İKDAM ile Oluşan Kelimeler (İKDAM Kelime Türetme)
İKDAM harflerinden oluşan 24 kelime bulunuyor. İKDAM kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
Ayrıca, "İkdam kelimesinin anlamı nedir?" içeriklerine bakabilirsiniz.
5 Harfli Kelimeler
İKDAM8,
4 Harfli Kelimeler
DAİM7, İDAM7, AKİM5, KAİM5, MİKA5, MAKİ5
3 Harfli Kelimeler
DAM6, ADİ5, DİK5, İMA4, KİM4, KAM4, MAİ4, İKA3
2 Harfli Kelimeler
AD4, AM3, İM3, Mİ3, MA3, AK2, Kİ2
AK
- Kar, süt vb.nin rengi, beyaz, kara ve siyah karşıtı
- Bu renkte olan
-
Beyaz leke
Bir gözünde akı var.
- Temiz
- Dürüst
-
Sıkıntısız, rahat
Ak günler göresin.
Ata Sözleri ve Deyimler
- ak akçe kara gün içindir
- ak dediğine kara demek
- ak don kara don geçitte belli olur
- ak gün ağartır, kara gün karartır
- akı ak karası kara
- akı karası geçitte belli olur
- akım derken bokum demek
- ak koyun kara koyun geçit başında belli olur
- ak koyunu gören içi dolu yağ sanır
- ak koyunun kara kuzusu da olur
- ak köpeğin pamuk pazarına zararı vardır
- akla karayı seçmek
- ak sakaldan yok sakala gelmek
Birleşik Kelimeler: ak ağa, akağaç, akamber, akasma, akbaba, akbakla, akbalık, akbalıkçıl, akbasma, akbaş, ak benek, akbuğday, akburçak, akciğer, akçöpleme, akdarı, ak demir, akdiken, akdoğan, akdut, ak gözlü, akgünlük, akhardal, ak kan, akkaraman, akkarınca, akkavak, akkefal, akkelebek, akkor, akkuş, akkuyruk, aklevrek, ak madde, akmantar, ak pak, akpas, akpelin, ak saçlı, aksakal, ak sakallı, aksedir, aksoğan, aksöğüt, aksu, aksuna, aksungur, ak sülümen, aktaş, aktavşan, aktöre, aktutma, ak yazı, ak yel, ak yem, Ak Yıldız, akyuvar, akzambak, yüzü ak, göz akı, yumurta akı, yüz akı
Kİ (Kelime Kökeni: Farsça ki)
- Anlam bakımından birbirleriyle ilgili cümleleri birbirine bağlayan bir söz
-
Özneyi, tümleci güçlendirerek cümlenin temel bölümüne bağlayan bir söz
Siz ki beni tanırsınız, niçin böyle düşünüyorsunuz?
- `Öyle, o kadar, o denli` vb.nden sonra, kullanıldığı cümleye güç katan bir söz
-
İkinci cümledeki yargının birincideki hareketin yapılışı sırasında görülerek şaşıldığını bildiren bir söz
Kapağı kaldırmış ki sandık bomboş. Bir de ağzıma aldım ki şeker gibi tadı var.
-
İki cümlede anlatılan durumların uyuşmazlığını bildiren bir söz
Ama o bir şey yapmamıştı ki onun hiç kabahati yoktu. - Osman Cemal Kaygılı
-
Yakınma, kınama vb. duyguları anlatmak için bir cümlenin sonuna getirilen bir söz
O beni sevmez ki! Sana güvenilmez ki!
-
Bir soru cümlesinin sonuna getirildiğinde şüphe veya endişe anlatan bir söz
Acaba gelmez mi ki? Bunu bana bırakırlar mı ki? Acaba ceza verirler mi ki?
- Bazı kelimelerin sonuna bir ek gibi eklenerek birtakım zarflar, yeni edatlar oluşturan bir söz: Belki, çünkü, hâlbuki, mademki, sanki gibi
Birleşik Kelimeler: hâlbuki, vakta ki, kaldı ki
AM
- Dişilik organı
- Amerikyum elementinin simgesi
İM
- İşaret
- Alamet
Birleşik Kelimeler: im bilimi, çizgi im, kesme imi
Mİ (Kelime Kökeni: İtalyanca mi)
- Gam dizisinde re ile fa arasındaki ses ve bu sesi gösteren nota işareti
İMA (Kelime Kökeni: Arapça īmāʾ)
-
Dolaylı olarak anlatma, üstü kapalı olarak belirtme, işaretleme, anıştırma, ihsas
Başkalarına ima ile bile söylemekten çekindiğim en mahrem şeyleri bilen insandın sen. - Peyami Safa
- Açıkça belirtilmeyen, dolaylı olarak anlatılan şey
Ata Sözleri ve Deyimler
- ima etmek
KİM
-
`Hangi kişi?` anlamında cümlede, özne, tümleç, nesne, yüklem görevinde kullanılan bir söz
Kim sesini çıkarırsa karşısında beni bulur. - Halit Ziya Uşaklıgil
Ata Sözleri ve Deyimler
- ... kim ... kim
- kim bilir
- kime ne
- kimi kimsesi olmamak
- kimin arabasına binerse onun türküsünü çağırır
- kiminle dans ettiğini biliyor musun?
- kimin nesi?
- kimin tavuğuna kış demişiz
- kim kime dum duma
- kim oluyor?
- kim vurduya gitmek
-
Ki
Dedi kim tazeliğim çağında / Bir gülün bülbül idim bağında - Atai
KAM
- Şaman
- Zevk, mutluluk, tat
Ata Sözleri ve Deyimler
- kâm almak
MAİ (Kelime Kökeni: Arapça māʾī)
- Mavi
AD
-
Bir kimseyi, bir şeyi anlatmaya, tanımlamaya, açıklamaya, bildirmeye yarayan söz, isim, nam
Görmediniz mi, adını söyleyince herkes put kesiliyor. - Ahmet Hamdi Tanpınar
- Herkesçe tanınmış veya işitilmiş olma durumu
- Canlı ve cansız varlıkları, duygu ve düşünceleri, çeşitli durumları bildiren kelime, isim
Ata Sözleri ve Deyimler
- ad almak
- ad çekmek
- adı (bile) olmamak
- adı batası (veya batasıca)
- adı batmak
- adı bile okunmamak
- adı çıkmak
- adı çıkmış dokuza, inmez sekize
- adı deliye çıkmak
- adı duyulmak
- adı geçmek
- adı gibi bilmek
- adı kaldırılmak
- adı kalmak
- adı karışmak
- adı kötüye çıkmak
- adını ...-ye çıkarmak
- adını ağzına abdestle almak
- adını ağzına almamak
- adını anmak
- adını bağışlamak
- adını çıkarmak
- adını kirletmek (veya lekelemek)
- adını koymak
- adını taşımak
- adını vermek
- adı olmak
- adı var
- ad koymak
- ad takmak
- ad vermek
- ad yapmak
Birleşik Kelimeler: ad aktarması, ad bilimi, ad cümlesi, ad çekimi, ad çekme, ad durumu, ad gövdesi, ad kökü, ad tabanı, ad tamlaması, addan türeme ad, addan türeme eylem, adı belirsiz, adı sanı, adı üstünde, adına, adıyla sanıyla, adlar dizgesi, adlı adıyla, bayramlık ad, birleşik ad, eylemden türeme ad, kısma ad, küçük ad, ön ad, özel ad, somut ad, soyut ad, takma ad, türemiş ad, yalın ad, aile adı, göbek adı, kod adı, soyadı, tanıtma adı, topluluk adı, yer adı, kendi adına
- Sayma
- Sayılma
Birleşik Kelimeler: addetmek, addolunmak
AKİM (Kelime Kökeni: Arapça ʿaḳīm)
- Kısır, verimsiz, döl veremeyen
- Sonuçsuz, başarısız
Ata Sözleri ve Deyimler
- akim kalmak
KAİM (Kelime Kökeni: Arapça ḳāʾim)
- Başka bir şeyin yerine geçen
- Ayakta duran, var olan
- Her zaman var olan (Tanrı)
Ata Sözleri ve Deyimler
- kaim olmak
MİKA (Kelime Kökeni: Fransızca mica)
- Püskürük ve başkalaşmış kayalar içinde bulunan, alüminyum silikat ile potasyumdan oluşmuş, yapraklar durumunda ayrılabilen, ateşe dayanıklı parlak bir mineral, evren pulu
- Bu mineralden yapılan
MAKİ (Kelime Kökeni: Fransızca maquis)
- Akdeniz dolaylarında yaygın olan, bodur ağaç ve çalılardan oluşan bitki örtüsü
- Makigillerden, Madagaskar Adası'nda sık rastlanan, uzun kuyruklu, yumuşak tüylü bir tür maymun (Lemur)
ADİ (Kelime Kökeni: Arapça ʿādī)
-
Değersiz, kötü, sıradan, hiçbir özelliği olmayan
Sonra redingot devri geldi ve redingot içinden yarı uşak, yarı kapı kulu, riyakâr, adi bir nesil türedi. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu
-
Aşağılık, alçak
Bunlar çok adi ve fena insanlardı. - Reşat Nuri Güntekin
-
Bayağı
Büyük bir nefretle bu adi yalanı reddederim. - Asaf Halet Çelebi
Birleşik Kelimeler: adi adım, adi defter, adi ıskarmoz, adi kesir, adi palanga, adi suçlu