İNATÇILIK Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

İNATÇILIK harflerini içeren 5 harfli 47 kelime bulunuyor. 5 harfli İNATÇILIK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

ÇIKIN10, ÇIKIT10, ÇIKTI10, KILIÇ10, AÇLIK9, AKÇIL9, ÇIKAN9, ÇITAK9, ÇANLI9, ÇATIK9, ÇATKI9, ÇALTI9, ÇAKIL9, ÇAKIN9, ÇALIK9, ÇALKI9, KAÇLI9, KALIÇ9, LAÇIN9, LAKÇI9, TIKAÇ9, TAÇLI9, İNTAÇ8, LAÇİN8, ATILI7, KINLI7, ANLIK6, ANTLI6, ALTIN6, ALTIK6, ITLAK6, KITAL6, KANIT6, KANLI6, KATLI6, KALIN6, KALIT6, TANIK6, ANTİK5, İNTAK5, KATİL5, LAKİN5, LATİN5, NAKLİ5, NAKİT5, NAKİL5, TALİK5

ANTİK (Kelime Kökeni: Fransızca antique)

[sıfat]

[tarih]

  • İlk Çağdaki uygarlıklarla, özellikle eski Yunan ve Roma uygarlıkları ile ilgili olan, antika

Birleşik Kelimeler: Antik Çağ

İNTAK (Kelime Kökeni: Arapça inṭāḳ)

[isim]

[eskimiş]

  • Konuşturma söyletme

[edebiyat]

  • Kişileştirilen varlıklara, hayalî yaratıklara söz söyletme sanatı, dillendirme

Birleşik Kelimeler: teşhis ve intak

KATİL (Kelime Kökeni: Arapça ḳātil)

[isim]

  • İnsan öldüren kimse, cani

    Öldürdüğü güzele ağlayan bu katilin / Elleri kanlı fakat gözyaşları temizdi - Enis Behiç Koryürek

[sıfat]

  • Öldürücü, ölüme neden olan

    Katil kurşun.

Birleşik Kelimeler: kanlı katil, kiralık katil

[isim]

  • Öldürme

Birleşik Kelimeler: katletmek, katliam

LAKİN (Kelime Kökeni: Arapça lākin)

[bağlaç]

  • Ama

    Halis bir şiir fena okunabilir lakin sahte bir şiir iyi okunamaz. - Yahya Kemal Beyatlı

  • Ancak

LATİN

[isim]

  • İtalya'da Latium bölgesi halkından olan kimse
  • Latin halkları

Birleşik Kelimeler: Latin çiçeği, Latin dilleri, Latin halkları, Latin harfleri, Latin yelkeni

NAKLÎ (Kelime Kökeni: Arapça naḳlī)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Taşıma ile ilgili olan
  • Nakle dayanan, anlatılan, söylenen (gerçek)

Birleşik Kelimeler: naklî mazi

NAKİT (Kelime Kökeni: Arapça naḳd)

[isim]

[ekonomi]

  • Para, akçe
  • Kullanılması hemen mümkün olan para, peşin para, likit

Birleşik Kelimeler: nakit kartı, nakit para

NAKİL (Kelime Kökeni: Arapça naḳl)

[isim]

  • Bir yerden alıp başka bir yere iletme, aktarma, taşıma, geçirme, aktarım
  • Göç, taşınma

    İşte, nakil masrafı da avucumda, diyerek otuz lirayı saydı. - Sermet Muhtar Alus

  • Anlatma, söyleme, hikâye etme
  • Bir görevden başka bir göreve atanma, tayin
  • Yazı veya resmin aynısını başka bir şeyin üzerine yapma, kopya etme
  • Başka dilden bir eseri kendi diline çevirme, tercüme etme

Birleşik Kelimeler: nakil aracı, nakil vasıtası, nakledilmek, nakletmek, naklettirmek, bitki nakli, kan nakli, organ nakli

[sıfat]

[eskimiş]

  • Taşıyan, aktaran, geçiren
  • Anlatan, hikâye eden

[fizik]

  • İletken

TALİK (Kelime Kökeni: Arapça taʿlīḳ)

[isim]

[eskimiş]

  • Asma, yukarı kaldırma
  • Bir işin yapılmasını herhangi bir şarta bağlı tutma
  • Belli bir zamana bırakma, erteleme
  • Arap alfabesinde geliştirilen, yatık olarak yazılan yazı türlerinden biri

[sıfat]

  • Bu tür yazı ile yazılmış

    ... sonra üç de eski talik levha. - Yusuf Ziya Ortaç

Ata Sözleri ve Deyimler

  • talik etmek

ANLIK

[sıfat]

  • Kısa süren, bir an içinde olan, enstantane

    Beni hatırlatıyor, benimle olmayı anlık bir duygu hâlinde olsa da istiyor muydu? - Tarık Buğra

  • Bir anda oluşan, gelişen, spontane

[isim]

[ruh bilimi]

  • Duyu ve iradeden ayrı olarak düşünülen bilme yetisi

[isim]

[ruh bilimi]

  • Anlama gücü, usa vurma, yargılama, müdrike, entelekt

Birleşik Kelimeler: bir anlık

ANTLI

[sıfat]

  • Ant içmiş
  • Ant içirilmiş

ALTIN

[isim]

[kimya]

  • Atom sayısı 79, atom ağırlığı 196,9 olan, 1064 °C'de eriyen, kolay işlenen, yüksek değerli, paslanmaz element, zer (simgesi Au)

[sıfat]

  • Bu elementten yapılmış

    Kolundaki altın künye, okuduğu kâğıdın üzerine sürtünüyor. - Ahmet Ümit

  • Altından yapılmış sikke

    Çocuğa bir altın taktı.

[sıfat]

[mecaz]

  • Üstün nitelikli, değerli

    Altın ses.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • altın adını bakır etmek
  • altın adı pul oldu, kız adı dul oldu
  • altın anahtar her kapıyı açar
  • altın ateşte, insan mihnette belli olur
  • altın eli bıçak kesmez
  • altın eşik gümüş eşiğe muhtaç olur
  • altın gibi
  • altının kıymetini sarraf bilir
  • altın kesmek
  • altın leğene kan kusmak
  • altın pas tutmaz
  • altın top gibi
  • altın tutsa toprak olur (veya altına yapışsa elinde bakır kesilir)
  • altın yerde paslanmaz, taş yağmurdan ıslanmaz
  • altın yere düşmekle pul olmaz
  • altın yumurtlayan tavuk

Birleşik Kelimeler: altın adam, altınbaş, altınbeşik, altın bilezik, altın böcek, altın çağ, altın çağı, altın gol, altın kaplama, altın keseği, altın kökü, altın küpü, altınoluk, altın otu, altın rengi, altın saatler, altın sarısı, altın suyu, altıntop, altın varak, altın yağmurcun, altın yakalı, altın yıl, altın yürekli, çeyrek altın, tam altın, yarım altın, cumhuriyet altını, fındık altını

ALTIK

[isim]

[mantık]

  • Konusu ile yüklemi aynı olan, biri tümel olumlu, biri tikel olumlu; biri tümel olumsuz, biri tikel olumsuz iki önerme arasındaki bağlantı durumu: `Kimi insanlar fânidir` önermesi `Bütün insanlar fânidir` önermesinin altığı olur

ITLAK (Kelime Kökeni: Arapça iṭlāḳ)

[isim]

[eskimiş]

  • Salıverme, koyuverme
  • Genelleme

KITAL (Kelime Kökeni: Arapça ḳitāl)

[isim]

[eskimiş]

  • Vuruşma, birbirini öldürme
  • Savaş