İNTİKAMCI Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

İNTİKAMCI harflerini içeren 5 harfli 24 kelime bulunuyor. 5 harfli İNTİKAMCI kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "İntikamcı ile başlayan 5 harfli kelimeler. İçinde İntikamcı olan 5 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

CAMİT9, İNCİK8, KİNCİ8, TACİK8, CİNAİ8, ATMIK7, KATIM7, MANTI7, TINMA7, TIKMA7, TANIM7, TAKIM7, İMKAN6, KANIT6, MİNİK6, MANTİ6, TANIK6, TAMİK6, TAKİM6, ANTİK5, İNTAK5, İTİNA5, KİTİN5, NAKİT5

ANTİK (Kelime Kökeni: Fransızca antique)

[sıfat]

[tarih]

  • İlk Çağdaki uygarlıklarla, özellikle eski Yunan ve Roma uygarlıkları ile ilgili olan, antika

Birleşik Kelimeler: Antik Çağ

İNTAK (Kelime Kökeni: Arapça inṭāḳ)

[isim]

[eskimiş]

  • Konuşturma söyletme

[edebiyat]

  • Kişileştirilen varlıklara, hayalî yaratıklara söz söyletme sanatı, dillendirme

Birleşik Kelimeler: teşhis ve intak

İTİNA (Kelime Kökeni: Arapça iʿtināʾ)

[isim]

  • Özen

    Büyük bir itina ile yalancı dolma doldurdu. - Halide Edip Adıvar

Ata Sözleri ve Deyimler

  • itina etmek

KİTİN (Kelime Kökeni: Fransızca chitine)

[isim]

[biyoloji]

  • Eklem bacaklıların ve kabukluların dış dokusunu oluşturan, bazı mantar ve likenlerde de rastlanan, dayanıklı ve esnek organik madde

NAKİT (Kelime Kökeni: Arapça naḳd)

[isim]

[ekonomi]

  • Para, akçe
  • Kullanılması hemen mümkün olan para, peşin para, likit

Birleşik Kelimeler: nakit kartı, nakit para

İMKÂN (Kelime Kökeni: Arapça imkān)

[isim]

  • Yararlanılan uygun şart veya durum, olanak

    Bunu bizden gizlemelerinin imkânı var mıdır? - Hüseyin Cahit Yalçın

Ata Sözleri ve Deyimler

  • imkânı yok
  • imkân vermek

KANIT

[isim]

  • Bir şeyin doğruluğu, gerçekliği konusunda kanaat verici belge, delil, iz, argüman

    Kanıtı gazetenin ikinci sayfasındaki damızlık haberiydi. - Çetin Altan

[hukuk]

  • Anlaşmazlık konusu olan şeyde, yargıcın kanılarını oluşturan şey, delil

[mantık]

  • Sonurguya ulaşan bir uslamlamanın dayandığı gerçek, delil

MİNİK

[sıfat]

  • Küçük ve sevimli

    Ne minik şey!

MANTİ (Kelime Kökeni: İtalyanca mante)

[isim]

[denizcilik]

  • Gemi serenlerini direklere asılı tutan halat ve makara

[isim]

[argo]

  • Sakalı çıkmamış genç oğlan

TANIK

[isim]

  • Gördüğünü ve bildiğini anlatan, bilgi veren kimse, şahit

    Aksini söyleyen bir tanık da çıkmamıştı. - Tarık Buğra

[hukuk]

  • Duruşmada bilgisine, görgüsüne başvurulan kimse, şahit

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tanık olmak

Birleşik Kelimeler: tanık tepe, yalancı tanık, görgü tanığı

TAMİK (Kelime Kökeni: Arapça taʿmīḳ)

[isim]

[eskimiş]

  • Derinleştirme

TAKİM (Kelime Kökeni: Arapça taʿḳīm)

[isim]

[eskimiş]

  • Verimsiz duruma getirme, sonuçsuz bırakma, kısırlaştırma
  • Mikrobundan arıtma

ATMIK

[isim]

[halk ağzında]

  • Meni

Birleşik Kelimeler: atmık kanalı

KATIM

[isim]

  • Katma işi

    Koç katımı.

Birleşik Kelimeler: koç katımı

MANTI (Kelime Kökeni: Çince)

[isim]

  • İçine kıyma konularak küçük bohçalar biçiminde dürülen hamur parçaları
  • Bu hamur parçalarıyla hazırlanan yemek

    Güveçten sonra bir koca sini mantı gelmiş. - Çetin Altan

Birleşik Kelimeler: kırcı mantı, çiftlik mantısı, yağ mantısı