[sıfat]

• Kusurlu

[isim]

[eskimiş]

• Soğuk davranışlarla hoşlanmadığını belli etme

  Çoğundan istiskal, pek azından itibar gördü. - Falih Rıfkı Atay

Ata Sözleri ve Deyimler

• istiskal etmek

[isim]

[biyoloji]

• Kelebek olmadan önce bir böceğin, koza veya kozasız olarak geçirdiği başkalaşma durumu

[sıfat]

• Rastık sürülmüş olan (kaş veya saç)

  Kaşları rastıklı taze, tatlı bir gözle şimdi kendilerine yaklaşmış askeri süzdü. - Sait Faik Abasıyanık

[isim]

[eskimiş]

[ekonomi]

• Borçlanma

Ata Sözleri ve Deyimler

• istikraz etmek

[isim]

[eskimiş]

• Hor görme, aşağılama

  Kendimi tutamadım, sanki bu zenginliğe hiç ehemmiyet vermiyormuşum gibi istihkarla yüzümü ekşittim. - Ömer Seyfettin

Ata Sözleri ve Deyimler

• istihkar etmek

[isim]

[eskimiş]

• Tüketim

  Eskiden İstanbul istihlak ile yaşarken şimdi istihsalle yaşamak mecburiyetindedir. - Yahya Kemal Beyatlı

Ata Sözleri ve Deyimler

• istihlak etmek

[isim]

[eskimiş]

• Tiksinme, iğrenme

  Genç kız korku ve istikrahla göz kapaklarını sıktı. - Peyami Safa

Ata Sözleri ve Deyimler

• istikrah etmek

[isim]

• Yüzeysellik

[isim]

• Arsız olanın durumu veya arsıza yakışacak davranış, yılışıklık, sırnaşıklık

  Üçünü birden almak arsızlığına kalkma. Pay edelim. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

Ata Sözleri ve Deyimler

• arsızlık etmek

[isim]

• Hasis olma durumu

• Hasis davranış

Ata Sözleri ve Deyimler

• hasislik etmek

[isim]

[eskimiş]

• Elde etme

• Üretim

  Eskiden İstanbul istihlak ile yaşarken şimdi istihsalle yaşamak mecburiyetindedir. - Yahya Kemal Beyatlı

Ata Sözleri ve Deyimler

• istihsal etmek

[sıfat]

• Bir şeye özgü kılınmış, bir şeye ayrılmış

[sıfat]

• İsteyerek, bilerek yapılmayan, maksatsız

[isim]

• Zahit olma durumu

  Zahitlikle dindarlığı birbirinden ayırmak lazımdır. - Orhan Seyfi Orhon