İçinde Şık Bulunan Kelimeler
İçinde ŞIK olan 138 kelime bulunuyor. İçerisinde ŞIK geçen kelimeler ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Şık kelimesinin anlamı nedir? Şık ile başlayan kelimeler. Şık ile biten kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.
15 Harfli Kelimeler
IŞIKLANDIRILMAK25
14 Harfli Kelimeler
BAĞDAŞIKLAŞMAK33, ÇAPRAŞIKLAŞMAK29, IŞIKLANDIRILMA24, SARMAŞIKGİLLER24, KARMAŞIKLAŞMAK23
13 Harfli Kelimeler
BAĞDAŞIKLAŞMA32, ÇAPRAŞIKLAŞMA28, YAKIŞIKSIZLIK26, IŞIKLANDIRMAK22, KARMAŞIKLAŞMA22
12 Harfli Kelimeler
BULAŞIKÇILIK24, IŞIKLANDIRMA21, ŞIKLAŞTIRMAK21, YAKIŞIKLILIK21, KARMAKARIŞIK18
11 Harfli Kelimeler
BAĞDAŞIKLIK27, BAĞLAŞIKLIK25, ÇAPRAŞIKLIK23, BULAŞIKHANE22, ŞIKLAŞTIRMA20, ŞIKIRDATMAK19, SIRNAŞIKLIK18, KARMAŞIKLIK17, KAŞIKLATMAK16, KAŞIKLANMAK16
10 Harfli Kelimeler
BAĞIŞIKLIK25, YIVIŞIKLIK25, BAĞLILAŞIK24, DOLAŞIKSIZ22, YAKIŞIKSIZ22, YAPIŞIKLIK22, IŞIKSIZLIK21, KIRIŞIKSIZ21, YARAŞIKSIZ21,
Tümünü Gör
9 Harfli Kelimeler
IŞIKÖLÇER23, BULAŞIKÇI20, YILIŞIKÇA20, IŞIKÇILIK19, DAYANIŞIK18, DANIŞIKLI17, ŞIKLAŞMAK17, ŞIKIRDAMA17, YAKIŞIKLI17, ÇALAKAŞIK16, IŞIKLILIK16, KIRIŞIKLI16, YARAŞIKLI16, ALIŞIKLIK15, IŞIKKESEN15, IŞIKLANMA15, KAŞIKLAMA14
8 Harfli Kelimeler
BAĞDAŞIK23, BAĞLAŞIK21, ÇAPRAŞIK19, TOPLAŞIK17, KAŞIKÇIN16, ŞIKLAŞMA16, IŞIKLAMA14, KAYNAŞIK14, SIRNAŞIK14, SARMAŞIK14, YAKLAŞIK14, KAŞIKLIK13,
7 Harfli Kelimeler
YIĞIŞIK22, BAĞIŞIK21, YIVIŞIK21, SIVIŞIK20, YAPIŞIK18, GÜNAŞIK17, IŞIKSIZ17, KIPIŞIK17, KIZIŞIK16, ÇAKIŞIK15, ÇATIŞIK15, KAŞIKÇI15, YILIŞIK15, ARDIŞIK14, AYRIŞIK14, AŞIKTAŞ14, BULAŞIK14, BARIŞIK14, DOLAŞIK14, DANIŞIK14
Tümünü Gör
6 Harfli Kelimeler
APIŞIK15, IŞIKÇI15, ŞIKŞIK14, IŞIKLI12, AŞIKLI11, ALIŞIK11, ŞIKLIK11
5 Harfli Kelimeler
DIŞIK12, KAŞIK9
4 Harfli Kelimeler
IŞIK9, AŞIK8
3 Harfli Kelimeler
ŞIK7
ŞIK (Kelime Kökeni: Fransızca chic)
-
Güzel, zarif, modaya uygun
Şık bir elbise.
-
Güzel, modaya uygun giyinmiş olan
Daima müzik vardı, şık kadınlar vardı. - Halide Edip Adıvar
-
Yerinde, uygun
Herkesin içinde dans öğrenmem şık olur. - Peyami Safa
-
Seçenek
Sizin için iki şık var, ya çalışacaksınız ya bu işten vazgeçeceksiniz.
ÂŞIK (Kelime Kökeni: Arapça ʿāşiḳ)
-
Bir kimseye veya bir şeye karşı aşırı sevgi ve bağlılık duyan, vurgun, tutkun kimse
Güzeller deniz kenarına geldikleri zaman âşıklar da kale burçlarına ve bedenlerine dolarlar. - Asaf Halet Çelebi
- Birbirini seven bir çiftten kadına oranla genellikle erkeğe verilen ad
-
Halk ozanı
Dinleyin âşıklar benim sözümü / Felek yaktı kül eyledi özümü - Halk türküsü
-
Dalgın, kalender kimse
Âşık yine geç kaldın.
-
`Ahbap, arkadaş` anlamında kullanılan bir seslenme sözü
Âşık! Anlat bakalım, neler yaptın?
Ata Sözleri ve Deyimler
- âşığa Bağdat sorulmaz
- âşığa Bağdat uzak değil
- âşığı kesilmek
- âşığın gözü kördür
- âşık, âlemi kör, dört yanını duvar sanır
- âşık etmek
- âşık olmak
Birleşik Kelimeler: badeli âşık, sırsıklam âşık
- Aşık kemiği
- Aşırma
Ata Sözleri ve Deyimler
- aşığı cuk oturmak
- aşık atmak
- aşık atmak (veya oynamak)
- aşık daima bey oturmaz
Birleşik Kelimeler: aşık kemiği
KAŞIK
- Sulu veya bazı ufak taneli yiyecekleri ağza götürmeye yarayan saplı sofra aracı
- Ucu iğneli kaşık biçimindeki olta
Ata Sözleri ve Deyimler
- kaşık atmak (veya çalmak)
- kaşık kadar
- kaşıkla verip kepçeyle geri almak
- kaşıkla yedirip sapıyla (gözünü) çıkartmak
- kaşık sallamak
Birleşik Kelimeler: kaşık çalımı, kaşık düşmanı, kaşık havası, kaşık kaşık, kaşık otu, kaşık oyunu, kaşık tırnak, çalakaşık, tahta kaşık, çay kaşığı, çorba kaşığı, kahve kaşığı, tatlı kaşığı
IŞIK
-
Cisimleri görmeyi, renkleri ayırt etmeyi sağlayan fiziksel enerji, erke, ziya, nur, şavk
Okuyabilmek için kapıdaki ışık yeterli değildi. - Halide Edip Adıvar
-
Bir yeri aydınlatmaya yarayan araç
Bir gece yatmışken kalktı, bitişik odaya girdi, ışığı yaktı. - Yusuf Atılgan
-
Aydınlanmak için kullanılan elektrik
Apartmandaki dairelerin ışıkları kapalı, herkes mışıl mışıl uyuyor olmalı. - Ahmet Ümit
-
Mutluluk, sevinç veya zekâdan doğan, özellikle yüzde ve gözlerde beliren parıltı
Bütün gözlerden manalı ışıklar sıçrıyordu. - Peyami Safa
-
Yol gösteren, aydınlatan kimse, düşünce, eser vb
Sevgili Behçet Necatigil şiirimizin vazgeçilmez ışıklarından biri olarak ayrıldı aramızdan. - Necati Cumalı
- Yüksek derecede ısıtılan cisimlerin veya çeşitli enerji biçimleriyle uyarılan cisimlerin gaz ışı yaydığı gözle görülen ışıma
Ata Sözleri ve Deyimler
- ışığı altında
- ışık almak
- ışık tutmak
Birleşik Kelimeler: ışık akısı, ışık aylası, ışık aynası, ışık bacası, ışık çanağı, ışık değneği, ışık eğrisi, ışık göçüm, ışık gölge, ışık hızı, ışık ışını, ışıkkesen, ışık kirliliği, ışık korkusu, ışık küre, ışıkölçer, ışık ölçümü, ışık yılı, ışık yuvarı, ışığa doğrulum, ışığa göçüm, dağınık ışık, yeşil ışık, ay ışığı, burçlar ışığı, buz ışığı, gün ışığı, güven ışığı, projektör ışığı, umut ışığı
ÂŞIKLI
- Âşığı olan
- Çok seven, düşkün, tutkun
ALIŞIK
-
Herhangi bir duruma alışmış olan
Onun böyle durmasına alışık değilim. - Adalet Ağaoğlu
Ata Sözleri ve Deyimler
- alışık olmak
ŞIKLIK
- Şık olma durumu
IŞIKLI
-
Işığı olan, aydınlık, ışıklandırılmış, nurlu, nurani, ziyalı, ziyadar
Tünelin ışıklı ucundan doğru bir esinti geliyor. - Adalet Ağaoğlu
-
Neşe veren, sevinç yaratan, mutlu
Kadınınsa güzel yüzü dökülüyor önüne, kocasından uzaklaşıyor, ışıklı gözleri doluyor, dudağı titriyor giderek. - Yusuf Atılgan
DIŞIK
- Cüruf
KAŞIKLIK
- İçine kaşık, çatal, bıçak vb. konulan kap
-
Kaşık yapmaya elverişli
Kaşıklık ağaç.
-
Kaşığın alabileceği ölçüde
İki kaşıklık reçel.
KARMAŞIK
-
İçinde aynı cinsten birçok öge bulunan, birbirine az çok aykırı birçok şeyden oluşan, mudil
Bu çeşitten karmaşık soruları bir çırpıda çözmeye kalkışacak değilim buracıkta. - Nermi Uygur
- Çözeltide kendisini oluşturan parçalara iki yönlü olarak ayrışan (iyon veya birleşik), kompleks
- Üstün teknolojisi olan, sofistike
- Ögelerinin veya gerekli işlemlerin sayısının çokluğu, çeşitliliği yüzünden anlaşılması, yapılması güç olan, komplike
- Anlaşılması güç olan (durum), sofistike
Birleşik Kelimeler: karmaşık sayı
KAŞIKLAMA
- Kaşıklamak işi
IŞIKLAMA
- Çevirim sırasında, aydınlatılmış olan konunun görüntüsünün duyar kat üzerine belirli bir süre düşerek etkilemesi
KAYNAŞIK
- Birbirine kaynamış, kaynaşmış
- Kıpırdak, oynak (kadın)
SIRNAŞIK
- Can sıktığına, rahatsız ettiğine aldırmadan bir kimseden sürekli, yalvarırcasına istekte bulunan ve bu isteğinde direnen (kimse)
- Rahatsız eden, sıkıntı veren
-
Yapmacık
Beni görünce sırnaşık bir tebessüm yayıldı suratına. - Elif Şafak