İSTİRHAM Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

İSTİRHAM harflerini içeren 5 harfli 25 kelime bulunuyor. 5 harfli İSTİRHAM kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

HAMSİ11, HİSAR10, HİTAM10, HATİM10, HATMİ10, HARİM10, HARİS10, İTHAM10, İHRAM10, MAHİR10, RAHİM10, SİHİR10, SARİH10, SATHİ10, İHTAR9, TARİH9, İSTİM7, MİRAS7, SİMİT7, MİRAT6, RİTİM6, SİİRT6, SATİR6, TİRSİ6, TAMİR6

MİRAT (Kelime Kökeni: Arapça mirʾāt)

[isim]

[eskimiş]

  • Ayna

RİTİM (Kelime Kökeni: Fransızca rythme)

[isim]

[müzik]

  • Dizem

Birleşik Kelimeler: ritim saz

SİİRT

[isim]

  • Türkiye'nin Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde yer alan illerinden biri

Birleşik Kelimeler: Siirt battaniyesi

SATİR (Kelime Kökeni: Fransızca satire)

[isim]

[edebiyat]

  • Yergi

TİRSİ (Kelime Kökeni: Rumca)

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Hamsigillerden, yumurtalarını tatlı sulara bırakan bir tür balık (Alosa alosa)

TAMİR (Kelime Kökeni: Arapça taʿmīr)

[isim]

  • Onarma, onarım

[mecaz]

  • Yapılan bir yanlışı, kusuru düzeltmeye çalışma

    Mademki bir münasebetsizlik etmişsin, bunu tamire imkân yok muydu? - Reşat Nuri Güntekin

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tamir etmek
  • tamire vermek
  • tamir görmek

Birleşik Kelimeler: tamirhane, tamir takımı

İSTİM (Kelime Kökeni: İngilizce steam)

[isim]

  • İslim

    Sanıyorum ki istimi fazla gelmiş kazanlar gibi hırslarından patlayacaklar. - Osman Cemal Kaygılı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • istim arkadan gelsin
  • istim üstünde olmak

MİRAS (Kelime Kökeni: Arapça mīrās̱)

[isim]

[hukuk]

  • Birine, ölen bir yakınından kalan mal mülk, para veya servet, kalıt, bırakıt, tereke

[mecaz]

  • Kalıtım yoluyla gelen herhangi bir özellik

[mecaz]

  • Bir neslin kendinden sonra gelen nesle bıraktığı şey

    Hatta bazıları mesleğin püf noktalarını anlatan kitaplar yazıp tecrübelerini gelecek nesillere miras bırakmışlardı. - İhsan Oktay Anar

Ata Sözleri ve Deyimler

  • mirasa konmak
  • miras helal, hele al demişler
  • miras yemek

Birleşik Kelimeler: mirasyedi, reddimiras, baba mirası

SİMİT (Kelime Kökeni: Arapça semīd)

[isim]

  • Halka biçiminde, genellikle üzerine susam serpilmiş çörek
  • Denizde kolayca yüzmeyi sağlayan halka biçiminde alet

    Bir haykırma duyuldu. Uşakları koşturdum. Simit attırdım denize ama deniz geri vermedi. - Zeyyat Selimoğlu

[halk ağzında]

  • İnce bulgur, düğürcük

Birleşik Kelimeler: simit fırını, simit kebabı, akşam simidi, cankurtaran simidi, can simidi, kandil simidi

İHTAR (Kelime Kökeni: Arapça iḫṭār)

[isim]

  • Uyarma, dikkat çekme, uyarı

    Karısının bu ikinci ihtarı ile biraz bozulan adam salıncaktan atladı. - Osman Cemal Kaygılı

  • Bir şeyi birine hatırlatma

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ihtarda bulunmak
  • ihtar etmek

Birleşik Kelimeler: ihtarname

TARİH (Kelime Kökeni: Arapça tārīḫ)

[isim]

  • Bir olayın gününü, ayını ve yılını bildiren söz
  • Toplumları, milletleri, kuruluşları etkileyen hareketlerden doğan, olayları zaman ve yer göstererek anlatan, bu olaylar arasındaki ilişkileri, daha önceki ve sonraki olaylarla bağlantılarını, karşılıklı etkilenmeleri, her milletin kurduğu medeniyeti inceleyen bilim
  • Bir konuyu geçmişi ve gelişimi içinde inceleyen anlatı

    Sen bana bir ata yadigârısın, geçmişin tarihini saklayan kutsal bir tomarsın! - Refik Halit Karay

  • Tarih kitabı

    Cevdet Paşa'nın Osmanlı Tarihi.

  • Tarih dersi

    Ertesi gün tarih imtihanı vardı. - Yusuf Ziya Ortaç

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tarih atmak (veya koymak)
  • tarih düşürmek
  • tarihe geçmek
  • tarihe karışmak

Birleşik Kelimeler: tarih öncesi, tarih yanılgısı, hicri tarih, miladi tarih, mücevher tarih, sözlü tarih, doğum tarihi, edebiyat tarihi, son kullanma tarihi, yazın tarihi, fi tarihinde

HİSAR (Kelime Kökeni: Arapça ḥiṣār)

[isim]

  • Bir şehrin veya önemli bir yerin korunması için taştan yapılmış, yüksek duvarlı ve kuleli, çevresinde hendekler bulunan küçük kale, kermen, germen

[isim]

[eskimiş]

[müzik]

  • Klasik Türk müziğinde bir birleşik makam
  • Klasik Türk müziğinde re diyez notası

Birleşik Kelimeler: hisarbuselik

HİTAM (Kelime Kökeni: Arapça ḫitām)

[isim]

[eskimiş]

  • Son, bitim

Ata Sözleri ve Deyimler

  • hitam bulmak
  • hitam vermek

HATİM (Kelime Kökeni: Arapça ḫatm)

[isim]

[din bilgisi]

  • Kur'an'ın tamamını okuma

[eskimiş]

  • Sona erdirme, bitirme

Ata Sözleri ve Deyimler

  • hatim indirmek
  • hatim sürmek

Birleşik Kelimeler: hatim duası, hatmetmek

HATMİ (Kelime Kökeni: Arapça ḫaṭmī)

[isim]

[bitki bilimi]

  • Ebegümecigillerden, bazı cinslerinin kök ve çiçekleri hekimlikte kullanılan, çok yıllık otsu bir süs bitkisi, ağaçküpesi (Althaea officinalis)

    Ey tahta perdenin üzerinden aşan hatmi. - Orhan Veli Kanık

Birleşik Kelimeler: gülhatmi