İNSAFSIZCA Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler

İNSAFSIZCA harflerini içeren 4 harfli 27 kelime bulunuyor. 4 harfli İNSAFSIZCA kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

FAİZ13, ZAAF13, AFİS11, SAFA11, SAFİ11, ANİF10, AZCA10, ACİZ10, FANİ10, İCAZ10, İFNA10, NAFİ10, NAİF10, CAİZ10, ANIZ8, CİNS8, ANCA7, İZAN7, NİZA7, NAZİ7, SASI7, ZİNA7, CANA7, CANİ7, SANI6, NİSA5, SANA5

NİSA (Kelime Kökeni: Arapça nisā)

[isim]

[eskimiş]

  • Kadın

SANA

[zamir]

  • Sen zamirinin yönelme durumu eki almış biçimi

Ata Sözleri ve Deyimler

  • sana taşla vurana sen aşla (veya ekmekle veya pamukla) var (veya dokun)
  • sana vereyim bir öğüt, kendi ununu kendin öğüt
  • sana yalan, bana gerçek

SANI

[isim]

  • Sanma durumu veya sonucu, zan, zehap

    Söylediklerimiz, yazdıklarımız, hayatın birtakım konulara bölünmüş olduğu sanısını sürdürüp yalanı berkitmekten başka neye yarar? - Nurullah Ataç

Ata Sözleri ve Deyimler

  • sanısına kapılmak

ANCA

[zarf]

  • O kadar

    Bir sopa öğrenmişler anca ömürlerinde, hemen insanın karşısına onu dikerler. - Kerim Korcan

  • Böylece, bu biçimde
  • Ancak

    Saat dörde geliyor. Anca dalmışım demek ki. - Emine Işınsu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • anca beraber, kanca beraber

İZAN (Kelime Kökeni: Arapça iẕʿān)

[isim]

[eskimiş]

  • Anlayış, anlama yeteneği

Ata Sözleri ve Deyimler

  • izanı yok

NİZA (Kelime Kökeni: Arapça nizāʿ)

[isim]

[eskimiş]

  • Çekişme, bozuşma, kavga

NAZİ (Kelime Kökeni: Almanca Nazi)

[isim]

  • Nazizm yanlısı olan kimse

SASI

[sıfat]

  • Küf ve çürük gibi kokan
  • Kokuşmuş
  • Tatsız

Ata Sözleri ve Deyimler

  • sası kokmak

ZİNA (Kelime Kökeni: Arapça zināʾ)

[isim]

  • Aralarında evlilik bağı olmayan kişiler arasındaki cinsel ilişki

Birleşik Kelimeler: veledizina

CANA (Kelime Kökeni: Farsça cānā)

[ünlem]

[eskimiş]

  • "Ey sevgili" anlamında kullanılan bir seslenme sözü

    Esiriaşkın olmuşum cana! - Melih Cevdet Anday

CAN (Kelime Kökeni: Farsça cān)

[isim]

  • İnsan ve hayvanlarda yaşamayı sağlayan ve ölümle vücuttan ayrılan madde dışı varlık
  • Yaşama, hayat

    Bir kedi yavrusunu kurtarmak için ipe sarılıp kuyuya iner, canımı tehlikeye koyardım. - Reşat Nuri Güntekin

  • Güç, dirilik

    Her şeyde bu mevsime mahsus bir can, bir dirilik kendini gösteriyordu. - Memduh Şevket Esendal

  • Kişi, birey

    Benimle beraber dört canız. - Falih Rıfkı Atay

  • İnsanın kendi varlığı, özü

    Sağa sola kaçıştık da, canımızı dar kurtardık. - Nazım Hikmet

  • Gönül

    Çirkin bana kurban, ben de güzele / Can sever güzeli, maldan ziyade - Karacaoğlan

  • Bektaşilik ve Mevlevilikte tarikat kardeşi

    Şeyh çıkınca oradaki canlar da sırasıyla yürüyüp kapıya gelince dönüp baş kestikten sonra dışarı çıkarlar. - Asaf Halet Çelebi

[sıfat]

  • Çok içten, sevimli, sevilen, şirin

    Alphonse Daudet ilk gençliğimin can yazarlarından biri idi. - Tarık Buğra

Ata Sözleri ve Deyimler

  • cana (veya canına) can katmak
  • cana gelecek mala gelsin
  • cana kıymak
  • can alacak nokta (veya yer)
  • can alıp can vermek
  • cana minnet saymak (veya bilmek)
  • can atmak
  • can başına sıçramak
  • can baş üstüne
  • can beslemek
  • can boğazdan gelir (veya geçer)
  • can borcunu ödemek
  • can bostanda bitmez
  • can bulmak
  • can cana, baş başa
  • can candan şirindir (veya tatlıdır)
  • can canın yoldaşıdır
  • can cümleden aziz
  • can çekişmek
  • can çekişmektense ölmek yeğdir
  • can çıkmayınca (veya çıkmadan) huy çıkmaz
  • candan geçmek
  • can dayanmamak
  • can derdinde olmak
  • can derdine düşmek
  • can gelmek
  • canı acımak
  • canı ağzına (veya boğazına) gelmek
  • canı bayılmak
  • canı burnuna (veya burnundan) gelmek
  • canı burnundan çıkmak
  • canı cana ölçmek
  • canı canına (veya içine) sığmamak
  • canı cehenneme
  • canı çekilmek
  • canı çekmek
  • canı çıkasıca
  • canı çıkmak
  • canı çıksın!
  • canı gelip gitmek
  • canı gelmek
  • canı gibi sevmek
  • canı gitmek
  • canı ile oynamak
  • canı ile uğraşmak
  • canı istemek
  • canı isterse
  • canı kaymak isteyen mandayı yanında taşır
  • canım
  • canım ciğerim
  • canım dese canın çıksın diyor sanmak
  • canımın içi
  • canımı sokakta bulmadım
  • canına acımamak
  • canına değmek
  • canına ezan okumak
  • canına geçmek (veya işlemek veya kâr etmek)
  • canına kastetmek
  • canına kıymak
  • canına minnet (olmak)
  • canına okumak
  • canına rahmet
  • canına susamak
  • canına tak demek (veya etmek)
  • canına tükürdüğümün (veya üfürdüğümün)
  • canına yandığım (veya yandığımın)
  • canına yetmek
  • canından bezmek (veya bıkmak veya usanmak)
  • canından geçmek
  • canını acıtmak
  • canını almak
  • canını bağışlamak
  • canını burnundan getirmek
  • canını cehenneme göndermek (veya yollamak)
  • canını çıkarmak
  • canını dar atmak
  • canını dişine almak (veya takmak)
  • canının derdine düşmek
  • canının içine sokacağı gelmek
  • canını sıkmak
  • canını sokakta bulmamak
  • canını vermek
  • canını yakmak
  • canın isterse
  • canı sağ olsun!
  • canı sıkılmak
  • canı yanan eşek, attan yüğrük olur
  • canı yanmak
  • canı yerine gelmek
  • canı yok mu?
  • can kalmamak
  • can kaygısına düşmek
  • canlar!
  • can olmak
  • can sıkmak
  • can vermek
  • can yakmak

Birleşik Kelimeler: can acısı, can alıcı, can arkadaşı, can bunaltısı, canciğer, can çabası, can damarı, can direği, can dostu, can düşmanı, can eriği, canevi, can feda, canfes, can havliyle, can korkusu, cankulağı, can kurban, cankurtaran, can kuşu, can noktası, can pahasına, can pazarı, can sağlığı, can sıkıntısı, can simidi, cansiparane, can sohbeti, can suyu, can tahtası, can yeleği, can yoldaşı, cana yakın, canı burnunda, canı cebinde, canıgönülden, canı pek, canı sıkkın, canı tatlı, canı tez, canıyürekten, canına düşkün, canla başla, babacan

ANIZ

[isim]

  • Ekin biçildikten sonra tarlada kalan köklü sap
  • Ekin biçildikten sonra sürülmemiş tarla

    Uçsuz bucaksız uzayan kır / Kimi yerde nadas, kimi anız - Ahmet Kutsi Tecer

Ata Sözleri ve Deyimler

  • anız biçmek
  • anız bozmak

C

[kimya]

  • Karbon elementinin simgesi
  • Romen rakamları dizisinde 100 sayısını gösterir

ANİF (Kelime Kökeni: Arapça ʿanīf)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Sert, kaba

    Bu haşin, anut, katil mazinin anif tahakkümü yalnız Türklere, yalnız Türkiye'ye mahsus değildi. - Ömer Seyfettin

[zarf]

  • Sert, kaba bir biçimde

    Lakin babam şiddetli ve anif hareket ediyordu. - Yahya Kemal Beyatlı

AZCA

[zarf]

  • Oldukça az