İLAHİYATÇI Harflerini İçeren 3 Harfli Kelimeler
İLAHİYATÇI harflerini içeren 3 harfli 34 kelime bulunuyor. 3 harfli İLAHİYATÇI kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
Ayrıca, "İlahiyatçı ile başlayan 3 harfli kelimeler. İçinde İlahiyatçı olan 3 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.
HİÇ10,
ATA
- Baba
-
Dedelerden ve büyükbabalardan her biri
Ey kız gözüme huri görünürsün / Atan sevmez seni benden ziyade - Karacaoğlan
- Kişinin geçmişte yaşamış olan büyükleri
Ata Sözleri ve Deyimler
- atadan babadan görmek
- ata dostu oğla mirastır
- atalar çıkarayım der tahta, döner dolaşır gelir bahta
- atalar sözünü tutmayanı yabana atarlar
- ata malı mal olmaz, kendin kazanmak gerek
- atasını tanımayan Allah'ını tanımaz
Birleşik Kelimeler: atabey, ataerki, ata lira, atasarısı, atasözü
ATİ (Kelime Kökeni: Arapça ātī)
- Gelecek
AİT (Kelime Kökeni: Arapça ʿāʾid)
- İlgilendiren, ilişkin, ilişik, ilgili
Ata Sözleri ve Deyimler
- ait olmak
ÂLÂ (Kelime Kökeni: Arapça aʿlā)
-
İyi, pekiyi, daniska
Beni Konya Lezzet Lokantası'na götürdü, âlâ bir öğle yemeği çekti. - Halide Edip Adıvar
Birleşik Kelimeler: arşıâlâ, ne âlâ, pekâlâ, dik âlâsı
-
Karışık renkli, çok renkli, alaca
Ala kilim eskimiş.
- Alabalık
- Açık kestane renginde olan, ela (göz)
- Kekliğin boynundaki siyah halka
Ata Sözleri ve Deyimler
- ala keçi her vakit püsküllü oğlak doğurmaz
Birleşik Kelimeler: alabacak, alabalık, alabaş, alaçam, ala gün, alakarga, ala sulu, alatav, dağ alası, deniz alası, göl alası
ALİ (Kelime Kökeni: Arapça ʿālī)
-
Yüce, yüksek
Bu bizim en büyük, en şanlı, en ali bir günümüz, en mukaddes millî bayramımız. - Ömer Seyfettin
Birleşik Kelimeler: Babıali, zatıalileri, zatıaliniz
- `Kurnazca ve haince düzen` anlamında Ali Cengiz oyunu, `çok zorba` anlamında Ali kıran baş kesen, `bir kimse birinden aldığını ötekine, ötekinden aldığını bir başkasına vererek işini yürütmek` anlamında Ali'nin külahını Veli'ye, Veli'nin külahını Ali'ye giydirmek deyimlerinde geçen bir söz
ALT
-
Bir şeyin yere bakan yanı, zir, üst karşıtı
Pantolonlarımızı şiltelerimizin altına seriyoruz, onlar bütün hafta orada ütüleniyor. - Ziya Osman Saba
-
Bir nesnenin tabanı
Ayağındaki altları nalçalı koca bahçıvan kunduraları ile ona yetişmesi imkânsızdı. - Osman Cemal Kaygılı
-
Oturulurken uyluk kemiklerinin yere gelen bölümü
Altına sandalye çekmek.
- Bir şeyin yere yakın bölümü
- Birine göre daha aşağı mevkide olan kimse, madun
-
Sınıflamalarda ikinci derecede olan
Alt sınıf. Alt cins. Alt takım.
-
Birkaç şeyden aşağıda olan
Yeleğinin alt düğmesi iliklenmemiş. - Haldun Taner
Ata Sözleri ve Deyimler
- alt değirmen güçlü akar
- alt etmek
- altı alay üstü kalay
- altı kaval, üstü şişhane (veya şeşhane)
- altına etmek (veya kaçırmak)
- altına imza atmak
- altına imza koymak
- altında kalmak
- altında kalmamak
- altından çapanoğlu çıkmak
- altından girip üstünden çıkmak
- altından kalkamamak
- altını çizmek
- altını değiştirmek
- altını ıslatmak
- altını kapatmak
- altını kısmak
- altını üstüne getirmek
- altı tutmak
- altı yaş olmak
- alt olmak
- alt perdeden konuşmak
- altta kalanın canı çıksın
- altta kalmak
- alttan almak
- alttan güreşmek
- altta yok üstte yok
Birleşik Kelimeler: alt alta, alt başlık, alt bölüm, alt cins, alt çene, alt deri, alt diş, alt dudak, alt familya, alt geçit, alt gerilim, alt güverte, alt hava yuvarı, alt ırk, alt karşıt, alt kat, alt katman, alt kavuşum, alt kurul, alt sınıf, alt şube, alt tabaka, alt takım, alt tarafı, alt tür, altüst, alt yanı, altyapı, alt yazı, alt yazıcı, altı üstü, alttan alta, ayakaltı, bardakaltı, başaltı, baş altı, bayrakaltı, bilinçaltı, dam altı, denizaltı, deniz altı, deri altı, dilaltı, dil altı bezleri, ev altı, gözaltı, göz altı, hasıraltı, kahvaltı, kapıaltı, kaymakaltı, koltuk altı, köprüaltı çocuğu, Kubbealtı, kulak altı bezi, merdiven altı, normalaltı, rüzgâraltı, silahaltı, su altı, şuuraltı, topaltı, toprak altı, üst deri altı, yastıkaltı, yemekaltı, yeraltı, yer altı, el altında, el altından
İTİ
-
İtici güç, ilham verici
Hayalî aşklar ona yaratmalarında en sıcak iti oluyor, iç iklimini uzun süre ısıtıyordu. - Haldun Taner
İTA (Kelime Kökeni: Arapça iʿṭāʾ)
- Verme, ödeme
Birleşik Kelimeler: ita amiri, ita emri, ahzüita, amiriita
İLA (Kelime Kökeni: Arapça ilā)
-
Belirtilen sayıların da dâhil edildiği aralığı anlatan söz
Bugün Ege'de rüzgâr üç ila beş kuvvetinde esecekmiş.
TAL (Kelime Kökeni: Fransızca thalle)
- Kök, sap ve yaprak şeklinde farklılaşmamış bir bitkinin yaşama ve büyüme organı
AYA
- Elin parmak dipleriyle bilek arasındaki iç bölümü, avuç içi
- Ayak tabanı
- Yaprakların düz ve parlak bölümü
Birleşik Kelimeler: el ayası, köpekayası, yaprak ayası
İYİ
-
İstenilen, beğenilen nitelikleri taşıyan, beğenilecek biçimde olan, kötü karşıtı
Bir aralık iyi fal bildiğimi haremde duyurdum. - Falih Rıfkı Atay
-
Bol, çok, aşırı
İyi yağmur yağdı.
-
Uğurlu, hayırlı, iyilik getiren
İyi haber.
-
Esen, sağlıklı
İyi ve sıhhatli olduğumu bildirebilirsiniz. - Necip Fazıl Kısakürek
-
Yerinde, uygun
İyi bir cevap.
-
Doğru olan
İyisi bu işe karışmamaktır.
-
Yeterli, yetecek miktarda olan
Bu yün, hırka için iyidir.
- Öğrencinin değerlendirilmesinde kullanılan orta ile pekiyi arasındaki not
-
İstenilen, beğenilen, yerinde, yararlı, uygun bir biçimde
Bunun çocukları iyi çıktıkları için ölünceye kadar babalarına bakmışlar. - Memduh Şevket Esendal
Ata Sözleri ve Deyimler
- iyi etmek
- iyi evlat babayı vezir, kötü evlat rezil eder
- iyi gelmek
- iyi gitmek
- iyi gözle bakmamak
- iyi hoş (ama)
- iyi insan sözünün üstüne gelir
- iyi iş (doğrusu)
- iyi karşılamak
- iyi ki
- iyi nasihat verilir, iyi ad verilmez
- iyi olacak hastanın hekim ayağına gelir
- iyi olmak
- iyi saatte olsunlar
- iyisi mi
- iyi söylemek
- iyiye çekmek
- iyiye iyi, kötüye kötü demek
Birleşik Kelimeler: iyi gün, iyi hâl, iyi huylu, iyi kalpli, iyi kötü, iyi niyet, iyi yürekli, iyiden iyiye, iyisiyle kötüsüyle, kafası iyi, pekiyi
TAY
- Üç yaşına kadar olan at yavrusu
- Denk, eşit, eş
- Hayvanın bir yanındaki yük
Ata Sözleri ve Deyimler
- tay gelmek
YAT
- Kalkan, zırh vb. korunma aracı
-
Özel gezinti gemisi
Seni kendi yatımızda kaptan kıyafetiyle göremeyeceğim. - Refik Halit Karay
Birleşik Kelimeler: yat kulübü, yat limanı
YAL
- Köpek ve sığırlara yedirilmek için un ve kepekle hazırlanan yiyecek