[-i]

• Arşınla ölçmek

[mecaz]

• Amaçsız, geniş adımlarla dolaşmak

  Şöyle bir arşınladı iskeleyi, sonra cebinden bir düdük çıkarıp öttürdü. - Çetin Altan

[nesnesiz]

• Anlama işine konu olmak

  Bu cümlelerin manaları yarım, bir asır sonra anlaşılacaktır. - Ahmet Hikmet Müftüoğlu

• Belli olmak, ortaya çıkmak

  Karakol Cemiyeti'nin de İstanbul'dan maada, Bursa havalisinde de faaliyette bulunduğu anlaşıldı. - Atatürk

Ata Sözleri ve Deyimler

• anlaşıldı Vehbi'nin kerrakesi

[isim]

• Karşılanmak işi

[isim]

• Karşıtlamak işi

[-i]

• Dışarıdan gelen bir kimseye karşılayıcı olarak çıkmak, istikbal etmek

  Beni karşıladılar ve ağırladılar. - Ahmet Kabaklı

• Karşılık olmak, denk gelmek, tekabül etmek

  Herhâlde bu küçük bahçeyi kendi sebze ihtiyaçlarını karşılamak için yetiştirmişlerdi. - Necati Cumalı

• Söylenen, yapılan, bildirilen bir şeyi olumlu veya olumsuz bulmak

  Bu suçlamayı hiç üzerimize almadan karşılar ve hoş görürüz. - Burhan Felek

• Önlemek, durdurmak

  Bu ilaç sıtmayı karşılar.

• Masrafı ödemek

[spor]

• Boksta karşı oyuncunun yumruklarını savmak

[-i]

• Kaşıkla yemek

  Sustular, bir zaman konuşmadan çorbalarını kaşıkladılar. - Necati Cumalı

[isim]

• Kaşıklanmak işi

[isim]

• Kaşıklatmak işi

[isim]

[argo]

• Çalma, aşırma

[isim]

• Aşılatılmak işi

[isim]

• Dönüşümlü ve düzenli sıralanma

[isim]

• Alaşımlamak işi

[nesnesiz]

• Işıklı duruma gelmek, aydınlanmak, ışımak

  Bahçeye bir gölge düştü ama çok durmadı, ortalık yine ışıklandı. - Nazım Hikmet

[-e]

[nesnesiz]

• Işınlama işine konu olmak veya ışınlama işi yapılmak

[isim]

• Kalkışılmak durumu