[sıfat]

[teklifsiz konuşmada]

• Hafif ve hoppa

  Sade biraz terelellidir ama ziyanı yok. - Reşat Nuri Güntekin

[nesnesiz]

• Eritme işi yapılmak

  Kesilen koyunların kuyruk yağları eritilerek pilava boca edildi. - İhsan Oktay Anar

[nesnesiz]

• Bulunduğu yerden daha ileriye gitmek, yol almak

  Vapur durmadan düdük çalarak ilerliyordu. - Halide Edip Adıvar

• Vakit geçmek

  Mevsimin ilerlemiş olmasına karşın hâlâ direnen bir iki gelincik ve papatya... - Oktay Rifat

• Daha güçlü, daha etkili duruma gelmek

  Ahbaplık ilerledi. Hastalık ilerledi.

• Daha iyi, daha yüksek bir düzeye, aşamaya erişmek, gelişmek, terfi etmek, terakki etmek

  Tercüme ilerledikçe tuhaflıklar insanı rahatsız etmeye başlıyor. - Cemil Meriç

[isim]

• İlerletmek işi

[nesnesiz]

• İletme işi yapılmak

[isim]

• Kilitlemek işi

[-i]

• Bir yazıya tire (II) koymak

[sıfat]

• Erişte yapmaya yarayan

  Eriştelik un.

[isim]

[coğrafya]

• Kıyılarda deniz yosunlarının hareketi engelleyecek biçimde çok olduğu yer

[sıfat]

• Eleştiri niteliği taşıyan, eleştiriyel, eleştirisel, tenkidî

• Eleştiri ile ilgili

[-e]

• Erişme işi yapılmak, ulaşılmak, yetişilmek

  Şiirlerinin birkaçı erişilmez derecede güzel belki de şair olmaya özenmediği için eşsiz incilerdir. - Ahmet Kabaklı

[isim]

• Birbirini karşılıklı olarak etkileme işi

[isim]

• Etkileşmek işi

[-i]

• Eşit duruma getirmek

[isim]

• Ekşitilmek işi

[isim]

• Eleştirme işi