İTHALATÇI Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

İTHALATÇI harflerini içeren 5 harfli 21 kelime bulunuyor. 5 harfli İTHALATÇI kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "İthalatçı ile başlayan 5 harfli kelimeler. İçinde İthalatçı olan 5 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

HAÇLI13, HALİÇ12, HALAÇ12, HATIL10, TAHIL10, AHLAT9, AHALİ9, ÇALTI9, HİLAT9, HALAT9, HATTA9, İTHAL9, İHATA9, LAHİT9, TALİH9, TAÇLI9, TAHTA9, ÇATAL8, TATLI6, İTAAT5, TATİL5

İTAAT (Kelime Kökeni: Arapça iṭāʿat)

[isim]

  • Söz dinleme, boyun eğme, buyruğa uyma

    Serkeşliklerden vazgeçerek edep ve itaat dairesine dönünüz! - Necip Fazıl Kısakürek

Ata Sözleri ve Deyimler

  • itaat etmek

TATİL (Kelime Kökeni: Arapça taʿṭīl)

[isim]

  • Kanun gereğince çalışmaya ara verileceği belirtilen süre, dinlenme

    Gel gelelim berberlere karşı haksızlığımız şu hafta tatili işinde bile kendini gösteriyor. - Nazım Hikmet

  • Okul, meclis, adliye vb. kuruluşların çalışmasını durdurduğu veya kapalı bulunduğu dönem

    Yakında dönmesi lazım. Sömestir tatili sona eriyor. - Ahmet Ümit

  • Eğlenmek, dinlenmek amacıyla çalışmadan geçirilen süre

    Beni tatili geçirmek üzere evlerine davet ettiler. - Sait Faik Abasıyanık

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tatile girmek
  • tatil etmek
  • tatil olmak
  • tatil yapmak

Birleşik Kelimeler: tatil köyü, adli tatil, hafta tatili, öğle tatili

TATLI

[sıfat]

  • Şeker tadında olan

    Tatlı elma. Tatlı nar.

  • Acı olmayan, acı karşıtı

    Tatlı salatalık. Tatlı su.

[isim]

  • Şekerle veya şekerli şeylerle yapılan yiyecek

    Baklava, revani, lokma birer tatlıdır.

[mecaz]

  • İnsanı çeken, göze, kulağa hoş gelen, rahatlatan, dinlendiren, sevindiren

    Bu acı adam, tatlı ve nüktedandı. - Yusuf Ziya Ortaç

[mecaz]

  • Sevimli, hoş

    Görüp de sevmemek ne mümkün seni / Güzelsin, incesin, tatlısın, şensin - Orhan Seyfi Orhon

[zarf]

[mecaz]

  • Hoşa gidecek bir biçimde, tatlılıkla

    Ne tatlı bakıyordu.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tatlı canından etmek
  • tatlı canından olmak
  • tatlı canını sıkmak
  • tatlıya bağlamak
  • tatlı yerinde bırakmak (veya kesmek)

Birleşik Kelimeler: tatlı badem, tatlı bela, tatlı dil, tatlı kaçık, tatlı kaşığı, tatlı limon, tatlı sert, tatlısıyla tuzlusuyla, tatlı söz, tatlı su, tatlı sülümen, tatlı tatlı, acı tatlı, canı tatlı, baba tatlısı, ekmek tatlısı, hamur tatlısı, hurma tatlısı, kabak tatlısı, Kemalpaşa tatlısı, lokma tatlısı, parmak tatlısı, peynir tatlısı, revani tatlısı, sakız tatlısı, tulumba tatlısı, yoğurt tatlısı

ÇATAL

[isim]

  • İki veya daha çok kola ayrılan değnek
  • Yol, ağaç gibi kollara ayrılan şeylerin ayrılma yeri
  • Dallı olan şeylerin her kolu
  • Yemek yerken kullanılan iki, üç veya dört uzun dişli çoğunlukla metal araç

    Çatalı elinden düştü, ağzı açık kaldı. - Peyami Safa

  • Dirgen
  • Bir tür olta iğnesi

[sıfat]

  • Ucu kollara ayrılmış

    Çatal yol.

[sıfat]

  • İki taraflı

    Evlerinin önü çatal pınarlar / İçerler suyunu beni anarlar - Halk türküsü

[sıfat]

  • İki anlamlı, iki türlü anlaşılabilir

    Çatal söz.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • çatal görmek
  • çatal matal kaç çatal

Birleşik Kelimeler: çatal ağız, çatal aşı, çatal ayak, çatal bel, çatal bıçak takımı, çatal çivi, çatal don, çatal flama, çatal iğne, çatal kaldıraç, çatalkara, çatal kargı, çatal kazık, çatal kundak, çatalkuyruk, çatal sakal, çatal ses, çatal yürek, çatal zıpkın, üççatal

AHLAT (Kelime Kökeni: Rumca)

[isim]

[bitki bilimi]

  • Gülgillerden, kendi kendine yetişen, üzerine armut aşılanan ağaç, yaban armudu, dağ armudu (Pirus piraster)

[bitki bilimi]

  • Bu ağacın, armuda benzeyen, iyice olgunlaştıktan sonra yenilebilen yemişi

[argo]

  • Kaba adam, yol iz bilmez kimse

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ahlatın iyisini (dağda) ayılar yer

[isim]

[eskimiş]

  • Bir karışım içindeki parçalar, ögeler

[fizyoloji]

  • Beden yapısının temelini oluşturan ögeler

Birleşik Kelimeler: ahlatıerbaa

[isim]

  • Bitlis iline bağlı ilçelerden biri

AHALİ (Kelime Kökeni: Arapça ahālī)

[isim]

  • Aralarında aynı yerde bulunmaktan başka hiçbir ortak özellik bulunmayan kişilerden oluşan topluluk, halk

    Mevsim daha Boğaz'ın bütün ahalisini toplayamamıştır. - Abdülhak Şinasi Hisar

  • Bir yerde toplanan kalabalık

    Ahaliden kimsenin kendisini tanımaması için bir siyah mantoya bürünmüştü. - Reşat Nuri Güntekin

ÇALTI

[isim]

[halk ağzında]

  • Diken, çalı

HİLAT (Kelime Kökeni: Arapça ḫilʿat)

[isim]

[tarih]

  • Kaftan

    Damat, Baltacılar Kethüdası ile bölükbaşılara hilatler giydirmiştir. - Salâh Birsel

HALAT (Kelime Kökeni: Rumca)

[isim]

  • Pamuk, kenevir, Hindistan cevizi gibi bitkisel liflerin veya çelik tellerin sarılmasıyla oluşan kolların bir arada bükülmesiyle elde edilen kalın ip

Birleşik Kelimeler: halat çekme, halat fitili, halat ızgarası, halat tamburu, çelik halat, hamhalat, tel halat, açmaz halatı, baş halatı, çekme halatı, varagele halatı

HATTA (Kelime Kökeni: Arapça ḥattā)

[bağlaç]

  • Bile, hem de

    Bunlar çok sağlam hatta en sağlam devlet eshamından sayılır. - Ercüment Ekrem Talu

[zarf]

  • (ha'tta:) Üstelik, ayrıca

    Dördü de buna inanmak istiyor hatta için için inanıyorlardı. - Tarık Buğra

İTHAL (Kelime Kökeni: Arapça idḫāl)

[isim]

  • İçine alma

[ticaret]

  • Bir ülkeye başka ülkelerden mal getirme veya satın alma

[ticaret]

  • Başka ülkelerden alınan mal

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ithal etmek

Birleşik Kelimeler: ithal malı

İHATA (Kelime Kökeni: Arapça iḥāṭa)

[isim]

[eskimiş]

[askerlik]

  • Kuşatma

[mecaz]

  • Kavrayış, anlayış

    Biz zengin burjuvalıkla değil, irfan ve ihatamızla övünüyoruz. - Asaf Halet Çelebi

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ihata etmek

LAHİT (Kelime Kökeni: Arapça laḥd)

[isim]

  • Duvarları taş veya tuğladan, üstü taş bir kapakla örtülü mezar

    Firavun'un açık lahitlerindeki boğuk yankıları dinledim. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

  • Taş veya mermerden oyma mezar

TALİH (Kelime Kökeni: Arapça ṭāliʿ)

[isim]

  • Şans

    Benim küskün talihimin bana verdiği ızdırap yeter. - Etem İzzet Benice

Ata Sözleri ve Deyimler

  • talihine küsmek
  • talihin kucağına atılmak
  • talihi yaver gitmek

Birleşik Kelimeler: talih kuşu, talih oyunu, kara talih, kör talih

TAÇLI

[sıfat]

  • Tacı olan

[bitki bilimi]

  • Taç yaprağı olan