İSKORÇİNA Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

İSKORÇİNA harflerini içeren 5 harfli 25 kelime bulunuyor. 5 harfli İSKORÇİNA kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

İSKOÇ10, ÇİNKO9, ÇORAK9, KOÇAN9, İÇKİN8, AKSON7, KONSA7, ONİKS7, SONRA7, SONAR7, SOKRA7, ARSİN6, İRONİ6, İSKAN6, İKSİR6, KORNA6, NİSAİ6, NOKRA6, NASİR6, SİNİR6, SİNİK6, SANKİ6, SAKİN6, İNKAR5, KARNİ5

İNKÂR (Kelime Kökeni: Arapça inkār)

[isim]

  • Yaptığını, söylediğini, tanık olduğunu saklama, gizleme, yadsıma
  • Kabul etmeme, tanımama

Ata Sözleri ve Deyimler

  • inkârdan gelmek
  • inkâr etmek

KARNİ (Kelime Kökeni: Fransızca cornue)

[isim]

[kimya]

  • Laboratuvarda damıtma işlerinde kullanılan, geniş karınlı, dar ve eğri boyunlu cam kap

ARSİN

[isim]

  • Trabzon iline bağlı ilçelerden biri

İRONİ (Kelime Kökeni: Fransızca ironie)

[isim]

[edebiyat]

  • Gülmece
  • Söylenen sözün tersini kastederek kişiyle veya olayla alay etme

İSKÂN (Kelime Kökeni: Arapça iskān)

[isim]

  • Yurtlandırma
  • Yurtlanma

    İskân izni.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • iskâna açmak
  • iskân etmek

Birleşik Kelimeler: iskân belgesi

İKSİR (Kelime Kökeni: Arapça iksīr)

[isim]

[eskimiş]

  • Hayatı ölümsüzleştirme, madenleri altına çevirme vb. olağanüstü etkileri olduğuna inanılan sıvı

    İşte şimdi damarlarımda bu iksirin alevleri dolaşıyor. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

  • İç ferahlatıcı ilaç veya içki
  • Aşk ilham eden büyülü içki

KORNA (Kelime Kökeni: İtalyanca corna)

[isim]

  • Motorlu taşıtlarda, bisikletlerde sesle işaret vermek için kullanılan ve içinden hava geçirilerek çalınan boru, klakson

    Saat on iki olur olmaz, apartmanın önünde kornayı öttürdüm. - Aka Gündüz

NİSAİ (Kelime Kökeni: Arapça nisāʾī)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Kadınla ilgili

    Nisai hastalık.

  • Kadın hastalıkları ile ilgili
  • Kadınsı

NOKRA (Kelime Kökeni: Arapça nuḳra)

[isim]

  • Büveleğin sebep olduğu, genellikle davar ve sığırlarda, seyrek olarak insanlarda rastlanan, ortası delik şişkinliklerle tanınan hastalık

NASİR (Kelime Kökeni: Arapça nās̱ir)

[isim]

[eskimiş]

  • Nesir yazan, nesir ustası

    Başlıca şair ve nasirleri tamamıyla öğrenmek için külliyat okumak merakına düştüm. - Yahya Kemal Beyatlı

SİNİR

[isim]

[anatomi]

  • Duyu ve hareket uyarılarını beyinden organlara, organlardan beyne ileten beyazımsı teller ve bu tellerin oluşturduğu demet

    Koket ruhu artık yüzünün sinirlerini idare etmiyordu. - Reşat Nuri Güntekin

  • Rahatsız edici, hastalık derecesine varan aşırı duyarlılık

    Bu kadının bir siniri var, kan görünce bayılır.

  • Herhangi bir şey, bir olay karşısında tepki gösterme duyarlığı ve kişinin ruhsal niteliği

    Sende hiç sinir yok mu, bu kadar aldırmazlık olur mu?

    Tren kalktıktan biraz sonra sinirlerdeki gerginlik geçer. - Reşat Nuri Güntekin

[sıfat]

  • Hoşa gitmeyen, can sıkan

    Ne sinir şey!

[halk ağzında]

  • Kas kirişi ve zarı

    Etin sinirlerini ayırmak.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • sinirine dokunmak
  • siniri oynamak
  • siniri tutmak
  • sinir kesilmek
  • sinirleri altüst olmak
  • sinirleri ayakta olmak
  • sinirleri boşanmak
  • sinirleri bozulmak
  • sinirleri gergin olmak
  • sinirleri gerilmek
  • sinirleri gevşemek (veya yatışmak)
  • sinirlerine hâkim olmak
  • sinirlerini bozmak
  • sinirlerini germek
  • sinir sahibi olmak

Birleşik Kelimeler: sinir argınlığı, sinir bilimi, sinir buhranı, sinir doku, sinir harbi, sinir hastalığı, sinir hastası, sinir ilacı, sinir kanatlılar, sinir küpü, sinir otları, sinir otu, sinir savaşı, sinir sistemi, sinir törpüsü, sinirleri kuvvetli, sinirleri zayıf

SİNİK

[sıfat]

  • Sinmiş, yılmış, pusmuş

    Bundan zevk alan ve bazı kere de bununla kadının sempatisini kazanan sinik erkeklerden biri de Atıf'tır. - Refik Halit Karay

[sıfat]

[felsefe]

  • Sinizm taraftarı (kimse veya görüş), kinik

SANKİ (Kelime Kökeni: Türkçe san + Farsça ki)

[zarf]

  • Farz edelim ki, güya

    Sanki toprak altına diri diri gömülen benim. - Adalet Ağaoğlu

  • Soru cümlelerinde belirtilen konuya ilgiyi çekmek veya uyarıda bulunmak için kullanılan bir söz

    Ne olur sanki, sen de gelsen?

  • Sözüm ona, sözde

    O cana yakın, o çocuk yüzüyle dört yanına bakınca, sanki bütün varlık masumlukla aydınlanırdı. - Halikarnas Balıkçısı

SAKİN (Kelime Kökeni: Arapça sākin)

[sıfat]

  • Hareket etmeyen, kımıldamayan
  • Durgun, dingin

    Sakin, mütevazı ve kalabalıktan kaçan ruhunu incitmemek için onu, birkaç kişi ile sırtımda ebedî makamına ben götürdüm. - Ahmet Hikmet Müftüoğlu

  • Sessiz

    Dinlenmek için otelimizden daha sakinini bulacağınızı ummam. - Sait Faik Abasıyanık

  • Kimseyi rahatsız etmeyen, kızgınlık göstermeyen
  • Huysuzluğu, rahatsızlığı azalmış veya geçmiş

    Sesi dinlediği müddetçe sakin ve uslu duruyordu. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

  • Bir yerde oturan

    Öğle uykusuna dalmış yalı sakinleri. Rehavet çökmüş. - Abidin Dino

Ata Sözleri ve Deyimler

  • sakin olmak

Birleşik Kelimeler: sakin sakin

AKSON (Kelime Kökeni: Fransızca axone)

[isim]

[anatomi]

  • Sinir uyarmalarını sinir hücresinin gövdesinden diğer sinir hücrelerine taşıyan uzantı