplumsal hayatı içinde edindiği alışkanlıkların ve davranışların bütünü

[sıfat]

  • Herhangi bir kişi için, herhangi bir kişiye yetecek miktarda olan

    Dün akşamki içkili aşevi tenhaydı, kapıya yakın iki kişilik bir masaya oturdu. - Yusuf Atılgan

[sıfat]

  • Herhangi bir sayıda kişiden oluşan

    Biz kadın, kız ve çocuk, on altı kişilik bir kafile olduk. - Aka Gündüz

  • Yabanlık

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kişilik kazanmak

Birleşik Kelimeler: kişilik dışı, bilirkişilik, çift kişilik, nörotik kişilik, tek kişilik, tüzel kişilik

EŞİLMEK

[nesnesiz]

  • Eşme işine konu olmak

EKŞİMİK

[isim]

[halk ağzında]

  • Çökelek

EKŞİMEK

[nesnesiz]

  • Ekşi duruma gelmek

    Yoğurt ekşidi.

  • Bozulmak

    Tepside bir bardak ekşimiş süt, bir çürük yumurta ve iki dilim siyah ekmek vardı. - Nazım Hikmet

  • Mayalanmak

    Hamur ekşidi.

[argo]

  • Utanmak, mahcup olmak

[argo]

  • Sırnaşmak, ısrar etmek

[halk ağzında]

  • Kaşlarını çatıp yüzüne küskün veya dargın bir anlam vermek, somurtmak

    Çardaktan Rabiye'nin çıktığını görünce Bekir'in yüzü ekşidi. - Necati Cumalı

İŞLEMEK

[-i]

  • Bir şeye emek vererek onu daha elverişli bir duruma getirmek

[nesnesiz]

  • İnce ve süslü şeyler yapmak, nakışlamak

    Para için işlemediğini iddia eden bu fakir ihtiyar şüphesiz sanatının âşığıydı. - Memduh Şevket Esendal

[-e]

  • İçine girmek, etkilemek, nüfuz etmek

    O uzun ve derin bakış genç adamın ta yüreğine kadar işlemişti. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

[-e]

  • Nakşetmek

    Al bayrağa narin eller işliyor zafer / Uzaklarda yaralanır kahraman nefer - Enis Behiç Koryürek

[nesnesiz]

  • İyi çalışmak, müşterisi bol olmak
  • Durağan durumdan hareketli duruma geçmek, çalışmak
  • Herhangi bir konuyu ele alarak incelemek, öğretmek
  • Düşüncelerini herhangi birine etki yaparak benimsetmek

    Ali Rıza Bey bu ilk çocuğu ile, bir çiçek meraklısı, bahçesiyle oynar gibi oynamış, onu ancak kendi hayalinde yaşayan mükemmel insan maddelerine göre işlemişti. - Reşat Nuri Güntekin

[-den]

  • İşlek, etkin durumda olmak

    Lütfügiller büyücek bahçelerinin ana yola açılan kapısından işlerlerdi. - Sait Faik Abasıyanık

[nesnesiz]

  • Çıban, olgunlaşma yolunda olmak

[nesnesiz]

  • Yara, kapanmamak

[nesnesiz]

  • Gidip gelmek

    Şimdi otomobillerin, otobüslerin işledikleri asfalt caddeden bir zamanlar ne kervan ne insan geçerdi. - Sermet Muhtar Alus

  • Hesapları, kayıtları düzenli olarak tutmak veya gereken yere aktarmak

    Tayın çizelgelerini düzenliyorum, ambar defterini işliyorum. - Erhan Bener

  • Herhangi bir ürünü satışa sunulmadan önce birtakım işlemlerden geçirmek

Ata Sözleri ve Deyimler

  • işleyen demir pas tutmaz (veya ışıldar)

Birleşik Kelimeler: özişler

İLİŞMEK

[-e]

  • Bir şeye hafifçe dokunmak, takılmak

    Elim çiçeklere ilişti, vazo devrildi.

  • Elini sürmek, dokunmak

    Bir sancılı yerine dokunmuşum gibi ızdırapla 'bırak, ilişme' diye inledi. - Falih Rıfkı Atay

  • Bir şeyin kenarına kısa bir süre için oturmak

    Sonra gene usulca hastanın karyolasına yandan ilişerek oturdu. - Necati Cumalı

  • Karışmak, rahat vermemek, müdahale etmek

    Sanat edebiyat açısından, derginin politikasıyla tam uyuşmasa da burada tek satırıma ilişmediler. - Adalet Ağaoğlu

[mecaz]

  • Değinmek, sözünü etmek

    O konuya hiç ilişmedik.

[halk ağzında]

  • Şaka etmek

KİLİMCİ

[isim]

  • Kilim dokuyan veya satan kimse

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kilimci ile kör hacı

MEŞELİK

[isim]

  • Meşe korusu veya meşe ormanı

BİLEŞİK

[sıfat]

  • Birleşerek oluşmuş, basit olmayan, mürekkep

[kimya]

  • Kimyasal tepkimeler sonucu iki veya daha çok elementten oluşan ve bunlardan bağımsız fiziksel, kimyasal nitelikler gösteren (madde)

    Su, bileşik bir maddedir.

[isim]

  • Ses ve görüntünün birlikte yer aldığı film parçası

Birleşik Kelimeler: bileşik faiz, bileşik kap, bileşik kesir, bileşik önerme