İLLÜZYONİST Harflerini İçeren 3 Harfli Kelimeler

İLLÜZYONİST harflerini içeren 3 harfli 31 kelime bulunuyor. 3 harfli İLLÜZYONİST kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

YÜZ10, YOZ9, ZÜL8, SİZ7, SOY7, TOZ7, TÜY7, YÜN7, SÜT6, TOY6, TİZ6, ÜST6, YOL6, ZİL6, İYİ5, ONS5, SOL5, SON5, TOS5, TÜL5, TÜN5, LOT4, NOT4, SİN4, SİT4, TOL4, TON4, İTİ3, İNİ3, NİL3, TİN3

İTİ

[isim]

  • İtici güç, ilham verici

    Hayalî aşklar ona yaratmalarında en sıcak iti oluyor, iç iklimini uzun süre ısıtıyordu. - Haldun Taner

İNİ

[isim]

[halk ağzında]

  • Kayın (II)

N

[kimya]

  • Azot elementinin simgesi

TİN

[isim]

[ruh bilimi]

  • Ruh

[felsefe]

  • Birtakım fizikötesi kurucularının, gerçeği ve evreni açıklamak için her şeyin özü, temeli veya yapıcısı olarak benimsedikleri madde dışı varlık

LOT (Kelime Kökeni: Fransızca lot)

[isim]

[ekonomi]

  • Tutam (II)

NOT (Kelime Kökeni: Fransızca note)

[isim]

  • Bir şeyi hatırlamak için yazılan kısa yazı

    Kitaplardan birinin kenarına bir not yazmışsın. - Reşat Nuri Güntekin

  • Okullarda öğrencinin dersle ilgili bilgi ve beceri düzeyini göstermek üzere öğretmenlerce verilen sayı, derece

[mecaz]

  • Bir şeyin niteliği üzerine edinilen kanı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • not almak
  • not atmak
  • not düşmek
  • not etmek
  • not kırmak
  • not tutmak
  • notunu vermek
  • not vermek

Birleşik Kelimeler: dipnot, geçer not, geçmez not, sonnot, tam not, ders notu, el notu

SİN

[isim]

[eskimiş]

  • Mezar

    Sana ibret gerek ise / Gel göresin bu sinleri - Yunus Emre

[isim]

[eskimiş]

  • Yaş (I)

    Hoş uyanık da olsam biz sindekileri artık erkekten saymazlar ya. - Haldun Taner

SİT (Kelime Kökeni: Fransızca site)

[isim]

  • Tarih öncesinden günümüze kadar değişik çağların ve uygarlıkların kültür değerlerini temsil eden eser veya kalıntı

Birleşik Kelimeler: sit alanı

TOL

[isim]

[halk ağzında]

  • Taş kemer veya taş kemerlerle yapılmış ev, oda, kapı vb. şey
  • Yayla veya bahçe kulübesi
  • Küçük köy

    Bu demir yolu, bu yana gidersen derenin boyuna alır, iner Kara Hasan toluna. - Memduh Şevket Esendal

TON (Kelime Kökeni: Fransızca tonne)

[isim]

  • Bir metreküp hacminde ve + 4 °C'deki arı suyun ağırlığı
  • Bin kilogramlık ağırlık birimi

[isim]

[müzik]

  • İnsan veya çalgı sesinin yükseklik, alçaklık derecesi
  • Konuşmada sesin duyguları belirtecek biçimde çıkması

    Bunun farkında olmadan, üstelik de hiç istemeden içli bir tonla söylemiş olacağım. - Haldun Taner

  • Bir rengin koyuluk veya açıklık derecesi

    Siyah ve beyazın tonlarını son derece hünerle kaynaştırır. - Yusuf Ziya Ortaç

[dil bilgisi]

  • Ses titreşimlerinin yükselip alçalması, titrem

Birleşik Kelimeler: anlatım tonu

İYİ

[sıfat]

  • İstenilen, beğenilen nitelikleri taşıyan, beğenilecek biçimde olan, kötü karşıtı

    Bir aralık iyi fal bildiğimi haremde duyurdum. - Falih Rıfkı Atay

  • Bol, çok, aşırı

    İyi yağmur yağdı.

  • Uğurlu, hayırlı, iyilik getiren

    İyi haber.

  • Esen, sağlıklı

    İyi ve sıhhatli olduğumu bildirebilirsiniz. - Necip Fazıl Kısakürek

  • Yerinde, uygun

    İyi bir cevap.

  • Doğru olan

    İyisi bu işe karışmamaktır.

  • Yeterli, yetecek miktarda olan

    Bu yün, hırka için iyidir.

[isim]

  • Öğrencinin değerlendirilmesinde kullanılan orta ile pekiyi arasındaki not

[zarf]

  • İstenilen, beğenilen, yerinde, yararlı, uygun bir biçimde

    Bunun çocukları iyi çıktıkları için ölünceye kadar babalarına bakmışlar. - Memduh Şevket Esendal

Ata Sözleri ve Deyimler

  • iyi etmek
  • iyi evlat babayı vezir, kötü evlat rezil eder
  • iyi gelmek
  • iyi gitmek
  • iyi gözle bakmamak
  • iyi hoş (ama)
  • iyi insan sözünün üstüne gelir
  • iyi iş (doğrusu)
  • iyi karşılamak
  • iyi ki
  • iyi nasihat verilir, iyi ad verilmez
  • iyi olacak hastanın hekim ayağına gelir
  • iyi olmak
  • iyi saatte olsunlar
  • iyisi mi
  • iyi söylemek
  • iyiye çekmek
  • iyiye iyi, kötüye kötü demek

Birleşik Kelimeler: iyi gün, iyi hâl, iyi huylu, iyi kalpli, iyi kötü, iyi niyet, iyi yürekli, iyiden iyiye, iyisiyle kötüsüyle, kafası iyi, pekiyi

ONS (Kelime Kökeni: Fransızca once)

[isim]

  • Genellikle gümüş, altın ve platin gibi kıymetli metallerin veya elmas, yakut gibi değerli taşların kütlelerinin ölçülmesi için kullanılan, Fransa'da 30,59 gr, İngiltere'de 28,349 gr ağırlığında bir ağırlık ölçüsü birimi

SOL

[sıfat]

  • Vücutta kalbin bulunduğu tarafta olan, sağ karşıtı

    Sol el. Sol kulak.

[isim]

  • Bu taraftaki yön

    Sola dönmek.

[isim]

  • Sosyalizme yakın görüşte olan grup

[isim]

[spor]

  • Boksta sol yumrukla vuruş

Ata Sözleri ve Deyimler

  • sola kaymak
  • sol eli beklemek
  • sol tarafından kalkmak
  • sol yapmak

Birleşik Kelimeler: sol açık, sol bek, sol eğilimli, sol haf, sol iç, sol şerit, solda sıfır, ortanın solu

[isim]

[müzik]

  • Gam dizisinde fa ile la arasındaki ses
  • Bu sesi gösteren nota işareti

Birleşik Kelimeler: sol anahtarı

[isim]

  • Peru para birimi

SON

[sıfat]

  • Şimdiki zamana en yakın zamandan beri olan veya bu zamanda yapılmış, olmuş olan, ilk karşıtı

    Gündüzün son ışıklarıyla beraber sanki odadan eşya da çekiliyordu. - Peyami Safa

  • En arkada bulunan

    Son vagon.

  • Artık ondan ötesi veya başkası olmayan

    Son atlıkarıncayı Kadırga meydanında birkaç yıl evvel görmüştüm. - Hasan Âli Yücel

[isim]

  • Uç, sınır
  • Olanca

    Son kuvvetiyle: Ya Ali! diye bağırdı. - Memduh Şevket Esendal

[isim]

  • Bir şeyin en arkadan gelen bölümü, bitimi, nihayet, akıbet

    Kışın sonu. Bu yolun sonu.

[isim]

[mecaz]

  • Ölüm

[isim]

[anatomi]

  • Döl eşi

Ata Sözleri ve Deyimler

  • sona ermek
  • sona kalan dona kalır
  • son bulmak
  • son kozunu (veya kartını) oynamak
  • son noktayı koymak
  • son pişmanlık fayda vermez (veya etmez)
  • sonu gelmek
  • sonu gelmemek
  • sonunu almak
  • sonunu getirememek
  • son vermek

Birleşik Kelimeler: son adam, sonbahar, son birim, son çeyrek, son dakika, son derece, son deyiş, son ek, son görev, son gürlüğü, son hızla, son kânun, son kerte, son nefes, sonnot, son ses, son söz, son teşrin, son turfanda, son ütücü, son vazife, son yolculuk, çeyrek son, yarı son, baştan sona, hafta sonu, harman sonu, satır sonu, süre sonu, vade sonu, önünde sonunda

TOS

[isim]

  • Alın veya boynuzla vuruş

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tos vurmak