İNGİLİZ ile Oluşan Kelimeler (İNGİLİZ Kelime Türetme)

İNGİLİZ harflerinden oluşan 14 kelime bulunuyor. İNGİLİZ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "İngiliz kelimesinin anlamı nedir? İngiliz ile başlayan kelimeler. İçinde ingiliz olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

7 Harfli Kelimeler

İNGİLİZ14

6 Harfli Kelimeler

İZİNLİ9

5 Harfli Kelimeler

GİZLİ12, GİZİL12

4 Harfli Kelimeler

İLGİ8, İZİN7

3 Harfli Kelimeler

GİZ10, LİG7, ZİL6, İNİ3, NİL3

2 Harfli Kelimeler

İZ5, İL2, İN2

İL

[isim]

  • Ülkenin vali yönetimindeki bölümü, vilayet

    İllerin idaresi yetki genişliği esasına dayanır. - Anayasa

  • Şehrin niteliklerini taşıyan büyük yerleşim yeri
  • Ülke, yurt

[tarih]

  • Eski Türklerde devlet

Birleşik Kelimeler: ilbay

İN

[isim]

  • Yaban hayvanlarının kendilerine yuva edindikleri kovuk
  • Mağara

Ata Sözleri ve Deyimler

  • in gibi

[isim]

  • İnsan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • in cin
  • in cin top oynamak
  • in cin yok
  • in misin, cin misin

İNİ

[isim]

[halk ağzında]

  • Kayın (II)

N

[kimya]

  • Azot elementinin simgesi

İZ

[isim]

  • Bir şeyin geçtiği veya önce bulunduğu yerde bıraktığı belirti, nişan, alamet, emare

    Nihayet bir dönemeçte izlerin sahibini gördüm. - Sait Faik Abasıyanık

  • Bir şeyin dokunmasıyla geride kalan belirti

    Yüzünde birtakım diş ve tırnak izleri vardı. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

  • Bir olay veya bir durumdan geride kalan belirti, ipucu, emare

    Cinayet izleri.

  • Bir olay, bir durum veya yaşayıştan geride kalan belirti, eser

    O çağ uygarlığından iz kalmadı.

[matematik]

  • Bir düzlemin başka bir düzlemle veya bir doğru ile kesişmesinden doğan ara kesit

Ata Sözleri ve Deyimler

  • iz bırakmak
  • izi belirsiz olmak
  • izinden yürümek
  • izine basmak
  • izine dönmek
  • izine düşmek
  • izine uymak
  • izini düşürmek
  • izini kaybetmek
  • izi silinmek
  • iz sürmek

Birleşik Kelimeler: iz düşümü, ayak izi, parmak izi

ZİL (Kelime Kökeni: Farsça zil)

[isim]

  • İşaret vermek, uyarmak, çağırmak için kullanılan ve bir çan ile bu çana vuran bir tokmaktan oluşan, elle veya başka düzenlerle işletilebilen araç

[müzik]

  • Birbirine çarparak ses çıkartmak için parmaklara veya tefin kasnağındaki deliklere takılan yuvarlak, metal nesne

    Gözler kamaştıran şala, meftun eden güle / Her kalbi dolduran zile, her sineden ole! - Yahya Kemal Beyatlı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • zil takıp oynamak

Birleşik Kelimeler: zilzurna, elektrikli zil, elektrik zili, teneffüs zili

[sıfat]

[argo]

  • Parasız

Ata Sözleri ve Deyimler

  • zil kalmak

İZİN (Kelime Kökeni: Arapça iẕn)

[isim]

  • Bir şey yapmak için verilen veya alınan özgürlük, müsaade, ruhsat, icazet, mezuniyet

    Ben dahi başka bir diyara gitmek için izin talep ederim. - Ahmet Kabaklı

  • Bir kimseye çalıştığı yerce verilen tatil

    Yıllık iznini kullanıyor.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • izin almak
  • izin çıkmak
  • izin istemek
  • izin koparmak
  • izin vermek
  • izne çıkmak (veya ayrılmak)
  • izninizle

Birleşik Kelimeler: izinname, arama izni, çalışma izni, doğum izni, oturma izni, süt izni

LİG (Kelime Kökeni: Fransızca ligue)

[isim]

[spor]

  • Takımların belli kurallar çerçevesinde karşılıklı olarak iç ve dış sahalarda karşılaştıkları yarışma grubu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ligden düşmek
  • lige çıkmak

İLGİ

[isim]

  • İki şey arasında bulunan herhangi bir bağlılık, ilişki, alaka, taalluk, aidiyet

[kimya]

  • Kimyasal şartlar eş veya birbirine çok yakın olduğunda ögelerin birbirleriyle birleşmede gösterdiği seçicilik

[ruh bilimi]

  • Dikkati öncelikle belirli bir şey üzerinde toplama eğilimi

[ruh bilimi]

  • Belirli bir olay veya etkinliğe yakınlık duyma, ondan hoşlanma ve ona öncelik tanıma

    Sesimi duyan Ayça da geliyor yanıma, kardeşinin tersine ilgiyle sokuluyor bana. - Ahmet Ümit

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ilgi çekmek (veya uyandırmak)
  • ilgi duymak
  • ilgi görmek
  • ilgi göstermek
  • ilgi odağı olmak
  • ilgisini çekmek
  • ilgisini kesmek
  • ilgi toplamak

Birleşik Kelimeler: ilgi alanı, ilgi çekici, ilgi eki

İZİNLİ

[sıfat]

  • İzin alarak belli bir süre için bir yerden ayrılmış, mezun
  • Yetkilendirilmiş
  • İzin alınan

    Bu gece beş, on para çıkarırsan izinli gecemde papaz uçururuz. - Kemal Tahir

  • İzin verilmiş

    Ölebilseydim, ölmeye izinli olsaydım, boynumda bir ip, ayaklarımı yerden kesmek şekliyle ve en korkunç iradeyle ölmeye kadar gidebilirdim. - Necip Fazıl Kısakürek

Ata Sözleri ve Deyimler

  • izinli çıkmak
  • izinli saymak

GİZ

[isim]

  • Sır

    O gün çözer gibi olmuştu Kütahya çinilerindeki dipdiri renklerin gizini. - Necati Cumalı

[isim]

[denizcilik]

  • Yelken gemilerinde mizana direği denilen kıç direkte eğik duran bayrak sereni

GİZLİ

[sıfat]

  • Görünmez, belli olmaz bir durumda olan, edimsel karşıtı, mahfi

    Kanun, gizli eşyayı bulmaya mahsus bir fal kitabı değildir. - Necip Fazıl Kısakürek

  • Başkalarından saklanan, duyurulmayan, saklı kalan, mahrem, mestur, nihan

    Sanırım babamla arasında gizli bir çekişme de yaşanıyordu. - Ayla Kutlu

  • Niteliği anlaşılmayan, bilinmeyen

    Gizli kuvvetler.

  • İlgili kişi veya makamlarca değerlendirilmesi amacıyla kurum içi veya kurumlar arası gönderilen yazının, belgenin, raporun ve yayınların taşıdığı gizlilik derecesini bildiren terim

[zarf]

  • Saklı olarak, saklayarak

    Mektubu senden gizli posta kutusuna attım. - Mahmut Yesari

Ata Sözleri ve Deyimler

  • gizlide gebe kalan aşikârede doğurur
  • gizli tutmak

Birleşik Kelimeler: gizli celse, gizli cemiyet, gizli dernek, gizli dil, gizli din, gizli duruşma, gizli kapaklı, gizli oturum, gizli oy, gizli reklam, gizli servis, gizli sıtma, gizli şeker, gizli yama, çok gizli, gizliden gizliye

GİZİL

[sıfat]

  • Potansiyel

Birleşik Kelimeler: gizil güç

İNGİLİZ (Kelime Kökeni: İtalyanca inglese)

[isim]

  • İngiltere halkından olan kimse

Birleşik Kelimeler: İngiliz anahtarı, İngiliz İngilizcesi, İngiliz ipi, İngiliz sicimi, İngiliz siyaseti, İngiliz tuzu