İTİNASIZLIK Harflerini İçeren 7 Harfli Kelimeler

İTİNASIZLIK harflerini içeren 7 harfli 23 kelime bulunuyor. 7 harfli İTİNASIZLIK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

ANITSIZ13, AKILSIZ13, KINASIZ13, SAKIZLI13, TANISIZ13, ANIZLIK12, AZINLIK12, KAZINTI12, İSTİZAN11, ASKINTI10, ALTINSI10, KASITLI10, KASINTI10, SATILIK10, SALINTI10, SAKINTI10, KANITLI9, KALINTI9, İTİNALI8, İLTİSAK8, KALİNİS8, SİLİKAT8, İNTİKAL7

İNTİKAL (Kelime Kökeni: Arapça intiḳāl)

[isim]

  • Bir yerden başka bir yere geçme, geçiş
  • Anlama, kavrama

    Onu son gördüğümde de öyle yaptım. İntikali yerinde idi. Güldü. O da bana birkaç fıkra anlattı. - Haldun Taner

  • Miras olarak babadan çocuğuna kalma

[fizik]

  • Öteleme

[ruh bilimi]

  • Geçişim

Ata Sözleri ve Deyimler

  • intikal etmek

Birleşik Kelimeler: veraset ve intikal vergisi

İTİNALI

[sıfat]

  • Özenli

    Sakalı tıpkı babamın sakalı gibi kısa ve itinalıydı. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

İLTİSAK (Kelime Kökeni: Arapça iltiṣāḳ)

[isim]

[eskimiş]

  • Kavuşma, bitişme, birleşme

KALİNİS (Kelime Kökeni: Rumca)

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Bir tür yağmur kuşu, su tavuğu

SİLİKAT (Kelime Kökeni: Fransızca silicate)

[isim]

[kimya]

  • Yapı malzemesi olarak kullanılan cam, çimento, tuğla vb. maddelerin birleşiminde bulunan, silisik asidin bazlarla birleşerek oluşturduğu tuz

KANITLI

[sıfat]

  • Kanıtla gösterilmiş, müdellel

KALINTI

[isim]

  • Artıp kalan şey, bakiye
  • Eski çağlardan kalmış şehir veya yapı, ören, harabe

    Efes, Bergama'nın kalıntıları, ulaştıkları uygarlığı serer gözler önüne. - Necati Cumalı

  • İz, işaret

[mecaz]

  • Bir toplum, kültür, uygarlık vb.nden artakalan şey

    Bu babacan, filozof ve hazırcevap insanlar kuşağı, tükenen bir görgü devrinin son kalıntıları gibidir. - Haldun Taner

ASKINTI

[sıfat]

  • Başkalarının sırtından geçinen (kimse)

[argo]

  • Karşı cinsi rahatsız eden (kimse)

Ata Sözleri ve Deyimler

  • askıntı olmak

ALTINSI

[sıfat]

  • Altını andıran, altına benzeyen, altın gibi, altınımsı

KASITLI

[sıfat]

  • İsteyerek, bilerek yapılan, maksatlı

    Bu yüzden İstanbul'un, perde perde sis ardına çekilmekteki ısrarını, kasıtlı bir husumet, kendisine yöneltilmiş bir hakaret gibi algıladı. - Elif Şafak

KASINTI

[isim]

  • Giyeceği daraltmak veya kısaltmak için yapılan eğreti dikiş

    Bu kolun kasıntısını sökmeli.

[mecaz]

  • Büyüklenme, kurum, gurur

[sıfat]

[mecaz]

  • Büyüklenen, gururlanan ve bunu davranışlarıyla belli eden (kimse)

SATILIK

[sıfat]

  • Satışa çıkarılmış olan

    Satılık ev.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • satılığa çıkarmak
  • satılık ziftin olsun, Selanik'ten kel gelir

SALINTI

[isim]

  • Salınma işi

SAKINTI

[isim]

  • Sıkıntıya yol açabilecek durumlara karşı alınan önlem, ihtiyat

İSTİZAN (Kelime Kökeni: Arapça istīẕān)

[isim]

[eskimiş]

  • Yetki isteme, izin isteme

Ata Sözleri ve Deyimler

  • istizan etmek (veya eylemek)