İNDÜKLEMEK Harflerini İçeren 6 Harfli Kelimeler

İNDÜKLEMEK harflerini içeren 6 harfli 22 kelime bulunuyor. 6 harfli İNDÜKLEMEK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

DİNMEK9, DİLMEK9, DELMEK9, DEMLİK9, DİLEME9, DİKMEN9, DİKMEK9, DENMEK9, EDİLME9, EDİNME9, KÜMELİ9, MENDİL9, MEDENİ9, NEDİME9, ÜNLEME9, EKİLME7, EMEKLİ7, İNLEME7, İLENME7, KELİME7, KEMLİK7, MELİKE7

EKİLME

[isim]

  • Ekilmek işi

EMEKLİ

[sıfat]

  • Emek harcanarak elde edilen, zor, zahmetli

[isim]

  • Belirli bir süre çalıştıktan sonra kanunlar gereği işi ile ilgisi kesilerek kendisine aylık bağlanmış olan kimse, tekaüt

    Buraya gelenler hep asker emeklileridir. - Haldun Taner

Ata Sözleri ve Deyimler

  • emekli olmak
  • emekliye ayırmak (veya çıkarmak veya çıkartmak)
  • emekliye ayrılmak (veya çıkmak)
  • emekliye sevk etmek

Birleşik Kelimeler: emekli aylığı, emekli ikramiyesi, emekli maaşı, malulen emekli

İNLEME

[isim]

  • İnlemek işi

    Pansiyonun kağşamış tahta merdiveni ağır bir vücudun adımları altında inlemeye başladı. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

İLENME

[isim]

  • İlenmek işi

KELİME (Kelime Kökeni: Arapça kelime)

[isim]

  • Anlamlı ses veya ses birliği, söz, sözcük, lügat

    Tayyare kelimesine alışan millet, uçak kelimesine de alışır. - Orhan Veli Kanık

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kelimeleri tartarak konuşmak
  • kelimenin tam anlamıyla

Birleşik Kelimeler: kelime cambazı, kelime hazinesi, kelimeişehadet, kelime kadrosu, kelime karışıklığı, kelime oyunu, kelime sıklığı, kelime türü, kelime vurgusu, kelimesi kelimesine, anahtar kelime, basit kelime, birleşik kelime, bitişik kelime, kesik kelime, kısaltmalı kelime, taklidî kelime, türemiş kelime, yalın kelime, olumsuzluk kelimesi

KEMLİK

[isim]

  • Kötülük

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kemlik etmek

MELİKE (Kelime Kökeni: Arapça melike)

[isim]

[eskimiş]

  • Kadın hükümdar

    Saba melikesi Belkıs da kendisine Yemen iklimlerinin en güzel atlarından hediyeler göndermişti. - Necip Fazıl Kısakürek

  • Padişah karısı

Birleşik Kelimeler: çayırmelikesi

DİNMEK

[nesnesiz]

  • Sona ermek, bitmek, durmak

    Gözyaşlarım dindi, ferahladım, eski hayatıma kavuştum. - Yahya Kemal Beyatlı

  • Kar ve yağmurun yağması, rüzgârın esmesi kesilmek veya durmak

    Dinmiş lodosların uğultusu içinde / İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı - Orhan Veli Kanık

[mecaz]

  • İyileşmek

    Biraz sevinmek için bekledim dinsin yaram / Anladım, bana gülmek değil yaşamak haram - Faruk Nafiz Çamlıbel

DİLMEK

[-i]

  • Bir bütünü ince ve yassı parçalara ayırarak kesmek

    Şimdi bu elemanları ince ince dileceğim. - Aka Gündüz

[halk ağzında]

  • Yarmak

DELMEK

[-i]

  • Delik açmak, delik duruma getirmek

    Taşın göze dokunmadığını ve bir parmak aşağıda yanağı deldiğini gördü. - Peyami Safa

[mecaz]

  • İncitmek, kırmak

Birleşik Kelimeler: ciğerdeldi, ağaçdelen, gökdelen, kardelen, kargadelen, zindandelen

DEMLİK

[isim]

  • İçerisinde çay demlenen emzikli kap

Birleşik Kelimeler: demlik poşet

DİLEME

[isim]

  • Dilemek işi

DİKMEN

[isim]

[halk ağzında]

  • Koni biçiminde tepe

[isim]

  • Sinop iline bağlı ilçelerden biri

DİKMEK

[-e]

[-i]

  • Bir cismi dik olarak durdurmak

    Bir yere direk dikmek.

  • Yetiştirmek için bir bitkiyi toprağa yerleştirmek

    Boş toprağa bir koru dikseniz otuz yılda gölge verir. - Falih Rıfkı Atay

[-i]

  • Bardak, kadeh, testi vb. kapların içindekini bir çırpıda, bir solukta içmek

    Doldurmasıyla kadehini dikmesi, gözünü kırpmadan tek yudumda devirmesi bir oluyor. - Attila İlhan

  • Beklemek için birini bir şeyin başına getirmek

    O günden sonra kapıya diktiği bir bekçiye iş çıkışları işçilerin üstlerini arattı. - Lâtife Tekin

  • Top, taş vb.ni dikine havaya atmak
  • Yapı kurmak, inşa etmek

[spor]

  • Top vb.ni oyun alanında belirli bir yere koymak

    Oyuncu topu penaltı noktasına dikti.

[-i]

  • Biçilmiş veya yırtılmış kumaş, deri, yara vb.ni iğneye geçirilmiş iplikle tutturmak

    Giysi dikmek.

DENMEK

[nesnesiz]

  • Ad verilmek

    Kadının köylü kılığına girmiş bir şehir kızı denecek kadar nazlı çehresi, endamı ve duruşu var. - Reşat Nuri Güntekin

  • Söylenmek, sözü edilmek