İCRACI ile Oluşan Kelimeler (İCRACI Kelime Türetme)

İCRACI harflerinden oluşan 16 kelime bulunuyor. İCRACI kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "İcracı kelimesinin anlamı nedir? İcracı ile başlayan kelimeler. İçinde icracı olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

6 Harfli Kelimeler

İCRACI13, RİCACI13

4 Harfli Kelimeler

İRCA7, İCRA7, İCAR7, RİCA7, RACİ7, CARİ7

3 Harfli Kelimeler

ACI7, CAR6, ARI4, IRA4, ARİ3

2 Harfli Kelimeler

IR3, AR2, RA2

AR (Kelime Kökeni: Fransızca are)

[isim]

  • 100 m² değerinde yüzey ölçü birimi

    Bir ar, kenarı on metre olan bir karenin alanıdır.

[isim]

  • Utanma, utanç duyma

    Kınamazlar güzel sevse yiğidi / Güzel sevmek koç yiğide ar değil - Karacaoğlan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ar damarı çatlamış
  • ar dünyası değil kâr dünyası
  • ar etmek
  • arına dokunmak
  • ar namus tertemiz
  • ar ve hayâ perdesi yırtılmak
  • ar yılı değil, kâr yılı

Birleşik Kelimeler: ar belası

[kimya]

  • Argon elementinin simgesi

RA

[kimya]

  • Radyum elementinin simgesi

ARİ (Kelime Kökeni: Arapça ʿārī)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Çıplak
  • Arınmış, soyutlanmış

    Bu görüş her türlü edebî şişirmelerden ari bir görüştür. - Yahya Kemal Beyatlı

[isim]

  • İran'dan geçerek Kuzey Hindistan'a yerleşen halk veya bu halktan olan kimse

Birleşik Kelimeler: Ari dil

IR

[kimya]

  • İridyum elementinin simgesi

[isim]

  • 343 yır

ARI

[sıfat]

  • Temiz
  • Yabancı şeylerden arınmış, katışıksız, saf(II), halis, öz(II)
  • Günahsız

Birleşik Kelimeler: arı duru, arı kil, arı sili, eteği arı

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Zar kanatlılardan, bal ve bal mumu yapan, iğnesiyle sokan böcek (Apis mellifica)

Ata Sözleri ve Deyimler

  • arı bal alacak çiçeği bilir
  • arı bey olan kovana üşer
  • arı gibi
  • arı gibi eri olanın dağ kadar yeri olur
  • arı gibi sokmak
  • arı kızdıranı sokar
  • arının yuvasına kazık (veya çöp) dürtmek
  • arı söğüdü, akıllı öğüdü sever

Birleşik Kelimeler: arı beyi, arı biti, arı dalağı, Arıkovanı, arı kovanı, arı kuşu, arı sütü, ana arı, ağaç arısı, bal arısı, eşek arısı, yaban arısı, yaprak arısı

IRA

[isim]

  • Karakter

CAR

[isim]

[halk ağzında]

  • Çağrı, tellal ile duyurma
  • İlan
  • Tehlike durumu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • car etmek

Birleşik Kelimeler: carcar, car car

[isim]

[halk ağzında]

  • Kadınların örtündükleri çarşaf, zar (III)

İRCA (Kelime Kökeni: Arapça ircāʿ)

[isim]

[eskimiş]

  • Eski biçimine sokma, çevirme
  • Döndürme

[kimya]

[matematik]

  • İndirgeme

Ata Sözleri ve Deyimler

  • irca etmek

İCRA (Kelime Kökeni: Arapça icrāʾ)

[isim]

[müzik]

  • Bir müzik eserini oluşturan notaları sese çevirme

[hukuk]

  • Borçlunun alacaklıya karşı yapmak veya ödemekle yükümlü bulunduğu bir şeyi adli bir kuruluş aracılığıyla yerine getirme

    İcra yoluyla tahsile gideriz, o sonra parasını geri alır. - Burhan Felek

[hukuk]

  • Adliyenin bu işle görevli dairesi

[eskimiş]

  • Yapma, yerine getirme, bir işi yürütme

Ata Sözleri ve Deyimler

  • icra etmek
  • icraya vermek

Birleşik Kelimeler: icra kuvveti, icra vekili, tehiriicra

İCAR (Kelime Kökeni: Arapça īcār)

[isim]

[eskimiş]

  • Kira

Ata Sözleri ve Deyimler

  • icara vermek

RİCA (Kelime Kökeni: Arapça recā)

[isim]

  • Dileyiş, dileme, dilek

    İşinden atmışlar, tekrar işe almaları için patronuna ricaya gidiyormuş. - Çetin Altan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ricada bulunmak
  • rica etmek

RACİ (Kelime Kökeni: Arapça rāciʿ)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Geri dönen
  • Dokunan, ilgilendiren, dayanan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • raci olmak

CAR

[isim]

[halk ağzında]

  • Çağrı, tellal ile duyurma
  • İlan
  • Tehlike durumu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • car etmek

Birleşik Kelimeler: carcar, car car

[isim]

[halk ağzında]

  • Kadınların örtündükleri çarşaf, zar (III)

ACI

[isim]

  • Bazı maddelerin dilde bıraktığı yakıcı duyu, tatlı karşıtı

    Acıyı sever.

[sıfat]

  • Tadı bu nitelikte olan

    Acı kahvesini yudumluyordu. - Tarık Buğra

  • Herhangi bir dış etken dolayısıyla duyulan rahatsızlık, ızdırap

    Omuzlarına kadar vücudun derisini haşlayan bayıltıcı yanma acısı ve dehşeti çok sürmedi. - Peyami Safa

[mecaz]

  • Ölüm, yangın, deprem vb. olayların yarattığı üzüntü, keder, elem

    İnsan, ölümün acısını en çok günün iki uzak saatinde hissetmektedir. - Yusuf Ziya Ortaç

[sıfat]

  • Çarpıcı, göz alıcı (renk)

[sıfat]

[mecaz]

  • Keskin, şiddetli

    Acı poyraz kuvvetle esiyordu. - Orhan Kemal

[sıfat]

[mecaz]

  • Kırıcı, üzücü, incitici, dokunaklı, kötü

Ata Sözleri ve Deyimler

  • acı (veya acılar) görmek
  • acı acıyı keser, su sancıyı
  • acı çekmek (veya duymak)
  • acı gelmek
  • acı patlıcanı kırağı çalmaz
  • acısı çıkmak
  • acısı içine (veya yüreğine) çökmek (veya işlemek)
  • acısına dayanamamak
  • acısını almak
  • acısını almak
  • acısını bağrına (veya içine) basmak (veya gömmek)
  • acısını çekmek
  • acısını çıkarmak
  • acısını görmek
  • acısı ortaya çıkmak
  • acı söylemek
  • acı vermek

Birleşik Kelimeler: acı acı, acı ağaç, acı badem, acı bakla, acı bal, acı balık, acı ceviz, acı çiğdem, acı elma, acı fren, acı gerçek, acı haber, acı hıyar, acıkara, acı karpuz, acı kavak, acı kavun, acı kök, acı kuvvet, acı marul, acı meyan, acı ot, acı pelin, acı sakız, acı söz, acı su, acı tatlı, acı yavşan, acı yeşil, acı yonca, can acısı, ciğer acısı, evlat acısı, iç acısı, içler acısı, kalp acısı, kuyruk acısı, yürek acısı, yürekler acısı

İCRACI

[isim]

  • Bir buyruğu yerine getiren kimse

    Onları kendi icracıları gibi kullanmak istemişlerdi. - Falih Rıfkı Atay

  • İcranın verdiği kararları uygulayan görevli

[müzik]

  • Bir konserde bir eseri çalan veya söyleyen kimse