[sıfat]

[eskimiş]

• Herkesçe kabul edilebilecek bir temele bağlanamayıp yalnız bir kişinin kendi kanısına dayanan

  Bizden evvelki zamanların tarihleri hep değilse de ekseriyetle indi vesikalara istinat etmiştir. - Aka Gündüz

[isim]

• Öğle ile akşam arasındaki zaman dilimi

  Akdeniz'in, ikindi güneşiyle kamaşmış büyük mavi meydanına başımı çevirerek gözlerimi çocuklara göstermeden ağladım. - Hamdullah Suphi Tanrıöver

[din bilgisi]

• İkindi ezanı

[din bilgisi]

• İkindi namazı

  İkindiyi kıldım.

Ata Sözleri ve Deyimler

• ikindiden sonra dükkân açmak

[isim]

• Destek

[isim]

[hayvan bilimi]

• Tavukgillerden, XV. yüzyılda evcilleştirilerek Amerika'dan bütün dünyaya yayılan, boyun ve başı çıplak, parlak, yeşil ve esmer tüylü, kümes hayvanlarının en büyüğü, mısırtavuğu (Meleagris gallopavo)

  Bu hindileri yiyen oradaki fakir fukara da müsteşar beye amma da dua etmiştir. - Burhan Felek

[sıfat]

[halk ağzında]

• Aptal, şaşkın

Ata Sözleri ve Deyimler

• hindi gibi kabarmak

[isim]

• Genellikle Orta Anadolu'da ikindi zamanı yağan sürekli yağmurlar

• Bu yağmurun yağdığı dönem

  Onları ancak kırkikindi vakti yağan yağmur kamçılar, yatıştırırdı. - Ruşen Eşref Ünaydın

[isim]

• Dolmuş taşımacılığında belli bir alan içinde yapılan en kısa yolculuk

[isim]

[halk ağzında]

• Gurup zamanı

• Batı, garp

  Köyün günindisindeki tarla.

[isim]

• Balıkesir iline bağlı ilçelerden biri

[ünlem]

• `Çabuk ol, acele et` anlamında kullanılan bir söz

[isim]

[bitki bilimi]

• Baklagillerden, odunu oldukça sert olan, sıcak iklimlerde yetişen bir ağaç (Tamarindus indica)

[bitki bilimi]

• Bu ağacın meyvesi

• Demirhindi şerbeti

[sıfat]

[argo]

• Pinti, hasis

[isim]

[edebiyat]

• XVII. yüzyılda divan şiirinde başlayan, karmaşık mazmunlara, hayal oyunlarına, güç anlaşılır, alışılmadık benzetmelere dayanan süslü bir anlatım biçimi

[isim]

[müzik]

• Türk müziğinde bir küçük usul