İHLASSIZ Harflerini İçeren 3 Harfli Kelimeler

İHLASSIZ harflerini içeren 3 harfli 21 kelime bulunuyor. 3 harfli İHLASSIZ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "İhlassız ile başlayan 3 harfli kelimeler. İçinde İhlassız olan 3 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

HIZ11, ZIH11, HAZ10, HİS8, HAS8, SİH8, SAH8, AHİ7, AZI7, HAL7, SİZ7, SAZ7, LAZ6, ZİL6, ASI5, SİS5, ASİ4, İSA4, SAL4, ALİ3, İLA3

ALİ (Kelime Kökeni: Arapça ʿālī)

[sıfat]

  • Yüce, yüksek

    Bu bizim en büyük, en şanlı, en ali bir günümüz, en mukaddes millî bayramımız. - Ömer Seyfettin

Birleşik Kelimeler: Babıali, zatıalileri, zatıaliniz

[isim]

  • `Kurnazca ve haince düzen` anlamında Ali Cengiz oyunu, `çok zorba` anlamında Ali kıran baş kesen, `bir kimse birinden aldığını ötekine, ötekinden aldığını bir başkasına vererek işini yürütmek` anlamında Ali'nin külahını Veli'ye, Veli'nin külahını Ali'ye giydirmek deyimlerinde geçen bir söz

İLA (Kelime Kökeni: Arapça ilā)

[edat]

[eskimiş]

  • Belirtilen sayıların da dâhil edildiği aralığı anlatan söz

    Bugün Ege'de rüzgâr üç ila beş kuvvetinde esecekmiş.

ASİ (Kelime Kökeni: Arapça ʿāṣī)

[sıfat]

  • Başkaldırıcı

    Padişah içeriye geçince asilerin bir an önceki sersemliği geçti. - Necip Fazıl Kısakürek

  • Dikbaşlı

    Asi evlat.

İSA (Kelime Kökeni: İbranice)

[isim]

  • `İyilik edeyim derken kimseyi memnun edemedi` anlamındaki İsa'yı küstürdü, Muhammed'i memnun edemedi atasözünde geçen bir söz

SAL

[isim]

  • Birçok kalın direk yan yana bağlanarak yapılan, düz ve korkuluksuz deniz veya ırmak taşıtı

    Dalgaları ufukları örten bir denizde, küçük bir sal parçası üstünde bir boraya mı tutulduk? - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

Birleşik Kelimeler: sal yarışı, cankurtaran salı, ölü salı

[isim]

[halk ağzında]

  • Tabut

Birleşik Kelimeler: salhane

ASI

[isim]

  • Asma işi
  • Afiş

Ata Sözleri ve Deyimler

  • asıda olmak (veya kalmak)

SİS

[isim]

[coğrafya]

  • Atmosferin alt tabakalarındaki küçük su taneleri veya buhardan oluşan bulutların çok alçalarak yeryüzüne kadar inmesiyle oluşan duman

    Kalküta'yı süt mavisi bir akşam sisi kaplıyor. - Refik Halit Karay

Birleşik Kelimeler: sis bombası, sis farı, sis lambası, sis perdesi, buz sisi

LAZ

[isim]

  • Güney Kafkasyalı bir halk veya bu halktan olan kimse

ZİL (Kelime Kökeni: Farsça zil)

[isim]

  • İşaret vermek, uyarmak, çağırmak için kullanılan ve bir çan ile bu çana vuran bir tokmaktan oluşan, elle veya başka düzenlerle işletilebilen araç

[müzik]

  • Birbirine çarparak ses çıkartmak için parmaklara veya tefin kasnağındaki deliklere takılan yuvarlak, metal nesne

    Gözler kamaştıran şala, meftun eden güle / Her kalbi dolduran zile, her sineden ole! - Yahya Kemal Beyatlı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • zil takıp oynamak

Birleşik Kelimeler: zilzurna, elektrikli zil, elektrik zili, teneffüs zili

[sıfat]

[argo]

  • Parasız

Ata Sözleri ve Deyimler

  • zil kalmak

AHİ

[sıfat]

  • Cömert

[isim]

[halk ağzında]

  • Kardeş

[isim]

  • Ahilik ocağından olan kimse

AZI

[isim]

  • Köpek dişlerinden sonra içeriye doğru, alt ve üst çenenin iki yanında beşer tane bulunan ve yiyecekleri öğütmeye yarayan dişlerin ortak adı, azı dişi, öğütücü diş

[halk ağzında]

  • Öküz arabalarında ön ve arka yastıkları dingile bağlayan ağaç çivi

Birleşik Kelimeler: azı dişi

HÂL (Kelime Kökeni: Arapça ḥāl)

[isim]

  • Bir şeyin içinde bulunduğu şartların veya taşıdığı niteliklerin bütünü, durum, vaziyet

    Herkes hâline göre bir hediye verdi. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

  • Tutum, tavır

    Bambaşka bir hâliniz vardır sizin. Merhametli bir insan olduğunuz bellidir. - Oktay Rifat

  • Şimdiki zaman, içinde yaşanılan zaman

    Hâl dediğimiz şey yarından sonra mazi olacaktır. - Yahya Kemal Beyatlı

  • Güç, kuvvet, takat

    Şimdi gezmeye çıkacak hâlim yok.

[mecaz]

  • Kötü durum, sıkıntı, dert

    Zavallının başına ne hâller geldi.

[dil bilgisi]

  • Durum

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ... hâline gelmek
  • hâlden anlamak (veya bilmek)
  • hâle yola koymak
  • hâl hâlin yoldaşıdır
  • hâl hatır (veya hâlini hatırını) sormak
  • hâli (veya hâlleri) duman olmak
  • hâli harap olmak
  • hâli kalmamak
  • hâline bakmamak
  • hâline köpekler bile güler
  • hâlini almak
  • hâli tavrı yerinde
  • hâli üzere
  • hâli vakti yerinde

Birleşik Kelimeler: hâl değişimi, hâl dili, hâl eki, hâl tercümesi, hâl ulacı, hâlihazır, arzuhâl, behemehâl, fevkalade hâl, hasbihâl, her hâlükârda, hüsnühâl, ilmihâl, iyi hâl, lisanıhâl, medeni hâl, olağanüstü hâl, seferî hâl, tercümeihâl, yalın hâl, aksi hâlde, fena hâlde, herhâlde, her hâlde, o hâlde, şu hâlde, ay hâli, insan hâli, insanlık hâli, isim hâli, keyif hâli, nez hâli, vasıta hâli, yönelme hâli, yükleme hâli, kendi hâlinde, koro hâlinde, orta hâlli

[isim]

[eskimiş]

  • Çözme, çözülme
  • Çözüm
  • Eritme
  • Karışık bir sorunun içinden çıkma, sonuca varma

Birleşik Kelimeler: hal çaresi, halletmek, hallihamur, hallolmak, hallolunmak

[isim]

  • Sebze, meyve, bakliyat vb.nin satıldığı yer

[isim]

[tarih]

  • Tahttan indirme

Birleşik Kelimeler: haletmek

SİZ

[zamir]

  • Çokluk ikinci kişi zamiri
  • Bir kişiye saygı ve incelik belirtisi olarak kullanılan bir seslenme sözü

Ata Sözleri ve Deyimler

  • siz bilirsiniz
  • sizden
  • sizden iyi olmasın
  • size (veya sizlere) ömür
  • size doyum olmaz
  • siz sağ olun

Birleşik Kelimeler: sizli bizli

SAZ

[isim]

  • Genellikle su kıyılarında, bataklık yerlerde yetişen ince, açık sarı renkli kamış, hasır otu, kiliz, kofa

    Köyün saz kaplı, karanlık çökmüş damlarına seslendi. - Halide Edip Adıvar

[sıfat]

  • Bu kamıştan yapılmış

Birleşik Kelimeler: saz benizli, saz rengi, saz tavuğu

[isim]

[müzik]

  • Her tür müzik aracı, çalgı
  • Türk halk müziğinde bağlama, cura, tar vb. mızraplı çalgıların genel adı
  • Türk halk müziğinde kullanılan, gövdesi ağaçtan oyularak yapılmış, telli, uzun saplı çalgı, bağlama

    İnce ve yüksek bir sanat eseri olan saz da milliyetimizin bir hususiyetidir. - Abdülhak Şinasi Hisar

  • Birden çok çalgının bulunduğu takım
  • Çalgılı eğlence yeri

Birleşik Kelimeler: saz eseri, sazevi, saz semaisi, saz şairi, saz şiiri, saz takımı, ince saz, ritim saz, divan sazı, meydan sazı, elektronik sazlar, nefesli sazlar, telli sazlar, üflemeli sazlar, vurmalı sazlar, yaylı sazlar

HİS (Kelime Kökeni: Arapça ḥiss)

[isim]

  • Duygu

    Sevgiyi tanımayanlar ayrılığın acısını da bilmezler, özlemezler ve gurbet hissi duymazlar. - Mehmet Kaplan

  • Duyu
  • Sezgi, sezme

Ata Sözleri ve Deyimler

  • hissine (veya hislerine) kapılmak
  • hissini vermek

Birleşik Kelimeler: hissedilmek, hissetmek, hissettirmek, hissikablelvuku, hissiselim, hissolunmak, altıncı his, galatıhis, acıma hissi, aşağılık hissi, görmüşlük hissi, suçluluk hissi, üstünlük hissi