[isim]

• İtçe davranış

  Hatıralarda ırza ve namusa taarruzu, itliği kalmıştı. - Yahya Kemal Beyatlı

[isim]

• Elit olma durumu

[isim]

• İki veya daha çok şeyin eşit olması durumu, denklik, müsavilik, müsavat, muadelet

  Böyle bir eşitlik, ehliyeti olan herkesin en yüksek makamlara çıkabilmesi demek. - Cemil Meriç

• Kanunlar yönünden insanlar arasında ayrım bulunmaması durumu

[toplum bilimi]

• Bedensel, ruhsal başkalıkları ne olursa olsun, insanlar arasında toplumsal ve siyasi haklar yönünden ayrım bulunmaması durumu

  Bunlar, eşitlikten yana olduklarını söyleseler de yaptıkları işler hep kendi ipliklerini boyamaya dayanır. - Salâh Birsel

[isim]

• Kibrit koymaya yarayan yer veya kap

[isim]

• Basit olma durumu

  O, bütün basitliğine rağmen çok pratik bir kadındır. - Halide Edip Adıvar

[isim]

• Mürit olma durumu

[isim]

• Sabit olma durumu

  Fikirlerim gibi cisimlerimde de talimimde de sabitlik yok. Her şey değişiyor. - Ömer Seyfettin

[isim]

• Mukallit olma durumu, mukallidin işi

  Hatta bunlar arasında öyleleri vardır ki zamana ayak uydurmak, göze girmek ve külah kapmak için gâvur mukallitliğinde birbiriyle âdeta yarışa girişmişlerdir. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

[isim]

• Yezit olma durumu, yezit gibi davranma, kötülük, hainlik

[isim]

• Zabit olma durumu

  Bir demir yolu istasyonunda jandarma zabitliği ediyormuş. - Memduh Şevket Esendal

[isim]

• Antisemit olma durumu

[isim]

• Eleştirmenlik

[isim]

• Mürşit olma durumu

[isim]

• Şehit olma durumu

  Ölenler şehitlik mertebesini ihraz eyler. - Attila İlhan

• Şehitlerin gömüldüğü mezarlık, meşhet

  Sağ tarafımızda eski bir mezarlığın servileri altında taze bir şehitlik vücuda getirmişler. - Hamdullah Suphi Tanrıöver

[isim]

• Tanıklık

Ata Sözleri ve Deyimler

• şahitlik etmek