[isim]

• Erme işi

  Bu makama eriş, ona, bir devlet reisinin tahtına veya koltuğuna kurulmuş gibi bir his verir. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

[isim]

• İnme işi

• Yukarıdan aşağıya gittikçe alçalan eğimli yer, yokuş karşıtı

  İnişte yol uzadıkça uzadı.

[mecaz]

• Gerileyiş, çöküş

[spor]

• Araçlı jimnastikte, atlayarak veya hızlanarak araçtan ayrılma durumu

[isim]

• İtme işi

[isim]

• Emme işi

  Çatlaklar sanki yerin dibine kadar iniyordu. Toprağın suyu öyle bir emişi vardı. - Tarık Buğra

[isim]

[tiyatro]

• Orta oyununda çoğu kez aptal uşak rolünü oynayan komedyen

[sıfat]

[mecaz]

• Şapşal

Ata Sözleri ve Deyimler

• ibiş gibi

[isim]

• İçme işi

  İçiyor, hiç durmadan içiyordu denizi / Bu içiş asırlarca susuz bıraktı bizi - Faruk Nafiz Çamlıbel

[isim]

• Bir şeyi duyurmak veya tanıtmak için hazırlanan, kalabalığın görebileceği yere asılmış, genellikle resimli duvar ilanı, ası

  Afişler bütün tiyatrolarda üç beş günde bir değişirdi. - Tarık Buğra

Ata Sözleri ve Deyimler

• afişte kalmak
• afiş yutmak

[isim]

• Eğme işi